6 Aralık 2013 Cuma

NRW057 xaver kasırgası, trenler ve tene yazılan opera


dün buralarda xaver kasırgası esti. o kadar ki, bonn operası’nda temsil devam ederken bir anda bütün ışıklar söndü, acil lambaları yandı. müzik durdu. meğer, bütün şehirde elektrik gitmiş; ara verildi. fuayeden görünen şehir zifiri karanlıktı. demek ki almanya’da da oluyormuş böyle şeyler!
neyse ki, beş dakika sonra elektrik geldi, seyirciler yerini aldı, sahne spotları ısındı; bir türlü opera kaldığı yerden başlayamıyor; salonda mütemadi bir ses duyuluyor; en sonunda sahne amiri tekrar çıktı açıklama yapmak için: başlarına daha önce böyle bir şey gelmemiş, sesin nereden geldiğini kimse bilmiyormuş, bulmaya çalışıyorlarmış. bir beş dakika da o sesin kaynağını bulup susturmakla geçti. 85 dakikalıki tek perdelik opera kaldığ yerden başladı ve bitti.

bonn merkez tren istasyonuna geldiğimde, kalabalıktan bir şeylerin yolunda gitmediğini anlamıştım; göstergelerde bütün trenlerin karşısında gecikmeler yazıyordu ve 60 dak., 70 dak., belirsiz süreli gecikme gibi ciddi ertelemelerdi. bununla da kalsa iyi, bir anda bütün trenlerin iptal olduğu haberi geldi. bonn’da mahsur kalacağımı zannettim bir ara. neyse ki saat daha erkendi ve bonn-köln arası u-bahn çalışıyordu. bayağı bir gecikmeli de olsa eninde sonunda köln’e, odama vardım.

dün akşam xaver’den dolayı ekstra bir durum yaşandı, ancak normal durumlarda da, bir zamanlar dakikliğiyle övünen deutsch bahn trenleri çoğunlukla rötarlı çalışıyor.
bir kaç yıl önce, almanların gurur kaynağı hızlı tren ICE’ye binen bir arkadaşım, bilet kontrolüne gelen görevliye aktarması olduğunu, yetişip yetişemeyeceğini sormuş, görevli ukala bir edayla “bir ICE’de seyahat ediyorsunuz” demiş sadece. belki o zamanlar dakiktiler ama şimdilerde ICE’lerin rötarı 30-40 dakikaya kadar bile vardığı oluyor!
bu durumun nedeni, işletmenin %50 özelleştirilmiş olmasına bağlanıyor. özelleştirme dünyanın hiç bir yerinde hayır getirmiyor!

opera?


martin crimp’in librettosunu yazdığı, george benjamin’in müziklerini bestelediği “written on skin” ilk defa 2012 yazında aix-en-provence festivali’nde katie mitchell rejisiyle sahnelenmiş; internetten naklen yayınlanmıştı.

operanın konusu oldukça ilginç, müzikleri ise tipik bir çağdaş müzik bestesi olarak öyle kolay kolay kulağa hoş gelen melodiler içermiyor. ancak mitchell’inki gibi matematiği iyi ayarlanmış, sade bir rejiyle, internetten bile olsa ilgiyle izlemiştim.


theater bonn’daki prodüksiyonu, ortak çalışan macar hanım yönetmenler alexandra szemeredy ile magdolna parditka sahneye koymuşlar.
sembolik öğeleri biraz fazla abartılmıştı; sahnenin bütünü değil seyirciye yakın olan yarısı kullanılmış olmasına rağmen her bir metrekaresinde bir obje, hareket eden bir şey, bir özellik vardı. koronun ve solistlerin hareket düzeni de oldukça fazlaydı; sahnede her an bir şey olmaktaydı. sanki seyirci çağdaş müzikten sıkılmasın, gözü oyalansın diye yapılmayan atraksiyon kalmamıştı. keşke macar hanım rejisörler tercihlerini daha sade ve dingin bir reji yönünde kullansalarmış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder