christoph nussbaumeder’in yazdığı, heike m. götze’nin
yönettiği schauspielhaus bochum yapımı “mutter kramers fahrt zur gnade” (kramer
ana’nın merhamete gidişi) adlı oyun beş ay önce, almanya’nın önemli
festivallerinden uluslararası recklinghausen ruhrfestspiele’de dünya
prömiyerini yaptıktan sonra, 3 kasımda bochum prömiyerini yaptı. ilerleyen
akşamların birinde oyunu izledim.
çıkışta, metinlere göz gezdirmek için açtığım oyun
kitapçığındaki fotoğraflara bakınca, az önce seyrettiğim oyun ile hiç ilgisi
olmadıklarını hayretle fark ettim. o kadar ki; acaba yanlış oyunun kitapçığını
mı elimde tutuyordum, yoksa az önce seyrettiğim zannettiğim oyun boyunca
uyumuştum da mı bu görselleri hatırlamıyordum diye bile düşünmedim değil.
meğer yönetmen heike m. götze, oyun bochum’da repertuar
oyunu olarak tekrar sahne ışıklarına çıkmadan önceki provalarda yorumunu
bütünüyle değiştirmiş; hem de nasıl bir değiştirme; 180 derece.
fotoğraflardan anlaşıldığı kadarıyla beş ay önceki oyun
alegorik, özellikle abartılmış jestlerden kurulu, masalsı, biraz grotesk ve ayrıca
ağır bir sahne tasarımı ve video görsellerinin kullanıldığı bir yapımmış.
şimdiki ise psikolojik yönü ağırlıklı, neredeyse boş ve
çıplak bir sahnede oynanan toplumsal gerçekçi bir sahneleme olmuş.
doğrusu, yönetmen götze’ye helal olsun; iyi cesaret
tükürdüğünü yalamak; hele de bu kadar zıt bir kutba dümen kırarak.
oyunun konusunu düşününce aslında yapımın ilk hali de hiç
zorlama değilmiş, az çok tahmin edebiliyorum. ama bu hali daha etkili olmuş;
oyunun görselliği bütün fazlalıklarından kurtulmuş ve özüne, yani insan
ilişkilerine, özlemlere, hayalkırıklıklarına ve ardından gelen özgürlük
seçimine daha derin bir şekilde odaklanmış.
konu; hali vakti yerinde emekli ilkokul öğretmeni anita kramer,
uzun zamandır kızı carmen’den haber
almadan, tek başına evinde yaşamaktadır. etrafında sadece, haftada bir
temizliğe gelen kadın ve haftada bir incil akşamı toplantılarına beraber
gittiği yaştaşı bir bey vardır.
bir gün orta yaşlı bir adam, işsiz rudi bayan kramer’in kaybolmuş
cüzdanını eve getirir, bayan kramer onu içeri davet eder, sohbet koyulaşır ve
bir aşk ilişkisi başlar.
carmen’in çıkagelmesi ve annesinin oturduğu ev hakkında ileriye
dönük yaptığı kişisel planlar, rudi’nin işsiz ve dolandırıcı olduğunun ortaya
çıkması, üstüne, temizlikçi kadının çevirdiği dolaplar derken, bayan kramer
hayatındaki kişiler ve biraz kopuk yaşadığı etrafındaki toplumsal hayat
hakkındaki acı gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalır; etrafındaki hayatın
yoksulluğunun ve kendi yoksunluğunun farkına varmıştır. tokat gibi yüzüne vuran
bu yüzleşme kramer ana’nın yıkımına değil, kurtuluşa ve özgürlüğe açılacaktır.
nussbaumeder bu oyunu geçtiğimiz yüzyılda çevrilmiş iki
alman filminden esinlenerek, ve protagonisti onlara eklemlendirerek kaleme
almışmış.
oyun kitapçığından edindiğim bilgilere göre; bunlardan ilki
1929 tarihli, phil jutzi’nin yönettiği sessiz film “mutter kramer’s fahrt ins
glück”(kramer ananın mutluluğa gidişi), ikincisi 1975 tarihli rainer werner
fassbinder’in “mutter küsters’ fahrt zum himmel” (küster ananın göğe
yükselişi). jutzi’nin işçi sınıfına mensup kramer anası mutluluğu, yoksulluktan
kurtulmak için intihar etmekte bulurken, fassbinder’in, yine işçi sınıfına
mensup krüster anası, çalıştığı fabrikada önce yöneticiyi sonra kendini
öldürden kocasını temize çıkarmak için uğraşırken komünist partiye üye oluyor,
anarşist eylemlerinden birinde de vurulup ölüyor.
filmler ile oyun arasındaki en önemli iki farklılık
filmlerdeki “anneler”in işçi sınıfına, oyundakinin ise ortasınıfa ait olması ve
filmlerdekiler ölürlerken, nussbaumeder’in
protagonistinin yaşadığı sahte hayatın farklına varıp özgürleşmesi ve sahip
olduğu maddi varlığı yoksullara yardıma vakfetmeyi seçmesiyle sonlanıyor.
yönetmen götze, kramer ana’ya oyunun uzun bir süresi boyunca
ayağından büyük ayakkabılar (belki de ölmüş kocasınınkiler) giydirerek ve sona
doğru çıplak ayak oynatmasıyla; baştan beri sahnenin kenarında duran bavulun
içerdiği potansiyelle; durmadan masaya getirilen çay-kahve takımları ve yenilen
tartlarla ortasınıfın hem gündelik ritüellerinin sıkıcılığını hem de kramer
ana’nın hali vakti yerindeliğini; kramer ana’nın yatağının bir tarafının
çarşaflı diğer tarafının boş olmasıyla; arkadaki siyah tahtaya tebeşirle
yazılanlarla kramer ana’nın ilkokul öğretmenliğine; sondaki evin toplanma
sahnesinde kramer ana’nın sevgilisi işsiz rudi’yi masanın üzerinde sırt üstü
yatırıp sandalyeleri üzerine kapattırmasıyla; ince ince, küçük detayları
mizansenin içine yedirerek, bağırmadan, abartıya kaçmadan vurgulamak istediği
noktaları açığa çıkartıyor.
oyunculuklar da genel olarak iyi; özellikle kramer ana’da
anke zillich tam bir oyunculuk gösterisi sunuyor.
temizlikçi kadın’ı canlandıran bettina engelhardt’nın ise ne
kadar iyi bir oyuncu olduğunu, onu daha önce “wassa schelesnowa” ve “die ehe
von maria braun”da başrollerde seyrettiğim için daha iyi anlıyorum; beden
diliyle, duruşuyla, sesiyle nasıl bir zavallı temizlikçi kadına dönüşmektir bu!
“mutter kramers fahrt zur gnade” schauspielhaus bochum’dan
seyirciyi hemen etkisi altına alan ve sahnedeki karakterlerle birlikte nefes
almasını sağlayan bir oyun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder