11 Nisan 2011 Pazartesi

film festivali 30, izlenim 08: sinemaya gönül verenler üzerine


yarışma filmleri gösterilmeye başlandı. pazar sabahı, festivalin en kısa "uzun metrajlı filmi"ni seyretim: "faydalı hayat" (la vida util), 67 dakikaydı.

bir uruguay filmi olan "faydalı hayat" jorge'nin, 25 yıldır hayatını adamış olarak çalıştığı sinematek'in kapanmasıyla nasıl başa çıktığını anlatıyor. tabii ki, hayatı ona yıllardır seyrettiği filmler öğretmiştir; westernler, aşk filmleri, müzikaller... ilgi duyduğu kızla buluşmak üzere sokakta yürürken kafasında (filmin ses bandında) john ford'un western filmlerinin hücum sesleri yankılanır; kıza çıkma teklif etmeden hemen önce, merdivenlerde,müzikallerden hatırladığı dans adımlarını yaparak kendine güvenini getirir...

gerçek hayatta sinema eleştirmeni olan jorge jellinek'in başrolünü oynadığı filmde, filmin bütün kahramanlarına onları canlandıran oyuncuların adları verilmiş.

filmin, 1976 doğumlu yönetmeni federico veiroj, yaşından beklenmeyecek sadelik, durgunluk ve bilgelikle sinematek'in ve jorge'nin hikayesini bize anlatıyor. filmi gereksiz yere sarkıtmaması da ayrıca takdire şayan.

insan ister istemez; bu ülkede, bu dünya kültür başkentinde hala bir sinematekin olmayışına hayıflanıyor; olanının da 1980 ihtilaliyle kapatılmış olmasına sinirleniyor, üzülüyor.
uluslararası ilişkileri ve yıllardır dünya sinema camiasıyla kurduğu bağlantılar sayesinde bu kentte bu işi yapabilecek tek kurum iksv gibi gözüküyor, ama tabii ki onlar, aynı "faydalı hayat"taki vakfın "kar getirmeyen bir kurumu" artık desteklememe kararı alarak sinematek'in kapanmasına neden olmaları gibi, baştan bu işe hiç soyunmuyorlar.
festival hiç olmazsa eski yıllarda ciddi toplu gösterimler düzenlerdi, sinema tarihinden önemli filmler gösterilirdi; şehirde sinematekin yokluğunu bir nebze (15 günlüğüne) gidermeye gayret ederlerdi. son yıllarda o da kalmadı! garip potporilerle dağınık seçkiler düzenleniyor: örneğin bu sene sinema tarihine meraklı bir seyirci "bir zamanlar festivalde: siyad'ın keşifleri" ve "film gibi 30 yıl" seçkilerinden ne anlayacak, bu seçkilerde gösterilen filmler toplu bir fikir, bir bakış açısı verecek, seyircinin bir çıkarsama yapmasını sağlacak mı! zaten çoğu yeni filmler 1980 sonrası tarihli!



yıllara meydan okuyan gürcü usta otar iosseliani'nin son filmi "işe yaramaz" (chantrapas) da sinema üzerineydi. bu sefer, genç bir yönetmenin (belli ki otobiyografik tarafları var) nerede olursa olsun, ister baskı altındaki kendi ülkesi gürcistan'da, ister kaçtığı fransa'da, kendisinin dışındaki etkenlerin ona kafasındaki filmi çekirmemesini anlatıyordu!

tipik iosseliani tarzında; uzun ve akıcı planlara sahip, harekete ve mimiğe dayanan (chaplin-keaton tarzı), az konuşmalı, sarkastizme göz kırpan karamsar ironiyi elden bırakmayan, simgeler, göndermeler barındıran, mesafeli bir filmdi.
belki biraz uzundu, ama yine de; gönülden ziyade akılda koyu bir sinema tadı bırakan bir filmdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder