9 Nisan 2011 Cumartesi

2002 / 21. istanbul film festivali


.34 film

.beklenmedik bir şekilde, kıyıda köşede kalmış bir isveç filmi benim için bu festivalin en iyisiydi: "yeni vatan". ergen bir somalili, orta yaşlı bir iranlı ve isveç güzellik kraliçesinin dost olmalarının sıradışı hikayesini yol filmi kalıplarında anlatan, hem eğlendiren hem hüzünlendiren bir filmdi; hele de son sahnede iranlının bir türkü yakışı vardı ki, hatırladıkça hala tüylerimi diken diken eder. beni kalbimden vuran filmin yönetmenini hatırlamıyorum, zaten iskandinav isimlerini akılda tutmak zor; dönüp o yılın kataloguna baktım: geir hansteen jörgensten'miş.

.bütün filmler elektronik türkçe altyazı ile gösterildiği halde festival kitapçığında bu seneye kadar sadece filmin orijinal dili ve filmin üzerindeki altyazının dili belirtilirdi. bu sayede, eğer bir filmin bilgilerinde "türkçe altyazı" ibaresi varsa, altyazının filmin üzerinde olduğunundan yola çıkarak o filmin nasıl olsa ilerde vizyona gireceğini bilir, ona göre bilet almazdık; o seansta daha sonra izleyeme olasılığımız düşük bir filme bilet alırdık.
bu yıldan itibaren festival kitapçığında bütün filmler için "türkçe altyazı" ibaresi çıkmaya başladı ve bu yüzden hangi filmin satın alınmış olup türkiye'de vizyona gireceğini artık bilemez olduk.

.alain delon seçkisinde iki benzersiz film: josef losey'den "kaderini arayan adam" ve yıllarca sinemada izlemek için beklediğim rené clement'in "becerikli bay ripley" uyarlaması "kızgın güneş".

.ulrich seidl ile ilk tanışma: avusturya'da sadece haneke değilmiş insan ruhunu deşen sinemacı. "hundstage" (zor günler) balyoz gibi indi benliğime. sadece açılış sekansı bile yeterliydi.

.gürcü usta otar iosseliani hala etkilemeye devam ediyor beni: "pazartesi sabahı"

.gençlerden de iyi filmler var: robert glinski "selam tereşka", lucrecia martel "bataklık", ıglika triffonova "amerika mektubu", ineke smits "magonya", laurent cantet "iş yok zaman çok"

.hayalkırıklıkları da yok değil: tsai ming-liang "orada saat kaç?", nanni moretti "altın düşler", don boyd "krallığım", alex de la iglesia "halkımız avanta peşinde"

.tek bir yıldız bile vermediğim bir film: "aşkın yedinci güneşi" vangelis serdaris

."narayama türküsü"nü beyazperdede seyretme imkanı

.lobe schefrig'in ilk filmi, herkes gibi benim de kalbimi kazandı: "yeni başlayanlar için italyanca"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder