üç sene önceki "solo" temalı ilk idans'ta "self unfinished" ile bizleri büyüleyip, "product of circumstances" ile afallatan xavier le roy, dün ve bu akşam tekrar idans'ın konuğu oldu. hem de yine şaşırtıcı bir proje ile.
stravinski'nin "bahar ayini"nin (le sacre du printemps) böyle bir versiyonu hiç yapılmamış olmalı: xavier le roy, simon rattle'in berlin filarmoni orkestrasını yönetirkenki hareketlerinden esinlenerek, "bahar ayini"ni yöneten bir orkestra şefinin hareketlerinden oluşan bir performans hazırlamış.
salonda sahne ve seyirci kısımlarının bütün ışıkları performans boyunca yanıyor; seyirci koltuklarının altına kapsamlı bir ses sistemi yerleştirilmiş; le roy beşinci dakikadan sonra yüzünü bize, seyircilere dönüp, yapıt sırasında orkestra üyelerinin, örneğin flütçünün veya obuacının bulunması muhtemel yerlere referanslar vererek seyircileri orkestra üyeleri gibi kullanarak bizi de performansın bir parçası haline getiriyor.
le roy, bu performansı neden gerçekleştirdiğini daha iyi anlamamız için, yapıt boyunca iki de şaşırtmaca hazırlamış: 1- kısa bir süre müzik kesiliyor ama le roy yönetmeye devam diyor, 2- kısa bir süre de le roy sahne arkasına geçiyor ve müzik boş sahnede çalmaya devam ediyor.
le roy'un "bahar ayini", müziğin kendisi ile müziği icra edenler arasındaki ilişkiyi sorgulayan bir çalışma.
"bahar ayini"nin seçilmiş olması tesadüf değil; üzerine koreografi yapılsın diye bestelenmiş bir müzik yapıtı. dolayısıyla le roy'un, orkestra şefi rattle'ın müziği icra etmek için yaptığı hareketlerden, yani bir nevi "orkestra şefinin koreografisi"nden yola çıkması anlamlı.
günümüzde bazı şeflerin orkestra yönetirkenki "performanslarını" gözümüzün önüne getirdiğimizde "müzik mi icracıyı tetikliyor yoksa tam tersi mi?" gibi hayati bir sorunun gündeme gelmesi bir yana; soru-cevaplarda bir seyircinin sorduğu üzere, hiç bir müzik eğitimi almadığını söyleyen le roy'un "orkestra şefi" rolüne soyunması bile bir kere, orkestra şeflerinin hegamonyasını kastre etmekle eş anlamlı. "biraz çalışırsa herkes benim yaptığımı yapabilir" diyor le roy.
müziği daha iyi anlayabilmek için le roy "bahar ayini"ne yapılan önemli koreografileri çalışmış; özellikle pina bausch'unkini ve tabii ki nijinski'ninkini. bunları sadece müziğin özünü daha iyi kavramak için etüd etmiş, yoksa kendi performansına bu koreografilerden bölümler almamış. ama bir zaman sonra, yaptığı bir-iki harekette kendini yapıtın aynı yerinde nijinski'nin yaptığı hareketlerin benzerini yaparken bulmamış da değil.
bir seyircinin "hareketlerinizde atlardan, hayvanlardan esinlenme gördüm" yorumu üzerine ise; çoğumuzun bildiğini farz ettiği walt disney'in ünlü "fantasia" filminden de, bilinçli olmasa da etkilenmiş olabileceğini söyledi le roy.
...
soru-cevap kısmında xavier le roy'a "bu performansı müziksiz izlemeyi tercih ederdim" dedim. "ilginç bir fikir ama o başka bir iş olurdu" diye cevap verdi. haksız değil. ama:
çoğu seyircinin tersine, klasik müzik konserlerini gözlerim kapalı "izlemeyi" tercih ederim, çünkü o şekilde müziği daha iyi duyarım. bir piyano resitalinde piyanistin parmakları, bir orkestra konserinde şefin hareketleri dikkatimi dağıtır, müzikten rol çalar; benim için görüntü sesin önüne geçer.
bunu ilk defa, yıllar önce sviatoslav richter'in istanbul konserlerinde fark etmiştim. richter piyanonun üstüne yerleştirilmiş tek bir mum ışığında vermeyi adet edinmişti konserlerini; istanbul konseri de öyleydi. ellerini hayal meyal görüyorduk; sadece müziğe konsantre olmuştuk. benim için inanılmaz bir deneyimdi.
bu akşam xavier le roy'un "bahar ayini"ninde bu sefer müzik görüntüden rol çaldı; hareketlerin saflığı bozuldu, etkisi azaldı. yine de; gerek performansın çıkış fikrini gerekse de uygulanma şeklini çok beğendim.
...
xavier le roy, dans için yazılmış olduğu için "bahar ayini"ni seçtiğini söyledi; aklıma salzburg fatihi borusan filarmoni orkestrasının havalı şefi sacha goetzel'in geçen sezonki bir konserde ulvi cemal erkin'in -yine bir dans süiti olarak bestelenmiş- "köçekçe"sini yönetirkenki hareketleri geldi;
bir dansöze taş çıkartırcasına kıvrak ve yaratıcı figürleriyle sacha goetzel, xavier le roy'a iyi malzeme olurdu.
Yanyana oturmuşuz da haberimiz yokmuş. Ben de sözümona her gösteride "acaba hangisi danzondur" diye bakınıyor, türlü türlü ilgili heyecanlı yüzü siz sanıyordum. :)
YanıtlaSilbilmeden de olsa tanıştığımıza memnun oldum :)
YanıtlaSilbir dahaki sefere sohbet etmek de üzere..
Merhaba,
YanıtlaSilİyi bir müzik insanı içine çeker alıp götürür hakikaten dikkat dağınıklığnda haklısın.
Bir de prova konusunun atlandığı fikrindeyim. Sahnede çalış işin gösteri kısmı ama ortaya çıkış emekli bir süreç öyle olmasa şefe göre İDSO seyirci sayısı niye değişsin...