ayn rand’in “atlas shrugged” (atlas silkindi) adlı romanı
tiyatroya uyarlanabilir mi? ya da uyarlanmaya kalkılsa ne kadar iddialı ve
cesaretli bir hamle olur!
eğer bir önceki genel sanat yönetmeni karin beier topluluğu
almanya’da herkesin konuştuğu ve avignon’a davet edilecek seviyeye çıkarmışsa,
ve hala kültür-sanat köşelerinde “beier-efekt” diye bir olgudan bahsediliyorsa;
ve siz o topluluğun yeni sanat yönetmeni olmuşsanız, ilk sezonunuzu iddialı bir
projeyle açmak isteyebilirsiniz. sanırım schauspiel köln’ün 2013/14 sezonunda
işe başlayan yeni sanat yönetmeni stefan bachmann da böyle düşündü.
elinin altında, eski bir fabrikadan dönüştürülmüş, uzunluğu
25 metreyi bulan (evet, yanlış okumadınız), derinliği ise en az 12 metre olan
bir sahne varsa ancak, böyle iddialı bir projeye soyunabilir insan.
evet, sahnenin uzunluğu hiç de alışkın olunmayan bir
boyutta; sanki sinemada 70mm’lik “arabistanlı lawrence”ı seyreder gibi ultra
sinemaskop bir etki çıkıyor ortaya (gel de robert lepage’a hak verme!)
ayn rand’in “fountainhead” (hayatın kaynağı) adlı romanını
“atlas silkindi”sine tercih eden birisi olarak, çok da umutlu değildim bu
yapımdan.
ama bir yandan da; kaldığım odanın penceresinden neredeyse
sadece tren raylarını ve deutsche bahn’ın her çeşit trenini günün ve gecenin
her vakti gelip geçerken seyrederken; trenlerin ve rayların önemli bir rol
oynadığı bu romanın oyunlaştırılmış versiyonunu seyretmemezlik edemezdim.
en azından; bu açıdan oyuna verdiğim 4 saate değdiğini
söyleyebilirim: 14 oyuncu yarım saat içinde sahneye 10 metrelik gerçek tren rayı
döşediler; kamyon mıcırı getirdi, döktü; mıcır küreklerle düzeltildi; dörder
kişilik gruplar ahşap kütükleri taşıdı, gerekli aralıklarla dizdi, üzerine
sekiz kişinin ancak kaldırabildiği çelik raylar yerleştirildi; bulonlanıp
sıkıştırıldı. eh, 4 saatlik bir oyun sahneye koyuyorsanız bu kadar zahmete
vaktiniz oluyor tabii. bu işleri yapanlar da sahne teknisyeni falan değil,
oyuncuların kendileriydi!
stefan bachmann’ın ayn rand’ın romanından yaptığı “der
streik” (garip bir şekilde rand’in romanı almancaya üç kere çevrilmiş, üçünün
de adı farklı: biri “atlas silkindi”, diğeri “john galt kim?” ve üçüncüsü
oyunun da adı olan “grev”) adlı uyarlama güçlü, destansı görüntülere dayanıyor.
bachmann resmen, etkili görüntüler yaratan sekansları
sinemaskop sahnede arka arkaya dizmiş (ama maalesef iki boyutlu kalmışlar;
lepage sen çok yaşa!).
bu sekansları koskoca ve upuzun sahnede sadece 14 oyuncuyla
yaratmak beceri olsa da, işin işlemeyen tarafı, görüntülerin ihtişamına rağmen,
sahneden bana hiç bir duygunun geçmemiş olması; ne dagny taggart’ın
gözüpekliği, ne hank rearden’ın hırsı ve dagny’ye duyduğu tutku, ne de john
galt’ın bireyselci nutku. (lepage'a yine bir selam!)
ve herşey bir yana; bachmann’ı ayn rand’in kapitalizmi ve
bireyciliği yücelten kült romanını “şimdi ve burda” sahnelemeye iten nedenleri
ve bachmann’ın romanla nasıl bir hesaplaşma içine girdiğini göremiyor olmak,
yapımın en büyük eksisi kanımca.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder