schauspielhaus bochum’un yeni sezon prömiyerlerinden biri
maksim gorki’nin “wassa schelesnowa”sı.
“küçük burjuvalar”, “yazlıkçılar”, “ayaktakımı arasında” gibi daha
bilindik oyunları arasında “wassa schelesnowa” biraz kenarda kalmış sanırım; ya
da, ben daha önce bu oyundan haberdar değildim, bilen biliyordur...
oyun hakkında ilginç olan bir detay; gorki’nin “wassa
schelesnowa”yı iki kere yazmış olması: ilki 1910’da, ikincisi, ölümünden bir
yıl önce, 1935’te. “wassa schelesnowa” 1917 devrimi’nin öncesi ve sonrası olmak
üzere iki versiyona sahip.
alman yazar, yönetmen ve oyuncu jan neumann schauspielhaus
bochum’da daha ender kullanılan ikinci metni sahneye koymayı tercih etmiş.
“wassa schelesnowa” oldukça feminist bir oyun. protagonistleri
iki güçlü kadın: wassa ile rachel.
oyundaki bütün erkek karakterler ise güçsüz, seks düşkünü,
alkolik ve başarısız olarak çizilmişler.
güçlü iki kadın birbirlerinin zıt kutuplarını
oluşturuyorlar. oyuna ismini veren wassa kapitalizmin temsilcisi, üvey kızı rachel
ise devrimin. ikisinin de çocuklarıyla “dertleri” var: wassa doğurduğu 9
çocuktan sadece ikisini yaşatabilmiş, ama bu iki kızıyla düzgün bir ilişki
kuramamış, onları yetiştirememiş, ikisi de sorunlu karakterler. Rachel ise, tek
oğlunu, yeraltına kaçarken wassa’ya emanet etmiş, şimdi dönmesinin nedeni
oğlunu geri istemesi, ama bizzat büyütemeyeceğinin farkında, yurtdışına
yollamak için geri istiyor onu.
gorki’nin yarattığı protagonistlere psikolojik anlamda
yaklaşımı açısından seyrettiğim 1935 versiyonunda ibre rachel’dan yanaydı; 1910
versiyonunda ise wassa daha ağırlıktaymış.
jan neumann iki saat süren tek perdelik oyunu -altını kalın
olarak çizmeden- kendi içinde üçe bölmüş:
ilk bölümde wassa’nın devasa ahşap yazı masasını önden
görüyoruz; bütün ihtişamıyla, gücüyle wassa işletmeye hakim, para yedirilecekse
yediriyor, kocasını aile onurunu zedelememesi için intihara ikna ediyor,
kızlarına baskı uyguluyor..
neumann, kaçak olan devrimci üvey kızın ortaya çıktığı
ikinci bölümde ahşap masayı bu sefer yandan ve sahnenin bir tarafında, üvey
kızın “çadırını” (occupy hareketine şık bir gönderme; hatta “gezi”ye de) ise
diğer tarafında olmak üzere sahneyi ikiye bölüyor: zıt kutuplar çatışıyor, denge
aranıyor, en azından güç karşıtıyla birlikte var olur hale geliyor.
wassa’nın çöküşüyle biten üçüncü bölümde ise neumann masayı
bu sefer arkadan gösteriyor; bütün kirli çamaşırlarıyla, çekmeceleriyle ortada.
jan neumann oyunu zamansız bir döneme taşımış; kostümlere
(geniş paçalı pantalonlar örneğin), göndermelere ve aksesuarlara bakınca, oyunun
yazılışından günümüze bütün bir 20. yüzyılı ve 21. yüzyıl başını sahnede
görüyoruz sanki.
tabii, çok da anlamlı aslında; dünyanın özellikle ikinci
dünya savaşı’ndan sonra geçirdiği bunalımlar, özellikle ’68 hareketi ve
arkasından gelen ’70’li yıllar düşünüldüğünde...
son 10 yıldaki çalkalanmalara yapılan göndermeler ise oyunu
daha da güncelleştiriyor.
her ne kadar, oyunun sonunda wassa masanın altında kalıp
ölse de, jan neumann sanırım o kadar da iyimser değil kapitalizmin çöküşü konusunda;
çünkü bir erkek oyuncunun muhteşem bir şekilde canlandırdığı wassa’nın sağ kolu
ve sekreteri anna (oyun boyunca rachel ve onun tarafında olanlara karşı
wassa’nın tarafını tutan, wassa’nın bütün pis işlerinden haberdar ve aslında
“düzen”in devamını sağlayan sessiz askerlerden biri anna) oyunun sonunda wassa’nın
şirketine ve servetine el koyan kişi oluyor.
kapitalizm ve onun sadık koruyucuları tilki kadar sinsi bir
şekilde pusudalar; en küçük bir boşluğumuzda saldırmak için an kolluyorlar; bu
da üzerimizde hiç bitmeyen bir baskı oluşturuyor.
özellikle başroldeki iki kadın oyuncunun (katharina linder
ve bettina engelhardt), yan rollerdeki diğer kadın oyuncuların ve anna’yı
oynayan erkek oyuncunun (daniel stock) parladığı sıkı bir yapım “wassa schelesnowa”.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder