malum, 2013 stravinski’nin “bahar ayini”nin 100. yıldönümü. bu
vesileyle yapılan projelerden biri de akram khan’ın “iTMOi”si [“in the mind of
igor”; neden T, M ve O büyük de, i’ler küçük, bilmiyorum].
bu civarda geçireceğim üç ay içinde buralara konuk olarak
gelen en dişe dokunur yabancı çağdaş dans topluluğu akram khan’ınki; 24-26 ekim
tarihlerinde düsseldorf tanzhaus’da, 4-5 aralık’ta da köln depot 1’de.
köln biletleri daha pahalı, salonu uygunsuz ve bilet kalan
yerler de kötü olduğu için, ben “iTMOi”yi geçtiğimiz perşembe akşamı düsseldorf
tanzhaus’da izledim.
akram khan “bahar ayini”nin müziğini ve librettosunu
kullanmak yerine, üç çağdaş besteciye (nitin sawhney, jocelyn pook ve ben
frost’a) ısmarladığı müziklerle ve kendi dramaturjisini yaratarak bu
yıldönümüne katkıda bulunmuş;
65 dakika süren çalışmasında, stravinski’nin “bahar ayini”
müziğinden sadece 30 saniyelik bir bölüm kullanmış.
dramaturjik olarak da, “bahar ayini”nindeki kurban temasını
almış, ve onu -nedense- kitaplı dinlerdeki, ibrahim’in oğlu isaac’i tanrıya
kurban etme hikayesiyle örtüştürmüş. kutsal kitapları çıkış noktası olarak
kullanmayı sidi larbi cherkaoui yıllar önce çok ustaca yapmıştı “foi”de,
“myth”te, “apocrifu”da; akram khan’ınki biraz geriden takip!
akram khan’ın “iTMOi”de yaptığı etkileyici şey ise; sanki
bir doğum sancısının içinde gibi, stravinski’nin içsel dünyasında “bahar ayini”
gibi çığıraçıcı, yeni bir çağ başlatıcı güçte ve yenilikte bir yapıtın nasıl
ortaya çıkabileceğinin, çıkarken sanatçıda nasıl çalkantılar, mücadeleler ve
gerilimler yaratmış olabileceğinin izlerini, yaratıcılığın “karanlık taraf”la
olan ilişkisini önplana çıkararak sürmüş olması.
“iTMOi”de sanki bir carlos castaneda seansındasınız; had safhada
estetik bir görsel şölen ve bir bilinçdışı akış.
“iTMOi”de görüntüler, figürler, sesler “öyle” birarada
oldukları için güzeller ve: çok güzeller!!!
sorarsanız “neden öyle?” diye, arkaplanın çok güçlü ve dolu
olduğunu düşünmüyorum. ama doğrusu, akram khan’ın hazırladığı bu gösteri,
özellikle müzik ve ışıktan (fabiana piccioli) da çok büyük destek alarak
[kostümleri de es geçmemek lazım: kimie nakano’nun] o kadar pür bir güzellikte
ki, insan “neden öyle?” sorusunu sormayı aklına bile getirmiyor; ağız açık,
tüyler huşudan diken diken, duygudan kabarmış bir şekilde, hayranlıkla izliyor,
kendinizi sahnede gördüklerinizin içinde kaybediyorsunuz.
salondaki diğer izleyicileri bilemem ama en azından ben
kendimi kaybettim.
dansçıları beş kere selama çıkartan dinmeyen alkışlardan ve
bravo seslerinden salonda yaşantılananın ortak bir his olduğunu da fark ettim
sonra..
yine de eklemeden olamayacağım: “iTMOi”nin biraz, robert
wilson estetiğini hatırlatan anları vardı.. ama o kadar da esinlenme oluversin
canım; akram khan nasıl olsa sabıkalı!
...
gösterinin fragmanı:
gösterinin fragmanı:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder