.bu yıl üç önemli sinemacı merceğe alınmış; muhteşem bir toplam; sanki sinematek!
.bir: pier paolo pasolini. bu yıl ben pasolini'nin görece popüler filmlerini seçiyorum: "dekameron", "1001 gece masalları" ve "cantenbury hikayeleri". yıllar sonra festival tekrar bir pasolini retrospektifi yaptığında pasolini'nin bütün filmlerini seyredip hakkını vereceğim.
arkadaşım burcu "salo ya da sodom'un 120 günü"ne bilet alıyor, ben almıyorum. burcu filmin yarısında çıkanlardan..
.iki: ingmar bergman. neredeyse her filmini izliyorum, hepsine hayran oluyorum ama "güz sonatı" adeta çarpıyor; hala da bendeki yeri bambaşka.
.üç: akira kurosawa. ustanın siyah beyazları: "raşomon", "kanlı taht", "yaşamak"
.yves montand vefat ediyor; festivaldeki iki filmini kaçırmıyorum: "savaş bitti" ve "ikarus'un i'si"
.new york'taki tüm vermeer'ler", fotoğrafçılık ve körlük üzerine "kanıt" (proof), saura'nın "ay carmela!"sı,
.gençlerden dani levy dikkat çekiyor: "robbykallepaul"
.ve lars von trier diye bir sinemacı! "suç unsuru" ve "avrupa" tartışmasız, ancak "salgın" hayatımda festivalde yarısından çıktığım ilk film! son gün son seans, güney kore filmi "gümüş kısrak"tan da yarısında çıkıyorum: bir festivalde iki kere!
.başta kimsenin bilmediği, ilk haftaki gösterimden sonra kulaktan kulağa yayılarak patlayan, ikinci hafta ek gösterimler konan festivalin yıldızı: "delicatessen"
.festivalde bir benzersiz film daha: mikhalkov'dan "urga"
.bunca yıllık sinema seyirciliğimde karşılaştığım en ilginç sinemacılardan biri: fiziğiyle ve yaptığı sinemanın tarzıyla: portekizli joao cesar monteiro. "sarı evden anılar"'ın garip bir cazibesi var.
.zhang yimou ile tanışma: emek'in balkonundan "kırmızı fener"
.istikal'in üzerine borsa'nın fast food lokantası açılıyor; film araları orada geçmeye, filmden çıkan arkadaşlara orada randevu verilmeye başlanıyor...