23 Kasım 2013 Cumartesi

NRW047 "oyunun oyunu" "büsbütün çılgınlık"a dönüşürse!

 

oyuncular: metin belgin, seray düşenkalkar, ertuğrul ilgin, sadrettin kılıç, meral oğuz, atilla olgaç, ilkay saran, musa uzunlar, nurinisa yıldırım.
yönetmen: chris harris.
yazar: michael frayn.
topluluk: istanbul devlet tiyatrosu.
sezon: 1989-90.
hayatımda seyrettiğim en iyi komedilerden biriydi; doymamış, dört kere izlemiştim; dördüncüsüne üniversite sınıfımdan 20 arkadaşımı götürmüştüm.

schauspielhaus köln’ün yeni prodüksiyonlarından birinin bu oyun olduğunu görünce ve prömiyer sonrası kötü eleştirileri okuyunca; bu kadar muhteşem bir metin nasıl kötü sahnelenebilir diye meraktan; akşamım da boştu; gittim seyretmeye.

boğaz köprüsü’nün kablolarının imal edildiği carlswerk fabrikası’ndan dönüştürülmüş tiyatro salonlarından depot 1’de oynuyor “der nackte wahnsinn” (büsbütün çılgınlık).
daha önce bu sahnede ayn rand uyarlaması “atlas silkindi”yi izlemiştim; depot 1’in sahne uzunluğu 25 metre; bir farsın en son oynanacağı salon!
25 metrenin yaklaşık 17-18 metresini devasa dekorla kaplarsanız; matematiğin ve sahne trafiğinin çok önemli olduğu, saniyelerle kapıların açılıp kapanmasına, oyuncuların hızlı ve seri hareket etmesine dayalı bir oyunda, oyuncu bir yandan diğer yana 10 metre koşarsa; olmuyor!

üstelik bir de yönetmen (rafael sanchez), oyunun özünde zaten var olan dinamizmi ve matematiği yeterli bulmayıp, “yönettiğini” göstermek için “zorlama” eklemeler, mekansal düzenlemeler ve mizansenler koyarsa; hiç olmuyor!
çok basit bir örnek: sahnede dört tane piyano var; oyun sürerken iki piyanist durmadan yer değiştirerek, sahnedeki hareketlere, tempoya, dinamizme uygun müzikler çalmaktalar; bazen de koltuklardan birinde öylesine oturmaktalar. zaten koskoca bir sahne; zaten mikrofonla oynanıyor, bir de müzik eklenince; anla anlayabilirsen!
zaten oyunun trafiği yeterince çetrefil; bir de piyanistlerin trafiği eklenirse, hele de oyunun mantığına anlamsız kalıyorlarsa; hiç hiç hiç olmuyor!

schauspiel köln prodüksiyonunun en başarılı öğesi oyunculardı.
onlarla bir daha karşılaşır mıyım, onları başka bir oyunda izler miyim bilmiyorum; ama yönetmenin kurbanı olmuş bu çok iyi oyunculara saygımdan isimlerini paylaşıyorum:
bruno cathomas, robert dölle, julischka eichel, benjamin höppner, yvon jansen, thomas müller, sabine orléans, julie riedler, jacob leo stark.

2 yorum:

  1. O zamanlar 3 yaşında olduğum için üzüldüm =( Ne kadar güzel bir kadro. Ne kadar şanslısınız =)

    YanıtlaSil
  2. evet, şanslıymışım :)

    YanıtlaSil