25 Mayıs 2024 Cumartesi

fas günlükleri 11: marakeş - saray, medrese, cami


marakeş'te turistlerin uğrak yeri olan iki saraydan biri bahia, diğeri el badi. biz bahia sarayını gezdik. biletinizi önceden almanıza gerek yok, sanırım imkan da yok; kapıda satılıyor. mekanı olabildiğince az insanlı deneyimlemek ve fotoğraf çekmek için sabah erken gelmekte fayda var, çünkü oldukça kalabalık. malum, ortam film dekoru gibi olduğundan da herkes kendi sinema aktristi zannediyor, selfie'lerden ya da başkalarına fotoğraf çektirenlerden mekanı görmek zorlaşıyor.

bahia ve el badi sarayları ve saad türbe yerleşkesi jemaa el-fnaa meydanını merkez alırsanız marakeş medina duvarlarının güney sınırındalar. biz, "beynine analog gps takılı" arkadaşım emre'nin mükemmel gezi programı yapma hüneri sayesinde yarım gün içinde bahia sarayı ve saad türbelerini gezdik; istesek el badi'yi de katabilirdik. bu güney bölgesinin doğru kısmı medinanın yahudi mahallesi; yani sinagoglar da burada. burası aynı zamanda, jemaa el-fnaa'ya bitişik dükkanlardan çok daha uygun fiyata baharat alabileceğiniz bir baharat çarşısını da içeriyor (baharatçı tavsiyem "yemekler" faslında olacak).


bahia sarayı bir kraliyet sarayı değil, yani bir sultana ait değil. sultana hizmet eden ve vezirliğe kadar yükselmiş fertleri olan bir aileye ait; bizde olsa paşa diyebiliriz. dolayısıyla burada topkapı sarayı ya da elhambra sarayı görkemini bulmak mümkün değil, daha mütevazi. ve tabii onlar kadar eski değil, 19. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilmiş.
1912-1956 arasında fas'ı sömürgesi yapan fransız hükümeti burayı resmi karargah ve konut olarak kullanmış. fas, bağımsızlığını kazanınca da birbirini takip eden iki kral burada oturmuşlar.

baştan kraliyet sarayı olarak inşa edilmemiş olsa da, kralların da konut olarak kullandığı, 5 hektarlık yeşil alanla birlikte 3 hektarlık taban alanına sahip yapılardan oluşan büyük bir yerleşke burası. 
yerleşkenin 1866-1878 arasında inşa edilen nüvesine "büyük riad" adı veriliyor. (riad fas'ın geleneksel büyük ölçekli ve avlulu konutlarına verilen isim, büyüklük ve önem olarak bizim konaklarımıza karşılık geliyor denilebilir) 
 1878'den 1900'e kadar genişletilmiş kısım da ise küçük riad ve yerleşkenin en görkemli parçası olan 50x30 metre boyutlarındaki büyük avlu var. 

 
büyük riad'ın ve büyük avlu'nun planları

küçük riad'ın ve küçük avlu'nun planları

 

 



haremin planı
(hemen üstte ve altta olan fotoğraflar haremin avlusundan ve koridorlarından)

 




.


 

turistlerin marakeş'te istila ettikleri bir diğer anıt-yapı ibni yusuf (ben youssef) medresesi. daha önce yazdığım gibi müslüman olmayan turistlerin camilere girmeleri yasak olduğu için ziyarete açık medreseler turistler tarafından çok rağbet görüyorlar. 
burası jemaa el-fnaa meydanı'na göre şehrin kuzeyinde kalıyor. buraya yakın dar el bacha müzesi var, orası da bahia gibi, ama daha yeni tarihli, 20.yy başından bir konak. biz orayı gezmedik; cafesinin önünde kuyruk olduğunu da öğrendik. marakeş medinasının kuzey bölgesi gezisi sırasında bu medrese ve o müze ard arda programa alınabilir. 

medresenin alt ve üst kat planları


ibni yusuf medresesi 16.yy ortasında kurulmuş, 1700 m2'lik alan kaplayan ve iki katında 136 odası olan muazzam bir yapı. ibni yusuf medresesi'nde, burada öğrenim gören öğrencilerin odaları dışında medreselerden bildiğimiz bir büyük ibadet mekanı, bir abdest mekanı ve odaların çevresine dizildiği büyü bir avlusu var. plandan da görüleceği üzere, oda sayısı çok fazla olduğu ve her birinin ışık ve hava ihtiyacı olduğu için büyük avlu dışında, iki yanda, etrafında odaların yerleştirildiği küçük avlu kümeleri de var. 



üst kattaki uzun koridorların bazı noktalarında, hareketin kesintiye uğratılması ve zikzaklaştırılması pahasına boşluk açılarak ve hemen üstü de çatıda boş bırakılarak, alt kattaki uzun koridorlara ışık alınarak, bunların uzunluğundan dolayı karanlık olma hali bir nebze olsun giderilmeye çalışılmış. benzer bir çözümü fes'teki medresenin koridorunda da görmüştüm, ama oradaki buradakiler kadar uzun değildi, anlam verememiştim. üst-alt koridor arasındaki bu boşluklar ışık almak dışında iki kat arasında görsel-işitsel bağlantıyı da sağlıyorlar, belki kontrol amaçlı da yapılmış olabilirler. ne için yapılmış olursa olsun, bu düşey bağlantı boşluklarının çok modern bir tasarım anlayışın ürünü olduğunu düşünüyorum.


büyük avlunun iki kenarındaki küçük oda kümelerinin ortasındaki avluların alttan görüntüleri



bir medrese odasının içi. odanın içindeki giriş nişi hem küçük bir ibadet alanı hem de üst kotta yatma amaçlı tasarlanmış. bu da yine çok modern bir tasarım anlayışı.

 

.



sadece marakeş'in değil, bütün fas'ın, hatta mağrib kültürünün yayıldığı endülüs'e kadarki coğrafyanın belirleyici mimari öğelerinin başında hiç kuşkusuz kutubiyye (koutoubia) camisi'nin minaresi geliyor. sevilla'daki ünlü minarenin/kuleninin örnek alındığı yapı bu. 
77 metrelik yüksekliğiyle marakeş'in her yerinden gözüküyor; şehir için bir röper, nirengi noktası. paris için eyfel neyse, marakeş için kutubiyye minaresi o. avrupa'dakilerin aksine fas'taki hiç bir minareye/kuleye çıkılmıyor. (marakeş'te çıkma hakkınız olan tek kuleyi sonraki yazıda paylaşacağım)




muvahhid (almohad) hanedanının/uygarlığının beş büyük camisinden biri sayılan kutubbiye camisi (ki bunlardan bir diğeri de sevilla'daki cami), iki kere inşa edilmiş. ilk olarak 1147-1157 yılları arasında, ve hemen 1158'de ikincisi. nedeni ilginç; ilkinin kıble yönünün hatalı olması. fes'teki karaviyyin camisi'nde de fark ettiğim üzere fas'ın erken dönem camilerinde bir yönlenme sorunu var.
kutubiyye örneğinde bir dönem ikisi birlikte kullanılmış. günümüzde ise ilk camiye dair sadece açıkhavada kolon kaideleri duruyor. buraya turistler girebiliyormuş, bizim ziyaret ettiğimiz saatlerde açık değildi. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder