üç akşamının da biletleri iki saat içinde tükenen konser,
almanya’nın meğerse çok ünlü ve tanınan rock topluluğu die toten hosen’in de dahil
olduğu bir organizasyondu; biletlerin hızlıca tükenme nedeni zaten bu grubun
hayranlarıydı. ama konser tipik bir toten hosen konseri olmayacaktı.
nazilerin “yozlaşmış sanat” olarak damgalayıp sergisini
açtıkları ve dönemin önde gelen neredeyse bütün almanya kökenli ressam ve
heykeltraşlarını kapsayan 1938 yılında münih’teki “entartete kunst” olayını hepimiz az çok biliriz. meğer bunun bir de
“entartete musik” versiyonu varmış;
aynı yıl düsseldorf ehrenhof’da gerçekleştirilmiş. bu konserde, malum, “yozlaşmış”
müzik olarak tanımladıkları yahudi bestecilerin ve tabii ki avant-garde ve caz
müzik bestecilerinin yapıtları icra edilerek, halka ifşa edilmiş.
robert schumann hochschule senfoni orkestrası bu olayı anmak,
“unutmamak” için o konserde seslendirilen yapıtlardan oluşan bir program
düzenlemiş ve die toten hosen da, almanya’nın en ünlü anti-faşist müzik topluluğu
olarak bu konsere katkıda bulunmuş.
programa göre, arnold schönberg’in “ein überlebender aus
warschau” adlı yapıtında, die toten hosen’in şarkıcısı campino anlatıcı
görevini üstlendi.
campino’nun ismi bana toten hosen’den değil, yakın zamanda berlin’de klaus maria brandauer rejisinde bir “üç kuruşluk opera” yapımında mackie messer’i oynamasından tanıdık; brecht’in 50. ölüm yıldönümü dolayısıyla berliner ensemble’da yapılan üç saatlik galaya, admiralpalast’taki oyununu bitirdikten sonra gelmiş ve ünlü mackie messer şarkısını söylemişti; ard naklen vermişti o anma törenini; yoksa o tören için bizzat theater am schiffbauerdamm’da bulunmuşluğum yok.
campino’nun ismi bana toten hosen’den değil, yakın zamanda berlin’de klaus maria brandauer rejisinde bir “üç kuruşluk opera” yapımında mackie messer’i oynamasından tanıdık; brecht’in 50. ölüm yıldönümü dolayısıyla berliner ensemble’da yapılan üç saatlik galaya, admiralpalast’taki oyununu bitirdikten sonra gelmiş ve ünlü mackie messer şarkısını söylemişti; ard naklen vermişti o anma törenini; yoksa o tören için bizzat theater am schiffbauerdamm’da bulunmuşluğum yok.
mor ve ötesi’nden harun tekin, keşanlı ali
destanı’nda keşanlı ali’yi oynasa nasıl olurdu? neyse..
“gidemediğim konsere” dönersem; sonradan gazete haberinden öğrendiğime göre üç saat sürmüş; schönberg'in yapıtı dışında
kurt weill besteleri, toplama kamplarındaki yahudi müzisyenlerin bestelediği
şarkılar ve film müzikleri icra edilmiş.
die toten hosen kendi hitlerini özellikle seslendirmeyeceğini,
bunun tipik bir die toten hosen konseri olmayacağını hayranlarına önceden
açıklamıştı zaten. ama 1800 kişilik düsseldorf tonhalle’yi üç akşam
kapatanlar da çoğunlukla hayranlardı.
ilginç ve kolay kolay denk gelinemeyecek bir
organizasyondu..
bir diğer ender rastlanacak konser de “NOW! yeni müzik
festivali”nin açılış konseriydi; ona biletim de vardı!
konserin doruk noktası karlheinz stockhausen’in üç
orkestrayı birarada kullandığı “gruppen” (1955-57) adlı yapıtıydı; essener
philarmoniker, duisburger symphoniker ve ensemble musikfabrik bu konser için
işbirliği yapmışlardı. seyirciyi/dinleyiciyi üç bir taraftan çeviren üç
orkestra, müziğin mekanda gezinmesini sağlayacak şekilde yazılmış bu yapıtla
herhalde çok ilginç bir müzikal deneyim yaşattılar.
bochum’daki endüstri yapısından dönüştürülmüş devasa
etkinlik mekanı jahrhunderthalle’de gerçekleşen konserde ayrıca günter
stenke’nin de “quasar” adlı “ensemble ve mekanın içindeki büyük orkestra için”
yapıtının da ilk seslendirilişi gerçekleşti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder