26 Mart 2022 Cumartesi

on soruluk sohbetler 65 : eva schumacher

İstanbul Fringe Festival'de gösterilerini canlı sunan sanatçılarla yaptığımız sohbetlerin bu haftaki konuğu 24 ve 25 Şubat tarihlerinde Institut français İstanbul’da seyirciyle buluşan Je t’appellerais Eve gösterisinin yönetmen, dramaturg ve senografı Eva Schumacher.

Fotoğraf: Louis De Ducla

Performansın özü sizce nedir?
Performansın iki kuvvetin sonucu olarak ortaya çıktığını düşünüyorum: Zaman ve insan. Sonsuza dek sürmeyecek olan belirli bir anı seçmek ve iki kişiyi, bir performansçı ile bir izleyiciyi, birinin bir teklifte bulunduğu ve diğerinin onu alıp ona tepki verdiği, karşı karşıya getirmektir. Performansın sadece bu buluşma hakkında olduğunu düşünmek hoşuma gidiyor: Birbirine bakan, birbirlerine hikâyelerinin bir parçasını veren ve sonra duran iki insan.

Sanatın dönüştürücü gücüne inanıyor musunuz? Nasıl?
Elbette sanatın bir değişim vektörü olduğuna inanıyorum çünkü olaylara bakışımızı değiştiriyor. Bize başka hikâyeleri, bildiğimizi sandığımız şeyler hakkında başka bakış açılarını gösteriyor. Farklı sanatlar aracılığıyla anlattığımız hikâyelerin bir adım kenara çekilmemize olanak sağlayıp bizi küçük bir değişime götürebileceğini düşünüyorum. Ve bu büyük bir güç. Sanatlar bir mesaj ya da doktrin taşımazlar, onlar açık birer sorudur, yakalayıp kendimizin kılabileceğimiz, gerçeğin içinde askıya alma anlarıdır.

Bir iş üretirken hangi kaynaklardan beslenir, nelerden ilham alırsınız? Rüyalarınızın işlerinize etkisi olur mu?
Bana verilen, oyuncuların taşıdıkları, okuduğum ya da bana ait olan hikâyelerden yola çıkıyorum. Rüyalar da her zaman mevcutlar; aslında bu gösteride anlatılan birkaç rüya var, benim ya da başkalarının bana verdiği! Rüyalar, özellikle bir imge veya hareket çalışması için olağanüstü bir ilham kaynağı, çünkü özetleme, bir duyguyu, bir durumu aşırı derecede basitleştirme, onu bir imgede veya sizi uzun süre demirleyen bir kelimede yoğunlaştırma gücüne sahipler. Ayrıca sahnelerden, sahnede deneyimlemenin getirdiği duygulardan ve araştırma sırasında ortaya çıkan müzikal önerilerden de ilham alıyorum. Bu projede Caroline Martin'in güzel müziği büyük bir ilham kaynağı oldu.

"Ustam" olarak tanımlayabileceğiniz veya size ilham verdiğini düşündüğünüz biri/leri var mı, varsa kimler?
Çok var! Ama yönetmen Pippo Delbono'dan ve onun sanatsal yaklaşımından çok etkileniyorum. Çalışmaları inanılmaz derecede samimi ve çok güçlü imgeler barındırıyor. Kendisini ve oyuncularını tam bir adanmışlıkla nasıl sunacağını biliyor ve bu beni çok etkiliyor. İnsanlarla ve onların deneyimleriyle çalışıyor, herhangi bir biçim veya konsept çalışmasının ötesine geçen gösterilerinde mevcut hümanizmi hissedebiliyorsunuz. 

Söyleşinin devamını okumak için tıklayın.

1 Mart 2022 Salı

on soruluk sohbetler 64 : rita góbi

İstanbul Fringe Festival, Fiziksel formatındaki gösterimlerine devam ediyor. Festivalde gösterilerini canlı sunan sanatçılarla yaptığımız sohbetlerin bu haftaki konuğu Volitant adlı dans gösterisi ile 26 ve 27 Şubat’ta İstanbul seyircisiyle buluşmuş olan Góbi Dance topluluğunun kurucusu Rita Góbi.

© Marcell Piti

Performansın özü sizce nedir?
Benim için performansın özü, yoğunlaştırılmış enerji, bakışları üzerine çeken mevcudiyet ve hayatın farklı unsurlarını birbiriyle paylaşmaktır.

Sanatın dönüştürücü gücüne inanıyor musunuz? Nasıl?
Sanatın sizi aynı anda hem sakinleştirebileceğine hem de harekete geçirebileceğine, düşündürebileceğine, bir meditasyon misali günlük yaşamınıza bir şeyler katabileceğine inanıyorum. Sanat, düşüncelerinizin özgürce uçmasını ve yapıtı kendi hayatınız doğrultusunda görmenizi sağlar. Sanatın sizi açmasına izin verirseniz, onu kucaklayabilirsiniz.

Bir iş üretirken hangi kaynaklardan beslenir, nelerden ilham alırsınız? Rüyalarınızın işlerinize etkisi olur mu?
Her zaman bir sürü fikrim oluyor, bana kolayca geliyorlar. Kendimi onlara kaptırıyorum ve yapıt kendini yazmaya başlıyor. Başlangıçta yorumlamaya çalışmıyorum, “sadece” uçmayı seçiyorum. Bir süre sonra durup çizdiklerime, bedenimle neleri yonttuğuma bakıyorum. Oynarken kale inşa eden bir çocuk misali.

"Ustam" olarak tanımlayabileceğiniz veya size ilham verdiğini düşündüğünüz biri/leri var mı, varsa kimler?
Herkesin ve her şeyin üzerimde büyük bir etkisi olduğunu söylemeliyim, bir sivrisinek bile bana ilham verebilir. Bedenimi nasıl ısıtacağımı, güçlendireceğimi ve esneteceğimi, bunların hepsini yaşça benden büyük meslektaşlarımı gözlemleyerek öğrendim; her şey bana ilham verebilir. Bol bol performans izliyorum, etraftaki tüm prömiyerlere gidiyorum, dans arşivlerini araştırıyorum, televizyonda dünyanın her yerinden dans gösterileri izliyorum, dans kurslarına ve atölye çalışmalarına katılıyorum – sürekli öğrenmeye devam ediyorum. Çok genç yaşımda Macar Dans Akademisi'nde okurken aldığım en büyük hediye, hocalarımızın yaratmamıza izin vermesi ve böylece sahnede ve televizyonda gösterilen bazı koreografiler gerçekleştirebilmemdi.

Söyleşinin devamını okumak için tıklayın.