10 Mart 2011 Perşembe

toute sweet yo-yo & kathryn!


ikinci yarının başında sahnenin ucuna gelip "biz bu salonu seviyoruz" demeseydi bile, daha konserin başında sahneye çıkarken iki kolunu açması ve selam verirkenki içten gülümsemesiyle burada olmaktan mutlu ve keyifli olduğu belliydi. evet, yo-yo ma üçüncü kez istanbul'da işsanat salonundaydı bu akşam. kathyrn stott da ikinci kere eşlik ediyordu ma'ya.

ilk üç kısa parçayı aralıksız, birbirlerine ekleyerek çaldılar; üçü de melodileriyle öne çıkan parçalar bence etkileyici veya nefeskesici olmaktan veya müthiş bir yoruma imkan vermekten ziyada, konsere ısınma babındaydılar.
ikinci yarının kısa yapıtı ise piyanist kathryn stott'un beş yıl önce 50. yaşgünü için yo-yo ma'ya bir i-pad almak yerine günümüz bestecisi graham fitkin'e ısmarladığı; roma rakamıyla elli'nin, ingilizce'de line'ın, lust'ın, life'ın, longing'in ve başka dillerde -mesela türkçe'de- l ile başlayan her türlü kelimeyi kapsayacak olan; ayrıca, yo-yo ma'nın elli yaşın bütün yoğunluğu ve üretkenliğinin kişiyi paralize etmesini çok güzel yansıttığını düşündüğü "L" idi.
bütün bu i-pad, 50 yaş paralizasyonu, l'nin kapsayıcılığı gibi konuları nereden mi öğrendim; hayır, kulağıma kuşlar fısıldamadı. yo-yo ma ile kathryn stott ikinci yarının başında "bu salonu çok seviyoruz" dedikten sonra, bizlerle sohbet etmeye başladılar ve bunları anlattılar.

birinci yarının uzun yapıtı brahms'ın birinci viyolonsel ve piyano sonatı, ikincininki rahmaninof'un op.19 viyolonsel ve piyano sonatıydı.
ikilinin brahms yorumu bana biraz heyecansız ve fazlaca romantik geldi; keşke daha tutkulu, fırtınalı, girdaplı olsaydı; en azından ben brahms'a böyle bir yorumu yakıştırıyorum.
rahmamninof'ta ise, ikilinin brahms yorumunda bulamadığım her şey vardı: enerji, heyecan, çoşku, fırtına; rüzgarıyla, tutkusuyla kapıp götürdü beni! mükemmel bir icraydı.

istek parçası olarak ma ile stott önce rahmaninof'tan devam ettiler; sonatın fırtınasını "vocalise" ile dindirdiler.
ardındansa tekrar çoşup, bizleri de büyülediler; bu sefer manuel de falla'nın ispanyol ateşiyle!

yo-yo ma'yı istanbul'a bir dahaki sefere ipek yolu projesiyle bekliyoruz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder