daha ilk dakikada sahneye havadan tonlarca kitap düşünce,
farklı bir “hamlet” izleyeceğimi anladım.
jerzy grzegorzewski ve kristian lupa’nın asistanlığını
yapmış, 1973 doğumlu jan klata polonya tiyatrosunun son yıllarda çıkardığı ve
avrupa’da isim yapmış genç yönetmenlerden biri. klata 2013-14 sezonunda
polonya’nın önemli tiyatrolarından krakow stray teatr’ın başına getirilmiş.
“hamlet” klata’nın bochum schauspielhaus’taki üçüncü produksiyonu;
geçtiğimiz sezon sonunda prömiyer yapmış.
aslında bu klata’nın ilk “hamlet”i değil; 2004’den beri
klata “hamlet” ile uğraşıyor. nitekim, şimdiki bochum prodüksiyonunda,
klata’nın ilk “hamlet”inde hamlet’i oynayan marcin czarnik de fortinbras
rolünde sahnede.
klata “hamlet”inin bochum versiyonunda heiner müller’in “hamletmachine”
eserinden bölümler kullanmış ve oyunu leh yazar sbigniew herbert’in
“fortinbras’ın klage”si isimli şiiriyle bitiriyor, czarnik bu şiiri lehçe
seslendiriyor; almanca çevirisi oyun broşürüne konmuş.
tek kelime ile söylersem klata’nın hamlet’i pop bir hamlet;
bir çizgi roman gibi hatları kalın, stilize edilmiş.
ophelia bale dersi alıyor ve saçları sanki bir çizgi roman kahramanı gibi turuncu (tom tykwer'in "run lola run" (koş lola koş)'un protagonisti gibi); ophelia'nın babası polonius gizli
entrikalarını bir dedektif gibi elindeki ses kayıt cihazına not alıyor, ayrıca
ağzında düdük elinde kronometre kızıyla oğluna spor hocalığı yapıyor; hamlet
amcası ve annesine bir tiyatro oyunu değil, yves klein vari boyalarla çılgın bir
happening sunuyor; kraliçe gertrud uzun turuncu saçları ve kısa siyah
elbisesiyle tam bir top model; rosencrantz ile guildenstern mor taytlar içinde
tam anlamıyla günümüz eğlence dünyasının sakar, beceriksiz, aptal palyaçoları
olmuşlar, hamlet tarafından öldürüldükleri halde, ilerleyen sahnede mezar
kazıcıları olarak geri dönüyorlar ve aynı komedi yüklü yoruma devam ediyorlar;
mezar kazıcıların kürekleri birer kocaman haç olmuşlar; bir sahne sanki
televizyonda zamanla yarışılan bilgi yarışma programları formatında oynanıyor;
sondaki hamlet ile laertes arasındaki kılıç düellosu ise ikisinin bangır bangır
müzik eşliğinde üstleri çıplak olarak sert hareketlerle karşılıklı dans
ettikleri ve sonunda pandomimvari hareketlerle elleriyle birbirlerinin
kalplerini çıkardıkları bir sekansa dönüştürülmüş, aynı sahnede amcanın,
annenin ölümleri de yine kalplerinin çıkarılmasıyla gerçekleşiyor; arka plana
bolca seksenlerin pop müzik parçaları döşenmiş; hamlet’in ünlü monologunu
söylediği kurukafa objesi olarak damien hirst’ün ünlü pırlantalı kurukafası
kullanılmış; hamlet ile annesi kraliçe gertrud arasındaki cinsel çekimin
üzerine gidilmiş, ana-oğul seviştirilmiş; ophelia da adının anlamı gibi masum
değil klata’nın rejisinde, tam bir seks delisi, hamlet ile olan tek yakınlaşma
sahnesi klata’nın yorumunda tam bir bondaje sekansına dönüşmüş..
oyuncuların hepsi iyi, ama tabii ki “hamlet” rolünde oyunu
sırtlayan dimitrij schaad öfke ile melankoli, sarkazm ile ciddiyet, normallik
ile delilik arasında gidip gelen hamlet’i çok iyi canlandırıyor.
jan klata’nın “hamlet”i, şimdiye kadar seyretmediğim kadar eğlenceli ve güncel bir yorumdu. “hamlet” mahallede rastlayacağınız, televizyonda gördüğünüz tiplerin hikayesi olmuş. bochum schauspielhaus’un büyük salonu gençlerle tıklım tıklımdı ve oyundan büyük keyif aldılar. 3 saat 15 dakika süren oyunda arada gidenler olur mu diye baktım, bütün gençler ikinci yarıda salondaydı.
çabuk ve kolay olana alışmış, anında sıkılan, az düşünen ve
etrafına görmekten çok bakan gözlerle bakan günümüz gençlerine bir tiyatro
klasiğini üç saati aşan bir sürede ve özünden hiç bir şey kaybettirmeden seyrettebilmek
büyük bir başarı ve beceri bence.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder