.üniversitede ikinci yılım. vizeler festival zamanına denk geliyor, ama derslerin çok azı teorik çalışma gerektirdiğinden, sınavlar dışında istiklal’deyim; okula iki hafta ara vermiş gibiyim.
.festivalde ilk defa elektronik altyazı uygulaması başladı. her film, her seans ve her sinemada olmasa da büyük değişiklik. istanbul dışından gelmiş üniversite arkadaşlarım simultane çeviri ile ilk karşılaştıklarında pek bir yadırgamışlardı, ama ben simultane çeviri ile "büyüdüğüm" için bana öyle çok da garip gelmezdi; evet, filmin orijinal sesini bastıran duygusuz ve bet sesli çeviriler filmden bir şeyleri götürürdü ama bütünüyle perdeye konsantre olmayı da sağlardı.
ilk yıllarda -insanın gözünü yoran- sarı ışıklı elektronik altyazı tekniği yerini bir kaç yıl sonra beyaz kumaşa projeksiyonla yansıtılmış tekniğe bıraktı. günümüzde de hala bu teknik kullanılıyor.
.louis malle ile ilk tanışma: pazar günü emek’te gösterilen “mayıs’ta milou”da durmadan elektrik kesildi; her gidişinde jeneratör devreye girerken ve gelişinde çıkarken film kesildi; isyan ettik.
.philip kaufman’ın “henry ve june”unun biletleri rezervasyonda tükendi; atlas’taki gösterimde merdivenler bile doluydu.
.bilmediğim bir carlos saura ile tanıştım ve çok etkilendim: flamenko öncesi dönemi: “besle kargayı”, “kuzen angelica”, “annemiz 100 yaşında” çok çok iyiler.
.peter greenaway’in her mimarı tavladığı “mimarın göbeği” bana hitap etmiyor; yavaş yavaş greenaway’in benim yönetmenlerimden olmadığını fark etmeye başlıyorum.
.festival yeni bir uygulama başlatıyor: “son dakika filmi”. kalburüstü amerikan filmleri vizyon öncesi festivali sulandırıyorlar. yine de, neredeyse hepsine gidiyorum: mike nichols'ın merly streep ve shirley mclaine'li "postcard from the edge"ini beğeniyorum; tabii bir de herkesin hayran olduğu gérard depardieu'lü "greencard".
.yves montand’ın oynadığı “26’sı için üç yer” çok iyi bir film olmasa da montand için seyrediliyor.
.çek filmi “kulak”, irlanda filmi “aralık gelini”, ken loach'un "gizli dosya"sı, “sessiz çığlık”, jane champion'dan "sweetie", tornatore'den "herkesin keyfi yerinde", kanada filmi yaşlı hanımlar hikayesi "yabancı dostlar" festivlain öne çıkanları.
.claude lelouch'un "günler vardır.. ve de aylar" ve daniel day-lewis’li “eversmile new jersey” hayal kırıklıkları; hele de "eversmile new jersey"in festivalde ne işi var!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder