13 Kasım 2013 Çarşamba

NRW039 işsizlik sorununa değinen toplumsal gerçekçi bir oyun




christoph nussbaumeder’in yazdığı, heike m. götze’nin yönettiği schauspielhaus bochum yapımı “mutter kramers fahrt zur gnade” (kramer ana’nın merhamete gidişi) adlı oyun beş ay önce, almanya’nın önemli festivallerinden uluslararası recklinghausen ruhrfestspiele’de dünya prömiyerini yaptıktan sonra, 3 kasımda bochum prömiyerini yaptı. ilerleyen akşamların birinde oyunu izledim.
çıkışta, metinlere göz gezdirmek için açtığım oyun kitapçığındaki fotoğraflara bakınca, az önce seyrettiğim oyun ile hiç ilgisi olmadıklarını hayretle fark ettim. o kadar ki; acaba yanlış oyunun kitapçığını mı elimde tutuyordum, yoksa az önce seyrettiğim zannettiğim oyun boyunca uyumuştum da mı bu görselleri hatırlamıyordum diye bile düşünmedim değil.

meğer yönetmen heike m. götze, oyun bochum’da repertuar oyunu olarak tekrar sahne ışıklarına çıkmadan önceki provalarda yorumunu bütünüyle değiştirmiş; hem de nasıl bir değiştirme; 180 derece.
fotoğraflardan anlaşıldığı kadarıyla beş ay önceki oyun alegorik, özellikle abartılmış jestlerden kurulu, masalsı, biraz grotesk ve ayrıca ağır bir sahne tasarımı ve video görsellerinin kullanıldığı bir yapımmış.
şimdiki ise psikolojik yönü ağırlıklı, neredeyse boş ve çıplak bir sahnede oynanan toplumsal gerçekçi bir sahneleme olmuş.
doğrusu, yönetmen götze’ye helal olsun; iyi cesaret tükürdüğünü yalamak; hele de bu kadar zıt bir kutba dümen kırarak.

oyunun konusunu düşününce aslında yapımın ilk hali de hiç zorlama değilmiş, az çok tahmin edebiliyorum. ama bu hali daha etkili olmuş; oyunun görselliği bütün fazlalıklarından kurtulmuş ve özüne, yani insan ilişkilerine, özlemlere, hayalkırıklıklarına ve ardından gelen özgürlük seçimine daha derin bir şekilde odaklanmış.

konu; hali vakti yerinde emekli ilkokul öğretmeni anita kramer, uzun zamandır kızı  carmen’den haber almadan, tek başına evinde yaşamaktadır. etrafında sadece, haftada bir temizliğe gelen kadın ve haftada bir incil akşamı toplantılarına beraber gittiği yaştaşı bir bey vardır.
bir gün orta yaşlı bir adam, işsiz rudi bayan kramer’in kaybolmuş cüzdanını eve getirir, bayan kramer onu içeri davet eder, sohbet koyulaşır ve bir aşk ilişkisi başlar.
carmen’in çıkagelmesi ve annesinin oturduğu ev hakkında ileriye dönük yaptığı kişisel planlar, rudi’nin işsiz ve dolandırıcı olduğunun ortaya çıkması, üstüne, temizlikçi kadının çevirdiği dolaplar derken, bayan kramer hayatındaki kişiler ve biraz kopuk yaşadığı etrafındaki toplumsal hayat hakkındaki acı gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalır; etrafındaki hayatın yoksulluğunun ve kendi yoksunluğunun farkına varmıştır. tokat gibi yüzüne vuran bu yüzleşme kramer ana’nın yıkımına değil, kurtuluşa ve özgürlüğe açılacaktır.


nussbaumeder bu oyunu geçtiğimiz yüzyılda çevrilmiş iki alman filminden esinlenerek, ve protagonisti onlara eklemlendirerek kaleme almışmış.
oyun kitapçığından edindiğim bilgilere göre; bunlardan ilki 1929 tarihli, phil jutzi’nin yönettiği sessiz film “mutter kramer’s fahrt ins glück”(kramer ananın mutluluğa gidişi), ikincisi 1975 tarihli rainer werner fassbinder’in “mutter küsters’ fahrt zum himmel” (küster ananın göğe yükselişi). jutzi’nin işçi sınıfına mensup kramer anası mutluluğu, yoksulluktan kurtulmak için intihar etmekte bulurken, fassbinder’in, yine işçi sınıfına mensup krüster anası, çalıştığı fabrikada önce yöneticiyi sonra kendini öldürden kocasını temize çıkarmak için uğraşırken komünist partiye üye oluyor, anarşist eylemlerinden birinde de vurulup ölüyor.
filmler ile oyun arasındaki en önemli iki farklılık filmlerdeki “anneler”in işçi sınıfına, oyundakinin ise ortasınıfa ait olması ve filmlerdekiler ölürlerken,  nussbaumeder’in protagonistinin yaşadığı sahte hayatın farklına varıp özgürleşmesi ve sahip olduğu maddi varlığı yoksullara yardıma vakfetmeyi seçmesiyle sonlanıyor.

yönetmen götze, kramer ana’ya oyunun uzun bir süresi boyunca ayağından büyük ayakkabılar (belki de ölmüş kocasınınkiler) giydirerek ve sona doğru çıplak ayak oynatmasıyla; baştan beri sahnenin kenarında duran bavulun içerdiği potansiyelle; durmadan masaya getirilen çay-kahve takımları ve yenilen tartlarla ortasınıfın hem gündelik ritüellerinin sıkıcılığını hem de kramer ana’nın hali vakti yerindeliğini; kramer ana’nın yatağının bir tarafının çarşaflı diğer tarafının boş olmasıyla; arkadaki siyah tahtaya tebeşirle yazılanlarla kramer ana’nın ilkokul öğretmenliğine; sondaki evin toplanma sahnesinde kramer ana’nın sevgilisi işsiz rudi’yi masanın üzerinde sırt üstü yatırıp sandalyeleri üzerine kapattırmasıyla; ince ince, küçük detayları mizansenin içine yedirerek, bağırmadan, abartıya kaçmadan vurgulamak istediği noktaları açığa çıkartıyor.





oyunculuklar da genel olarak iyi; özellikle kramer ana’da anke zillich tam bir oyunculuk gösterisi sunuyor.
temizlikçi kadın’ı canlandıran bettina engelhardt’nın ise ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu, onu daha önce “wassa schelesnowa” ve “die ehe von maria braun”da başrollerde seyrettiğim için daha iyi anlıyorum; beden diliyle, duruşuyla, sesiyle nasıl bir zavallı temizlikçi kadına dönüşmektir bu!

“mutter kramers fahrt zur gnade” schauspielhaus bochum’dan seyirciyi hemen etkisi altına alan ve sahnedeki karakterlerle birlikte nefes almasını sağlayan bir oyun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder