aralık ayında buradaki bütün konser salonlarında iki
konserden biri mutlaka ya christmas ile ilgili ya da yılbaşı ile; christmas
şarkıları, polis ya da itfaiye koroları, viyana valsleri, bach’ın dini
yapıtları; opera kurumlarında çocuklar için ya “hansel ile gretel” ya “sihirli
flüt”, büyükler için ya bir viyana operetesi ya da west-end müzikali;
tiyatrolarda da her gün çocuk oyunu oynamakta; rus bale toplulukları ise ya
“fındıkkıran” ya da “uyuyan güzel” ile turnedeler…
bu christmas-yılbaşı temalı konser bolluğu içinde iki konser
seçtim kendime. ilki geçenlerde düsseldorf tonhalle’de thomas hengelbrock
yönetiminde balthasar-neumann korosu’nun “avrupa yılbaşı şarkıları – a capella”
konseriydi.
ikincisi ise, istanbul’a dönmeden önceki son akşamımda, 30
aralık’ta kölner philarmoni’de marc minkowski yönetiminde les musiciens du grenoble’ın baba-oğul
johann strauss’un müziğini yorumlayacakları konser olacak.
thomas hengelbrock ile balthasar-neumann-korosu’nu ilk defa
pina bausch’un paris opera balesi’nde sahnelenen “orpheus und eurydike”
yapıtının icrasında dinlemiştim. meğer oldukça tanınan ve dünyanın en iyi
korolarından biri kabul edilen bir toplulukmuş.
hengelbrock koroyu 1991 yılında kurmuş ve o zamandan beri
ilginç temalı, daha önce çok fazla seslendirilmemiş yapıtlara ayırdıkları
konserlerle ses getirmişler.
“avrupa yılbaşı şarkıları – a capella” konserinde topluluk
15.yüzyıldan günümüze (hatta 1957 doğumlu simon willis’in “hoping it might be
so” adlı yapıtının ilk seslendirilişiydi), ispanya’dan iskandinavya’ya,
almanya’dan izlanda’ya, portekiz’den rusya’ya, heinrich schütz’den anton
bruckner’e bizleri tarihte ve zamanda bir yolculuğa çıkardı.
alman christmas şarkıları ünlüdür de, hengelbrock bile bu
konser için 1.5 yıl önce ilk defa araştırmaya yapmaya başladığında avrupa
genelinde bu kadar yaygın ve çeşitli christmas şarkısı olduğunu bilmediğini
söyledi.
konserde şarkılar bölgelere ayrılmıştı. iki ispanyol şarkısı
ile iki portekiz şarkısı konserin en temperament dolu kısmıydı; ispanyol
christmas şarkılarında hareket ve neşe, portekizinkiler de fadomsu bir derinlik
vardı.
iskandinav şarkıları ise tam da oraların kültürü gibi içkin,
dingin ve sadeydi.
izlanda christmas şarkısının sözleri çok ilginçti (konser
broşürü bütün şarkıların oriijnal ve almancaya çevrilmiş sözlerini içeriyordu):
meğer izlanda’da bir tek noel baba değil, yılbaşı cadısı gryla’nın çocukları
olan 13 noel baba varmış ve bunlar christmas’da dünyaya inip ebeynlerin
ekmeklerini, çocukların hediyelerini ellerinden alılarmış; izlanda’da çocuklar
christmas bitsin diye dört gözle beklerlermiş. şarkı da oldukça korkutucu
efektler barındırıyordu.
rusya’dan seçilmiş christmas şarkısında ise yoğun bir
melankoli hissediliyordu.
sanki her ülkenin christmas şarkıları o ülkenin halet-i
ruhiyesinin yansımasıydı.
arasız 90 dakika süren konser, hengelbrock ile koronun
dinlemeyen alkışlara iki alman christmas şarkısıyla cevap vermesiyle sonlandı..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder