Bettina Trouwborst: Çocukluğunuzda ve gençliğinizde
Tanztheater’da çokça bulundunuz mu?
Salomon Bausch: Tabii
ki evet.
T: Ne kadar ilgi duyuyordunuz?
B: Başlarda çok da
ilgili değildim. Tanztheater hayatımın bir parçasıydı. Dada okula gitmeye
başlamadan önce, sıklıkla toplulukla seyahat ettim.
T: Bochum’da hukuk okudunuz – güzel sanatlar
yerine heyecansız paragraflar. Neden hukuk?
B: Amacım göçmen ve
mülteci hakları konusunda uzmanlaşmaktı. Değişik şekillerde haksızlıklara
uğrayanlara yardım etmek
istiyordum.
T: Anneniz 2009’un haziranında vefat ettiğinde,
siz Bielefeld Üniversitesi’nde Kamu Hukuku Kürsüsüne
daha yeni girmiştiniz. Hayat planınızdan vazgeçip 2009’un ağustosunda “Pina
Bausch Foundation” (Pina Bausch Vakfı)’nı kurdunuz. Yönetim kurulu
başkanısınız. Zor bir karar mıydı?
B: Annem bir süredir
yoğun olarak bir vakfın kurulmasını düşünüyordu. Hayatının yani aktif çalışma
kısmının dışında, yapıtlarının canlı kalabilmesi çok istediği bir şeydi. Bu
konuda onunla konuşmuşluğumuz çoktur, ancak maalesef gerçekleştirme aşamasına
geçememiştik. Vefatından sonra vakfı kurmak benim için açık ve basit bir
karardı. Ve vakfın doğru bir şekilde kurulması konusunda elimden geleni yapabileceğimi
hissettim.
T:
Tanztheater Wuppertal’in geleceği ve
Alman dans tarihinin büyük bir bölümü sizin omuzlarınız üzerinde. Ne
hissediyorsunuz?
B:
Öncelikle, artık aramızda olmayan bir insan hakkında hala bu kadar büyük bir
hissiyatın olması büyük bir mutluluk. Bu herkese nasip olmaz. Bu nedenle
yapıtlarını – bu dansçılardan – sahnede seyretmek büyük bir keyif.
T:
Ama bu aynı zamanda büyük bir meydan
okuma: arşiv, topluluğun geleceği…
B:
Tanztheater kendi kararlarını kendi veriyor; bu, vakfın görevleri dışında.
Vakıf ancak annemin yapıtları sözkonusu olduğunda devreye girer.
T:
Esas konu arşiv o zaman. Siz aynı zamanda
»Pina lädt ein. Ein Archiv als Zukunftswerkstatt« (Pina davet ediyor. Geleceğe
dair bir çalışma atölyesi olarak arşiv) adlı projenin yürütücüsüsünüz. Muazzam
bir iş.
B:
Arşiv sadece, amaç için bir araç. Esas amacımız annemin yapıtlarının uzun süre
daha deneyimlenebilmesi. Bu da en iyi şekilde sahne üzerinde gerçekleşir.
Yapıtlar olabildiğince uzun süre yaşayabilmeliler. Ama 20-30 yıl içinde bu
insanlarla doğal olarak artık mümkün olamayacak. Bu yüzden yapıtlar hakkındaki
bütün bilgileri nasıl biraraya getiririz diye düşünceler üretiyoruz.
Tanztheater’ın 40 yılından 7500 videoyu ve öncesinden fotoğrafları, basın
malzemelerini, program broşürlerini dijitalize ediyoruz. Kostümleri
fotoğraflıyoruz, sahne tasarımlarını belgeliyoruz ve bir sürü başka şey
yapıyoruz.
T:
Nasıl gidiyor?
B:
İyi olan şey, bir arşivin zaten var olmuş olması. Annem 40 yıl boyunca bunu
kendisi biriktirdi. Yoksa yapıtlar yeniden sahnelenemezlerdi zaten. Bu oldukça
alışılmışın dışında devasa repertuar, Tanztheater’ı diğer topluluklardan
farklılaştırıyor. Özenli bir şekilde neyin var olduğuna, nasıl sınıflandırılması
ve tanımlanması gerektiğine baktık. Bu sayede neyin eksik, neyin sadece annemle
beraber çalışmış olanların kafalarında ve bedenlerinde saklı olduğunu
görebilmek için.
T:
Böyle bir şey bir arşive nasıl
dönüştürülür?
B:
Bu oldukça detaylı bir çalışma, ve daha uzun bir süre sonuna gelmiş
olmayacağız. Özellikle dansçıların bilgileri ve tecrübeleri konusunda,
yapılacak daha çok şey var. Prova süreçlerinin belgelenmesi, sözlü tarih
projeleri, ve tabii ki yapıtlar üzerine yapılacak söyleşiler, vb.
T:
Arşiv bir araştırma projesi olarak kabul
edildi mi?
B:
Resmi olarak sadece bir kısmı, Hochschule Darmstadt’ın geniş kapsamlı ve
disiplinlerarası Medya Bilim Dalı Kürsüsü ile işbirliği çerçevesinde araştırma
projesi olarak yürüyor. Orada enformatik uzmanları, tasarımcılar, bilgisayar
oyunu tasarımcıları ve gazeteciler birarada çalışıyorlar. Biz de ortaklaşa
dijital veritabanı için bir teknoloji geliştirdik, bu sayede geniş kapsamlı
malzememizi tanımlayabildik, değerlendirebildik ve birbirleriyle
bağlantılandırabildik.
T:
Bir örnek verir misiniz?
B:
Çok kısaca: bir yapıt ona ait gösterimlerle, reji defterleri, kostümler vb. ile
bağlantılandırılacak. Gösterimler ise program broşürleri, video görüntüleri ve
hatta dansçılar ile. Ve böyle devam edecek. Sonra bütün bilgilerin içerikleri
girilecek, özellikle videolar değerlendirilecek. Bu aşamada Tanztheater
Wuppertal ile yakın işbirliği çok önemli.
T:
Şimdiden başarılmış sonuçlar var mı?
B:
Bilgilerin akıyor olması ve bazen zannettiğimiz gibi her şeyin öyle çok da kafa
karıştırıcı olmaması sevindirici. Dijital Pina-Bausch-Arşivi’nin 20 milyon
veri-bağlantısı içermesi öngörülüyor. Bu sayıdaki veriyle bir simülasyon testi
yapıldı ve veri tabanı başarıyla çalıştı.
T:
2015’de bir tabunun yıkılması söz konusu:
başka dans toplulukları da annenizin yapıtlarını sahneleyebilecekler. Beklenen
talebi göz önüne alırsanız, bunun bir Bausch enflasyonu yaratmasından korkuyor
musunuz?
B:
Neden tabu kırılması tabirini kullandığınızı anlamadım. Bu, annemin zaten
yapmış olduğu bir şey.
T:
Ama sadece istisna durumlarda.
B:
Evet, ama, çok az zamanı olduğu içindi. Böyle bir şey zaten her toplulukla da
işlemez ki ve hatta her yapıt da söz konusu olamaz belki. Partnerliğin iyi uyuşması
lazım. Annem iki yapıtını Paris Operası Balesi’ne vermişti, “Orpheus und
Eurydike” ve “Le Sacre du Printemps” hala sahneleniyorlar. Bence eğer
yapıtların uzun vadede yaşamasını istiyorsak, başka topluluklara vermekten
başka bir alternatif yok.
T:
Yapıtlar Wuppertal’de seyredilmeye devam
edecek herhalde.
B:
Evet, tabii ki. Bunun tersi için bir durum yok ortada. Sadece: Vakıf,
Tanztheater Wuppertal’in ne kadar süre ve hangi şekilde var olmaya devam edeceğine
dair söz sahibi değil. Şimdilik bir sorun yok. Ama 20 yıl içinde neler
olacağını bilemem. Kişiler, tabii ki tiyatro idaresi de değişirse, belki başka
ağırlık noktaları oluşur. Her zaman böyle – ve bu kalitede – devam edeceğine
güvenemezsiniz.
T:
Tanztheater Wuppertal’in 40 yıllık varlığının
kutlanacağı önümüzdeki jübile sezonunda 120 etkinlik planlandı. Bunlar arasında
erken dönem yapıtlardan 1975 tarihli “Wind vom West”in rekonstrüksiyonu dikkat
çekiyor; Juilliard School New York öğrencileri ile Folkwang Üniversitesi ve
Folkwang Tanzstudios Essen öğrencilerinin uluslararası işbirliği sözkonusu.
Neden New York?
B:
İki okul da annemin öğrenim gördüğü, yetiştiği duraklar. Bu yüzden, bu iki
farklı eğitim kurumunu biraraya getirmek çok güzel. Daha önce olmamış bir şey.
T:
Dansçılar birlikte sahnede olacaklar mı?
B:
Öğrenciler “Wind vom West”i birbirlerinden bağımsız olarak Essen ve New York’ta
çalışacaklar. Daha sonra Wuppertal ve Essen’de üç ortak gösteri olacak,
bunlardan biri sadece Folkwang-dansçıları ile olacak. New York’ta da aynısı
olacak: iki ortak gösteri ve ardından sadece Julliardlıların dans ettiği üçüncü
gösteri. Öğrenciler için önemli bir tecrübe olduğu gibi, yapıt için de güzel
bir zenginleşme.
T:
Neden özellikle bu yapıt?
B:
Tanztheater’ın aktif repertuarında olmayan az sayıdaki yapıttan biri olduğu ve
ayrıca, zamanında katkıda bulunmuş olanlarla çok iyi bir şekilde yeniden
sahnelenebilecek gibi göründüğü için. Böylece “Wind von West”, “Der Zweite
Frühling” ve “Le Sacre du Printemps”dan oluşan üç bölümlü Strawinsky Akşamı
“Frühlingsopfer” 70’li yıllardan beri ilk defa bir bütün olarak tekrar seyredilebilecek.
Şu aşamada bir rekonstrüksiyona gitmemiş olsaydık, o zaman katkıda bulunmuş
olanlardaki bir çok önemli bilgiyi bir daha geri kazanamamacasına kaybetmiş
olacaktık. Bence bu, Tanzfonds Erbe (Dans Mirası Fonu)’nun katkısını almada da
önemli bir özellikti.
T:
Siz daha önce “Wind von West”i
seyrettiniz mi?
B:
Hayır, son defa 1979 yılında sahnelenmiş. Ben o zaman yoktum bile – 1981’de
doğdum.
T:
Hiç dans etmeyi düşündünüz mü?
B:
Hayır, bu hiç bir zaman.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder