31 Ekim 2010 Pazar

kentin tektipleştirilmiş kozmopolitliği


30 gün önce msgsü bomonti kampüsü şebnem selışık aksan sahnesi'nde mette ingvartsen'in "giant city"si ile başlayan "yeni kozmopolidans" temalı idans04 bu akşam yine aynı sahnede yine kent temalı, bloom! adlı uluslararası dans kolektifinin "city" adlı yapıtı ile noktalandı. [yarın akşam garajistanbul'daki jardin d'europe ödül törenini ve sürpriz programı saymıyorum]

sanki jardin d'europe ödülüne en yakın yapıt en sona saklanmış gibi, "city" çok çok iyi ve etkileyiciydi. dans, tiyatro ve pandomimin ustaca bir birleşimiydi.

sirk hayvanları gibi koşullandırılarak eğitilmiş, otoritenin güdümüyle baskı altına alınmış, tektipleştirilmiş, bireyselleşmeye meyledenin önce otorite sonra etrafındaki kişiler tarafından dışlandığı, yalnızlığa itilerek sindirildiği, güvensizleşen ve korkudan beslenen bir toplum resmi çizildi.
içeriği bu kadar ağır ve negatif olmasına rağmen "city" karanlık bir yapıt değildi; eğlenceliydi, ironikti. en büyük artısı da buydu.
biçimsel olarak serbest, rahat bir kurgusu vardı, ama gevşek değildi, sarkmıyordu; sadece 47 dakikaydı.
saf dans sekansları merce cunningham etkisindeydi.

"city"nin yaratıcıları, dans kolektifini oluşturan dansçıların kendileri, yani sahnede yorumlayanlar.
avrupa'nın farklı ülkelerinden biraraya gelen beş genç dansçının ortaklaşa çalışması, yarınki sürpriz kapanış öncesinde her anlamda doyurucu ve yetkin bir yapıttı; bence festivalin doruk noktalarından biriydi.

2 yorum:

  1. Önce yazıyı okuyorum, videoya basıyorum ve hiçbir şey yapmadan izleyebiliyorum:)

    Kaç gün süreceği belli olmaz ama ne mutluluk verici. Şimdi blogdaki diğer you tube videolarına da bakacağım.

    YanıtlaSil
  2. evet, doğal olarak sahip olmamız gereken bir şeyi önce kaybettirip sonra bulduruyorlar; bize de önce isyan, zamanla alışkanlık, son olarak da mutluluk kalıyor. umarım daim olur...

    YanıtlaSil