(fotoğraf: matthias zölle)
“wiesenland” ıslak bir rüya gibi; tedirgin ve rahatsız edici
ama bir yandan da cezbedici ve zevk dolu.
ilk defa geçen yıl mart ayında izlemiştim “wiesenland”ı; daha sadece 1.5 yıl olmuş seyredeli. izlenimlerimi blogumda kapsamlı bir yazıyla paylaşmıştım.
o zaman,
büyük bir beklentiyle gitmemiş, hayran kalıp çıkmıştım. bu sefer, anısı
bellekte hala taze bir seyahatin fotoğraflarına bakmak gibi bir hisle çıktım
gösteriden.
ilk akşam ikinci balkondan, ikincide parterden izledim.
barmen operası’nın ikinci balkonunda daha önce hiç oturmamıştım; görüş açısı ve
sahneye hakimiyeti mükemmel ancak, her şey aşağıda olup bitiyor ve siz
aşağıdakilere ancak bir tanrı kadar tanık olabiliyorsunuz; dansçıların
seyircilerle etkileşimi, mimikler, derinlikler, özellikle “wiesenland”da çok
önemli bir yer tutan dansçıların havaya atılmaları, havada süzülmeleri, havaya
kaldırılmaları görülüyor ama kesinlikle hissedilmiyor.
ilk akşam sahnede olup bitene daha hakim konumdaki ikinci
balkondan izlemiş olmama rağmen, ikinci akşamdan daha çok keyif aldım ve daha
önce görmediğim bir çok detayı fark ettim. örneğin julie shanahan’ın sadece
saçını tarayarak geçip gittiğini, özgün hali dominique mercy tarafından
yaratılmış karakteri oynayan pablo aran gimeno’nun karanlıklarda, köşe dip
bakarak bir şeyler aradığını..
pina bausch’un bilindik kurgu tekniğidir; bazı sahnelerde
yavaşlatır tempoyu, tek bir dansçıyı ya solosunda ya da bir durumun içinde
izlettirir, sonra birden bir kaç katmalı yoğun kalabalık sekanslar sunar
önünüze, hangisini seçeceğinizi, nereye bakacağınızı, kimi seyredeceğinizi
şaşırırsınız.
genellikle en cazip ve en önde olana gözünüz takılır; arkada,
sessiz sedasız sürmekte olan alakasız bir durumu kaçırabilirsiniz. eğer talimli
bir gözünüz varsa, öndeki tekrara girdiğinde dikkatinizi hemen arkaya kanalize
edersiniz. yine de bausch’un sahnesi’nde her an her şeyi yakalamanıza imkan
yoktur; bazen gerek de yoktur; sahnenin genel atmosferini, duygusunu
algılamışsanız yeterlidir.
yine de; bir kaç kere izlediğim halde, hala daha önce fark
etmediğim şeyler “gördükçe” heyecanlanıyorum; bu şeylerin bütüne nasıl
eklemlenip hizmet ettiklerini ve ne ifade ettiklerini düşünmeye başlayıp,
bütünü de tekrar anlamlandırmaya çalışıyorum. ya da daha genel bir bakış açısı
ile bausch’un diğer yapıtlarıyla bağlantılandırmaya çalışıyorum ister istemez.
mesela bir hafta önce “nelken”de dansçıların el ve ayakları
zeminde olacak şekilde yaptıkları hareketler ile “wiesenland”da erkek
dansçıların el ve ayakları yerde kalacak şekilde, geniş açılı yaylar çizerek
hızlı hızlı hareket etmelerininin akraba olduklarını anlamaya başlıyorum. ya
da; “nefes” istanbul’da sahnelendiğinde en tartışılan sahnelerden biri
erkeklerin sandalyede yayvan bir şekilde oturup yanlarına gelip eğilen
kadınların saçlarını okşamalarıydı, vay efendim türkiye’de kadın nasıl
gösteriliyormuş.. “wiesenland”da iki ayrı sahne var, yine bir erkeğin (iki
seferinde de daphnis kokkinos tarafından oynanan) ilkinde para vererek,
ikincisinde öylesine, bir kadının saçları arasında ellerini gezdirmesi, ilkinde
kadın yine yerde, dört ayak üstünde, kedi familyasından yırtıcı bir hayvan gibi
oraya buraya hamle yaparken, zemini tırmalarken kokkinos elleriyle onun
saçlarını çekerek kontrol ediyor, ikincisinde uyku halindeki bir kadının öne
eğilmiş başını elleriyle okşuyor, saçlarını dağıtıyor..
bausch’ta da, diğer çoğu yaratıcıda olduğu gibi temalar, hareketler,
durumlar tekil yapıtların üstüne çıkarak, büyük resimde tekrar tekrar karşımıza
çıkıyorlar; her seferinde başka bir şeye dönüşmüş, yeni anlamlar kazanmış
olarak. bausch’un sanatında tek bir yapıt içindeki tekrarların ne kadar önemli
olduğu çok söylendi; tekrar eden hareketin veya durumun dönüşmesiyle kazanılan
anlam zenginliği önemli bir yer tutmakta.
ancak daha genel bir bakış açısıyla yaklaştığınızda; benzer
durumların farklı yapıtlarda ortaya çıkması onları bausch’un opus magum’u
içinde değerlendirmeniz için size göz kırpıyorlar…
[pina bausch'un "wiesenland'da kullandığı müziklerden bir kaçı:
lili boniche - alger alger
[pina bausch'un "wiesenland'da kullandığı müziklerden bir kaçı:
lili boniche - alger alger
ghymes - tánc a hóban
sidsel endresen & bugge wesseltoft - river
caetano veloso - que nao se ve (come tu mi vuoi)
rené lacaille & danyel waro - banm kalou banm
fanfare ciocarlia - lume lume
zeca afonso - canção de embalar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder