2 Aralık 2013 Pazartesi

NRW053 pina bausch’un stravinski akşamı ikinci baharını yaşıyor

 


22-23-24 kasım cuma, cumartesi ve pazar akşamları wuppertal-barmen operası’nda PINA40 jübile sezonunun heyecan verici gösterilerinden biri gerçekleşti. üç akşam da salondaki enerji başkaydı; sahnenin üzerindeki enerji ise bambaşka!
sahnede tanztheater wuppertal’in dansçıları yoktular. onların yerine, pina bausch’un eğitim hayatındaki önemli iki durak essen folkwang sanatlar üniversitesi (2010’dan önceki adı: folkwang hochschule/yüksekokulu) ve new york juilliard okulu’nun öğrencileri ve ayrıca bausch’un 1983’ten vefatına kadar yöneticiliğini yaptığı folkwang tanzstudio essen’in dansçıları bausch’un 1975 yılında tasarladığı “frühlingsopfer – dreiteiliger tanzabend von pina bausch” (bahar ayini – pina bausch’tan üç bölümlü dans akşamı)’nın rekonstrüksiyonuna hayat verdiler; prömiyer tarihinin 38. yıldönümüne çok yakın tarihlerde..

bausch, üç bölümlü dans akşamını oluşturan yapıtlarının tümünde igor stravinski’nin müziklerini kullanmış: 1951/52 tarihli dini içerikli “cantata”nın müziğiyle “wind von west” (batıdan esen rüzgar), küçük piyano parçaları ve ünlü “tango” ile “der zweite frühling” (ikinci bahar) ve 1913 tarihli “le sacre du printemps” ile “das frühlingsopfer” (bahar ayini).
üçü bir arada, özgün haliyle en son 1979 yılında sahnelenmiş olan yapıtlardan “wind von west”in en son 1978 edinburgh festivali’nde yapılmış bir kaydı varmış, “der zweite frühling” en son 1981’de israil’de sahnelenmiş. üçlünün en ünlüsü, bausch’un iki başyapıtından biri, “das frühlingsopfer” ise malum, “café müller” ile birlikte tanztheater wuppertal’in en çok bilinen ve sahnelenen yapıtı [şimdiye kadar 37 ülkede 250 kez sahnelenmiş; umarım yakın gelecekte istanbul'da bunların arasına katılır].

….

nereden başlasam!..
22 kasım 2013 cuma akşamı adeta “kordiplomatik” barmen operası’ndaydı; herkes siyahlar içindeydi. gösteri öncesinde üst fuayede tanzfonds.erbe’nin temsilcisi madeline ritter, juilliard’ın müdürü lawrence rhodes ve rekonstrüksiyondan sorumlu dominique mercy rekonstrüksiyon macerasından bahsettiler.

lawrence rhodes bütün samimiyetiyle bu fikrin nasıl doğduğunu anlattı: pina bausch vefat ettikten sonra, tanztheater wuppertal bir gösteri için brooklyn academy of arts’a geldiğinde salomon bausch, dominique mercy ve robert sturm arşivinde bausch ile ilgili bir şeyler bulabilmek için juilliard’a giderler. bu ziyaret sırasında rhodes onlara, pina bausch hiç bir yapıtını başka topluluklara vermediğini  bildiği halde, juilliard’daki eğitimin önemli bir parçası olan repertuar çalışması (yani, eski bir dans yapıtının öğrenciler tarafından birebir çalışılıp sahnelenmesi) kapsamında bir pina yapıtını sahnelemelerinin mümkün olup olmadığını sorar. rhodes, diğerlerinin biraz garip bir şekilde ona baktıklarını, ama mercy’nin biraz düşündükten sonra “belki bir şeyler olabilir..” dediğini belirtti. rhodes ertesi yıl wuppertal’i ziyaret ettiğinde ona “bulanık” bir film gösterirler: “wind von west”in video kaydıdır bu. rhodes çok heyecanlanır ve projenin ilk adımı atılmış olur.

dominique mercy sözü aldığında söylediği ilk şey: “çok iş vardı” oldu.
önce, bu projeyi nasıl gerçekleştirebileceklerine bakmışlar; almanya’nın dans mirasını korumayı amaçlayan tanzfonds.erbe’den fon bulunmuş. ancak işin en zor ve büyük kısmı, biri en son 1979, diğer 1981 yıllarında sahnelenmiş iki yapıtın rekonstrüksiyonlarının yapılmasıymış: video kayıtları, fotoğraflar, pina bausch’un notları, rolf borzik’in çizimleri, sahne tasarımına ve ışık yerlerine dair sahne amirinin notları; ve en önemlisi, bu iki yapıtta başrolleri dans etmiş olan dansçılar.

vivienne newport ve john giffin wuppertal-barmen operası'nda genç dansçılarla, foto: uwe schinkel

josephine ann endicott juilliard okulu'nda öğrencilerle çalışırken, foto: natalie keyssar

özgün “wind von west”te başrolü dans eden josephine ann endicott, özgün “der zweite frühling”de başrolleri dans eden vivienne newport ve john giffin ve ayrıca mari dilena, ed kortlandt ve tjitske broersma bedenlerinin hafızasından faydalanılan dansçılarmış. onlara hem bu iki yapıtın rekonstrüksiyonun gerçekleştirilmesinde büyük görev düşmüş hem de new york ve essen’de öğrencilerin çalıştırılmasında. mercy ise projenin koordinasyonunu üstlenmiş.

mercy konuşmasında özellikle mari dilena’dan bahsetti; çünkü dilena uzun zamandır mercy’ye “wind von west” için “ne yapıp etsek, repertuara yeniden kazandırsak” diyormuş.
program kitapçığında anlattığı anısı da dilena’nın bu yapıtı ne kadar benimsediğinin bir göstergesi: 1978’de amerika’da önemli bir dans topluluğunun yöneticisi olan bir arkadaşı dilena’ya pina’nın bir işini sahneleyebilir miyiz diye sorar. dilena da “cantata”nın bir bale topluluğu için mükemmel bir yapıt olduğunu düşünerek, bir kostümlü prova sırasında bausch’un yanına gidip sorar. pina’dan aldığı cevap şöyledir: “marichen! how would that be possible?” [“chen” almancada küçültme eki; “mariciğim, bu nasıl gerçekleşecek?”]

mercy, new york ve essen’deki grupların ayrı ayrı çalışmalarından ve ancak gösteri öncesindeki bir-iki günde ortak prova yapmalarından dolayı çok zorlandıklarını ancak zamansal ve ekonomik kısıtlamaların bunu gerektirdiğini söyledi. ayrıca; üç akşam wuppertal, bir akşam essen ve dört akşam new york’taki gösterilerin her birinde başrollerin farklı öğrenciler tarafından dans edilmesini çok istediklerini ancak yine zaman ve para sorunundan dolayı bunu gerçekleştiremediklerini; üzülerek, tek kastla çalışmak zorunda kaldıklarını belirtti.
bu noktada lawrence rhodes söz alıp; josephine ann endicott ve john giffin’in juilliard’a geldiklerinde, seçmelere başlamadan önce bütün öğrencilere bütün koreografiyi çalıştırdıklarını, new york’ta bütün öğrencilerin her adımı, yapıtların bütününü bildiğini; bu çalışma tarzına çok şaşırdığını ama hayran kaldığını söyledi.

kasım ortasında mary wigman’ın 1952 tarihli “sacre” (bahar ayini)’ni de rekonstrüksiyonla tekrar dans dünyasına kazandırmış olan tanzfonds.erbe’nin yetkilisi madeline ritter; wigman projesi için 1952’deki özgün sahnelemede dans etmiş 80 yaşında iki dansçının amerika’dan geldiğini; şimdi bu proje sayesinde de 20-21 yaşındaki öğrencilerin pina bausch’un yapıtlarını bedenlerine kazıdıklarını, 50 yıl sonra onların bu deneyiminin çok değerli olacağına dikkat çekti.
ritter’in vurguladığı üzere, pina bausch vakfı’nın bu projeye neden tanztheater wuppertal dansçıları yerine öğrencilerle/gençlerle girdiğinin en net açıklaması gelmiş oldu: “geçmişten gelen bir yapıt, ancak genç bedenlerle geleceğe taşınabilir”.

bu genç bedenler arasında çağdaş ermiş isimli türkiye kökenli bir dansçının da olması, beni ayrıca mutlu etti..

….

pina bausch üç bölümlü stravinski akşamı için defterine “geburt – liebe – tod” (doğum – aşk – ölüm) notu düşmüş.
bausch, nasıl bir yıl sonra sahneleyeceği “orpheus und eurydike” operasının dört perdesine kendi oluşturduğu dramaturjiye göre başlıklar koyduysa; aynı besteciye ait olsa da birbirinden çok farklı türlerde ve zamanlarda bestelenmiş müzikler içeren stravinski akşamı için de benzer bir dramaturjik bütünlük öngörmüş.



sondan; deftere “ölüm” notu düşüren “das frühlingsopfer” (bahar ayini)’nden başlarsam:
bu yapıtı pina bausch hayattayken, tanztheater wuppertal dansçılarından üç kere izlemiş bir seyirci olarak nacizane izlenimim şu ki; genç bedenlerin bu zor yapıtın koreografisini öğrenmiş olmaları gelecek için büyük bir kazanç olsa da ve genç bedenlerin dinamizmine ve gücüne rağmen; öğrencilerin bausch’un “bahar ayini”nin içine yeterince derinlikle giremediklerini, biraz ham kaldıklarını düşündüm, ilk akşam izlerken.
ikinci akşam çok daha kötüydüler; o kadar ki, sahneyi mekansal olarak bile doğru düzgün kullanamadılar.
pazar akşamı ise, üç gösterinin en iyisiydi; sahneye ve yapıta “ısınmış”, alışmışlardı; hatta üçüncü akşam neredeyse tanztheater wuppertal dansçılar seviyesindeydiler.
yine de; dans için, hele de bausch’un “bahar ayini” için belli bir eşiği çoktan geçmiş bazı tanztheater wuppertal dansçıları için bu yapıt ne kadar çetrefil ve zor dans cümleleri barındırsa da, onlar herhalde bizzat pina bausch’la çalışmış olmalarının verdiği deneyimle ve bauschvari hareket vokabülerinin yıllar boyu bedenleri tarafından içselleştirilmiş olması nedeniyle, olgun bedenleriyle “das frühlingsopfer”da çok daha etkileyici ve yoğun bir performans çıkarıyorlar.
juilliard’ın ve folkwang’ın gençleri üst seviyede gayretkardırlar, ancak seçilmiş kızı oynayan tsai-wei tien dışında, topluluk olarak “das frühlingsopfer” için biraz toy kaldılar.

….




ilk bölüm “wind von west” (batıdan esen rüzgar)’da, stravinski’nin “cantata”sının içerdiği sözlere (bir nevi libretto olarak kabul edersek) kulak verdiğinizde; isa’yla özdeşleştirilebilecek bir figürün dini anlamdaki son yolculuğu anlatılmaktadır. ancak, bausch’un bu yapıt için “doğum” tabirini kullanması ve başrolde bir kadın dansçının olması; bausch’un hikayeyi, yolculuğu yapan erkek figürden ziyade onu doğuran kadın üzerinden anlattığının ipucu olsa gerek.

“cantata”nın teksti müziğin içerisinde tam olarak anlaşılamadığı (ve bu metni önceden bilmediğim) için, sadece bausch’un “doğum” ipucuyla izlediğim “wind von west”, mekanı kullanan anlatım kurgusu ile beni çok heyecanlandırdı:
sahne, şeffaf (tülden) duvarlarla derinlemesine (arkaya doğru) dörde bölünmüş; her bir duvarın iki yanına birer kapı açılmış. sahnede dört mekan katmanı var, bunlar şeffaf duvarlarla ayrıldığı için hepsi görülebiliyor; ve bence bu dört mekan katmanı aynı zamanda dört zaman katmanına tekabül ediyor.
perde açıldığında; en ön katmanda bir anne ve kucağında bir kız çocuğu; önden ikinci katmanda ameliyat masasını andıran bir yatak ve üzerinde bir kadın; en gerideki dördüncü katmanda ise seyirciye arkasını dönmüş, üzerinde sadece ten rengi bir külot olan bir erkek dansçı durmaktadır.
koreografiden ve yapıtın içindeki bazı durumlardan; önden ikinci katmandaki (doğum yapan) kadının hikayenin protagonisti (ana karakteri) olduğunu, onun üç farklı yaşının sahnede eşzamanlı olarak var olduğunu ve bunun mekansal katmanlarla anlatıldığını düşündüm izlerken. örneğin, yapıtın hemen başlarında ana karakter olan kadın dansçının, ameliyat masasının bulunduğu ikinci katmanda saçlarını tarakla tararken, bir gerideki (üçüncü) mekansal katmanda başka bir kadın dansçının ellerini saçlarının içine sokarak bütünüyle dağıtması, bana bu iki dansçının aynı protagonistin farklı zamanlarını ifade ettiklerini düşündürttü; protagonistin en küçük hali ise, en öndeki katmanda annenin kucağındaki kızdı. bu üç kadın dansçı yapıt boyunca önce ayrı mekansal katmanlarda kalarak aynı koreografik hareketleri birbirlerine ters yönlere doğru yaptılar; ilerleyen sahnelerde tek bir katmanda biraraya gelerek bir üçlü dansta birleştiler.
protagonistin kocasını oynayan siyah pantalon-ceketli erkek dansçı bir sahnede mekansal katmanları oluşturan şeffaf duvarların iki yanında açılmış kapılardan hızlıca öne ve arkaya koşarak adeta hayatına girdiğini kadın’ın farklı zamanlarını kat etti.
yapıtın başında uzun süre en arkada hareketsiz duran çıplak erkek ise, kadın’ın doğuracağı bebekti sanki; çıplaklığıyla masumiyeti temsil ediyordu.
bir sahnede; ikinci katmandaki kadın ameliyat masasının üzerinde yatarken ayak ucunda pantalon-ceketli erkek ayakta, baş ucunda çıplak erkek çömelmiş olarak durmaktaydılar.



özgün hali 25 dakika olan stravinski’nin “cantata”sının bazı kısımları tekrar ettirerek kullanıldığı için yaklaşık 35 dakika süren “wind von west”te sadece sololar, duolar, triolar yoktu; topluluğun kullanıldığı sahneler de vardı.
bausch bazı sahnelerde topluluğu her dört katmanda birden konumlandırılmıştı. topluluğun koreografisine doğumla gelecek sevinçten ziyade ölümün hüznü ve üzüntüsü hakimdi; bu açıdan, bausch’un bir yıl sonra sahneleyeceği “orpheus und eurydike” operasının “trauer” (matem) başlıklı ilk bölümdeki topluluk koreografisiyle oldukça benzer bir tasarıma sahipti.

“wind von west”in sonuna doğru ise; farklı katmanlarda yer alan topluluk halinde bulunan bütün dansçılar başlarını kaldırıp uzun süre göğe baktılar. [2000 tarihli macaristan esinli “wiesenland”da da önemli sahnelerden birinde bütün dansçılar yukarıya bakarlar; bausch’da tekrar eden durumlardan biri de bu “göğe bakma” hali..]

….

foto: ursula kaufmann

yaklaşık 20 dakika süren “der zweite frühling” (ikinci bahar) başlıklı ikinci bölüm; yaşlı bir karı kocanın bir akşam yemeğinde yaşadıkları duyguları ve durumları anlatıyordu.
kadın masanın düzeninin, etrafın derli toplu olmasının, yemeğin lezzetinin derdindeyken, adam karısına karşı içinde yeniden filizlenen aşkı dışarı vurmaya çalışmaktadır; ona sarılmaya, onu öpmeye, onunla cilveleşmeye…
bu duygularla kadın ile adamın anıları canlanır; kadın merkezli dramaturjide sahnenin gerisindeki üç kadın dansçı ile bir erkek dansçı yaşlı kadın ile adamın anılarıdır: flört ettikleri, seviştikleri, birbirlerine karşı tutkulu oldukları zamanlar, evliliklerinin ilk günleri, hatta evlendikleri gün..
dört ayrı zaman dilimi (kadının yaşlı hali ve gençliğinin üç ayrı evresi) altı dansçı tarafından eşzamanlı olarak sahneye taşınır; örneğin, yaşlı adamın sandalyeye oturup kucağına almaya çalıştığı yaşlı kadın elinden kaçınca, kadının gençlik hallerinden biri yaşlı adamın kucağına oturur, hemen arkasından yaşlı adamın kucağından genç kadını çekip alan adamın gençlik halidir..
sona doğru; dört farklı zaman ve altı dansçı stravinski’nin “tango”su eşliğinde iyice girift bir kurguyla üst üste bindirilerek, eğlenceli ve komik bir koreografinin malzemesi olurlar.

….

1975 tarihli “wind von west” ve “der zweite frühling” pina bausch’un ileriki 34 yılda sahneleyeceği bütün diğer yapıtlarının özünü barındırıyorlar sanki: “wind vom west” koreografik olarak, “der zweite frühling” ise komik-ironik öğeler, kadın-erkek ilişkileri ve “durumların sergilenmesi” açısından.

“wind vom west”te topluluğun koro olarak kullanımında, mekansal konumlandırılmalarında ve koreografik hareketlerinde bir yıl önceki “iphigenia auf tauris”ten ve özellikle bir yıl sonraki “orpheus und eurydike”den izler görmek mümkün.
“wind vom west”in soloları ve duoları ise “café müller”den başlayarak “sweet mambo”ya kadar bausch’un opus magnum’unun nüvesini oluşturuyor sanki.

“der zweite frühling”de ise, 1970’lerin sonlarından başlayıp 1980’lerin başlarında başyapıtlara dönüşen pina bausch yapıtlarındaki melankoli ile insanı gülümseten hafiflikler ve ironi arasında gidip gelen ruh hali yoğun olarak hissediliyor.

pina bausch’un yapıtlarını besleyen iki damar: bedenin ve kolların kıvrıldığı, kırıldığı, döndüğü tipik bauschvari hareket cümleleri ve insan ilişkilerinin gündelik gidişatı içinden ustaca süzülmüş, aynı anda hem melankolik hem komik olan durumlar.

….

başa, ilk akşam gösteri öncesi yapılan söyleşiye dönersem;
“frühlingsopfer – dreiteiliger tanzabend von pina bausch” (bahar ayini – pina bausch’tan üç bölümlü dans akşamı) için tanzfonds.erbe’nin temsilcisi madeline ritter “amaçlarının genç bedenlerde yaşayacak yeni bir arşivin yaratılmasını sağlamak” olduğunu söylerken; dominique mercy, onları bu projeye iten en başat nedeni “pina için” olarak gerekçelendirdi ve sözünü “umarım bu dans akşamını özgün haline en yakın şekilde gerçekleştirebilmişizdir” dileğiyle noktaladı.

pina bausch neden hayattayken bu iki küçük yapıtını yeniden gün yüzüne çıkarmadı; o dönemden başka bir sürü yapıtı tekrar sahnelediği halde bunlar için zamanı mı yoktu; yoksa istemedi mi; diğerlerinin yanında bunları daha az değerli buluyor olabilir miydi; pina bausch’a kalsa bu iki yapıt belki de bir daha hiç ortaya çıkmayacaktı; bilmiyoruz..
mirasçılarının onun yerine verdikleri bir kararla, dans camiası ve seyircisi 38 yıl öncesinden bu iki küçük yapıtı izleme, keşfetme şansını elde etti. kişisel olarak tek dileğim, yaşasaydı pina’nın tercihinin de bu yönde olma ihtimali..

....

merak edenler;
"wind von west"in rekonstrüksiyonu sırasında juilliard okulu'nda gerçekleşmiş work&process toplantısını buradan izleyebilirler.
toplantı; pina bausch'un 2008 dance magazine ödülünü alırkenki enfes konuşmasını, "wind von west"in ilk sahneleşinin video kaydından görüntüleri, dans eleştirmeni ve tarihçisi deborah jowitt'in jo ann endicott, mari dilena, john giffin ve lawrence rhodes ile yaptığı söyleşiyi ve en önemlisi juilliard öğrencilerinin kostümsüz ve dekorsuz dans ettikleri "wind von west" bölümlerini içeriyor..

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder