biraz tim burton atmosferi, biraz helena bohnam-carter (bknz: demet evgar), biraz çizgi film estetiği (topluca bir yandan diğer yana koşan insan kalabalığı, suratta patlayan bombalar, katılıp kalan karakterler, buharı tüten kazanlar), çokça absürd, biraz eklektik (bknz: opera ile hard rock'ın yanyana olduğu müzik kullanımı), oldukça seksi (bknz: bülent şakrak, oyundaki diğer üstü çıplak erkekler ve sarsılan koltuk), yeterince komik (bknz: kadriye kenter, engin hepileri); ve hepsi sadece 1.5 saat!
artık bu hengamede moliere'den ne kaldıysa geriye, o da sahnede: "cimri"
barış dinçel'in altın rengine batırılmış ancak toz tutmuş gotik dekoru, başak özdoğan'ın sefiller'i andıran salaş kostümleri, cem yılmazer'in derinliği arttıran ışığı; bunların hepsi, mehmet birkiye'nin dinamik rejisini destekleyen başarılı tasarımlar.
rejinin anafikrini ise ben şöyle anladım: insan zengin de olsa yoksul da, bonkör de olsa cimri de, hayatta önemli olan iki şey vardır: yemek ve seks!
3 Mayıs 2009 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder