19 Ekim 2010 Salı

"istanbul dans ediyor!.."


louise lecavalier 1977 yılından beri sahnede dans ediyormuş: tam 33 yıl! dile kolay.
lecavalier için "dans efsanelerinden biri" demek abartı olmaz sanırım. dolayısıyla bir dans efsanesi için idans'ı ekmek mübah sayılmalı.

konu dışı belki ama; keşke dün akşamki hakkımı "1:songs"dan değil de "a mary wigman dance evening"den yana kullansaymışım. ya da keşke idansçılar bazen son dakikada bile yapmayı göze aldıkları değişikliklerden (hatırlayınız: 02 ekim 2010 cumartesi) birini gerçekleştirip, dün veya bu akşamki performanslardan birini 18.30'a veya 22.30'a çekselermiş; seçim yapma sancısı çekmeden hiç bir şeyi kaçırmamış olurdum/k.

neyse, geçti artık. daha önce akıl etseydim, bloglarına bir öneri mektubu atardım.

gelelim bu akşama:
dün akşamki 50 dakikalık nicole beutler tasarımı "1:songs" ne kadar bildikse [evet, son kertede: bütün avant-gardlığı, öfkesi, eleştirisi, iniş - çıkışları ile çok bildikti; şaşırtmıyordu; yeni veya farklı bir şey söylemiyordu. ancak, bütün aksiliklere ustalıkla göğüs gererek zorluğu bir kat daha artan performansı başarıyla tamamlayan sanja mitrović'in hakkı baki; zaten o yüzden yarınki kendi koreografisi "will you ever be happy again?"den umutluyum],
bu akşamın ilk yarısındaki 50 dakikalık nigel charnock koreografisi "children" da o kadar bildikti.

sonlara doğru -sanırım michael nyman'ın solo piyano bestesi eşliğindeki- kolların bedenlere dolanmasıyla başlayan düet ve yapıtın ortalarına rastlayan bir sahnede [bu sahneye dikkatimi çektiği için eylül'e teşekkürler] zifiri karanlıkta sadece iki el feneri ile yaratılan etki güçlüydü; bu iki sahne dışında boşu boşuna geçen bir 50 dakikaya, eklektik müzik seçimine, yaratıcılığı sıfır dövüş sanatları şovuna, ucuz ve bayat fikirlere katlanmak zorunda kaldım/k.

anlamadığım; hadi, çağdaş dans dünyasının kıyısında duran istanbul'daki seyirciye rahatlıkla "yeni, farklı, iyi" olarak sunulabilecek bu kadar vasat bir yapıt nasıl oluyor da dünyayı turluyor!

sanırım cevabı akşamın ikinci yarısında gizliydi:
10 dakikalık aradan sonra, sadece 13 dakika süren edouard lock koreografisi "a few minutes of lock" her şeyiyle; müziği, ışığı ve koreografisiyle -ve tek kelimeyle- muhteşemdi.

keşke bu akşam sadece bu 13 dakikalık kısa yapıtı seyretmeye gitmiş olsaydık, keşke louise lecavalier programına sadece bu kısa yapıtı almış olsaydı.
bu devasa ve zor kentte o kadar yolu, o kadar zamanı sadece 13 dakikalık ama böylesi kuvvetli, yoğun, koreografik açıdan böylesi heyecanverici, adrenalinarttırıcı bir yapıtı seyretmek için vermeye kesinlikle itirazım olmazdı.
hatta, gaza gelip belki üzerine para bile verebilirdim! [ama sanırım ne ajans2010'un ne de dansplatformistanbul ekibinin ihtiyacı var; herkes çoktan kesesini doldurdu!!!]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder