mehmet kerem özel'in hayata ve sanata dair yaşadıklarını, takip ettiklerini, tanık olduklarını ve izlenimlerini paylaştığı günlüğü. [for english version please visit danzon2017.blogspot.com.tr]
mavi saçları, yıldız işlemeli kıyafeti ve kendisine macerasında eşlik eden kara kedisi ile koralin bana çok sevdiğim, uzun zamandır görüşmeye fırsat yaratamadığım bir dostumu hatırlattı. acaba oğluyla gitmiş midir bu filme diye geçirdim içimden... eğer gittiyse, eminim yarısında terk etmemiştir
son bir not: maria pagés ile yapılan bir röportajdan sidi larbi cherkaoui ile ortak bir projesi olacağını öğrendim ve çok heyecanlandım. merak ile bekliyorum...
haziran'da bir yanda yılların klasik müzik festivali aya irini'yi mekan edinirken, garajistanbul'da 5-9 tarihlerinde avrupa'nın disiplinlerarası festivali temps d'images, 12-20 tarihlerinde ise garajistanbul'un yanısıra istanbul modern ve başka mekanlara da taşan "beyond belonging III - almancı!" adlı küçük bir tiyatro/görsel sanatlar festivali düzenlenecek.
temps d'images'ın programı bütünüyle açıklanmış değil ancak 5 haziran'da hiroaki umeda'nın iki solo (gölgesiyle dans ettiği "duo" merak uyandırıyor) ve 8 haziran'da annabelle bonnéry - compagnie lanabel'in "virus//antivirus" adlı dans gösterileri ile 6 haziran'da garajistanbul projesi "muhabir" kesinleşmiş prodüksiyonlar.
"beyond belonging III - almancı!" festivalinde berlin'in avant-garde kurumlarından ikisi, hebbel am ufer (HAU) ve geçtiğimiz yıl çoğunluğu almanya'da yaşayan türk sanatçılar tarafından açılan ballhaus naunynstrasse'nin prodüksiyonlarından 6 gösteri seyredeceğiz. bunlardan hakan savaş mican'ın fassbinder oyuncusu heide simon'un da rol aldığı çok karakterli psikolojik draması "der besuch" (ziyaret), neco çelik'n aziza a., idil üner ve tim seyfi'li arabesk müzikali "gazino arabesk", berlin’de yaşayan türkiye kökenli eşcinsel erkekleri konu alan nurkan erpulat'ın "jenseits" (öte taraf) ve kadir „amigo” memiş'in "ZEY’BrEaK" adlı gösterileri ilk anda ilgi çekici gözükenler. bir haftalık festival filmler, belgeseller, sanatçılarla söyleşiler ve müzik geceleriyle zenginleştirilmiş bir program içeriyor.
sanki, "apartman" çıkış noktasından daha da ileri gidebilirmiş, biraz tutuk kalmış gibi geldi bana.
"üç... iki.. 1000"i oluşturan iki kısa oyundan ikincisi ("1000") ilkinden ("üç... iki..") çok daha sağlam, çok daha derinlikli, oyuncuyu olduğu kadar seyirciyi de son sınırına kadar zorlayan etkileyici bir çalışma. hatta, "1000"i seyredince, "üç... iki.." keşke hiç olmasaymış diye bile düşündüm.