bir zamanlar bir adam vardı; çakı gibi duruşu, yay gibi gergin vücudu, açtığı zaman kartal gibi heybetli kolları, kavruk suratı, keskin ama hüzünlü bakışlarıyla. kadın erkek, genç yaşlı hepimiz ona aşıktık. hiç yakışıklı değildi, ama inanılmaz derecede etkileyiciydi; şimdilerin moda deyimiyle karizmatikti. büyülemişti bizleri; önce beyazperdelerde sonra açıkhava tiyatrosu'nda. dün akşamsa topluluğu istanbul'daydı; kendisi bu dünyadan göçeli epey oldu. neyse ki, yapıtları ve topluluğu sayesinde ruhu hala aramızda.
bahsettiğim adam antonio gades!
dün akşam cemal reşit rey konser salonu'nda compania antonio gades sahnedeydi; birinci bölümde gades'in en ünlü yapıtlarından, 1974 yapımı "bodas de sangre" (kanlı düğün), ikinci bölümde "suite flamenco"yu sundular.
"kanlı düğün" 35 yılı aşkın bir süre önce yaratılmış olmasına rağmen hem dramaturjik hem de koreografik açıdan hala yepyeni, sıradışı, yenilikçiydi; düğün sahnesinde topluluğun fotoğrafik düzeni, at üstünde kovalama sahnesindeki basit ama vurucu koreografik buluş, derin bir nefes sesinden sonra sadece sessizliğin eşlik ettiği gerilim yüklü uzun "yavaş çekim" düello sahnesi...
"suite flamenco" ise birbirine bağlanan sekiz bölümden oluşan soyut bir buketti; sololar, düetler, topluluk dansları, hepsi ince ince tasarlanmış, geçişler ustaca yapılmış, başarıyla da icra ediliyordu.
antonio gades, ilk defa 1963'te tasarladığı sonradan tekrar tekrar ele aldığı bu yapıtta kendisinden sonraki nesillerin önünü açan yeniliklere imza atmış, adeta flamenko'da çığır açmış. yapıtın bölümlerinden ikisi ise gades ile birlikte tanıdığımız ve hayran olduğumuz cristina hoyos'a ait.
kalabalık kadrosuyla compania antonio gades lirik "kanlı düğün"de de, folklorik "suite flamenco"nda da başarılıydı. salondaki öksürük ve konuşmalardan seyircimize "kanlı düğün"ün biraz sıkıcı ve yavaş geldiği anlaşılıyordu; "suite flamenco"da ise seyircimiz flamenkonun özgün ritimli el tempolarına eşlik etme cüretini gösterecek kadar havaya girdi.
dansçıların kenara çekilip, müzisyenlerinin teker teker solo yaptığı uzun bis parçasında ise bu sefer topluluk çoştu ve bu benzersiz flamenko akşamı salondan yükselen çığlıklar ve alkışlarla sona erdi.
gades'in 2004'deki vefatından sonra yoluna devam eden topluluğun yeni gades'i ve yeni hoyos'u (program broşüründen adları belirtilmediği için yazamıyorum) maalesef gerçekleri kadar etkileyici değillerdi; zaten öyle olmaları da imkansızdı, zira gades ve hoyos'un ikisi de birer flamenko efsanesi!
topluluğun adı başka olsa bu karşılaştırma yapılmazdı belki, ama insan antonio gades'in adını afişte görünce solistlerin performansında ve "karizmasında" iyinin ötesini bekler oluyor; hele de gades'i 1996'da "carmen"de, hoyos'u ise iki defa 1989'da ve 1992'de istanbul açıkhava tiyatrosu'nda canlı olarak seyretme şansına ermişseniz.
6 Mart 2011 Pazar
flamenkonun çoşkusunda...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder