30 Ekim 2010 Cumartesi
yala ama yutma / özen yula / biriken & ayça damgacı
[bu yazımı, dün gece 23.19’da dünyaya gözlerini açmış, yani daha bu dünyada 24 saatini doldurmamış, çocukluk arkadaşım natali ve eşi ruhi'nin oğulları, bir anlamda “yeğenim”, arte gün için yazıyorum.
şimdiden etrafa cin gibi gözlerle bakan arte gün'ün umarım annesi ve babası gibi sanatla iç içe, mutlu, sağlıklı ve şanslı bir hayatı olur.]
idans04 kapsamında bugün sahnelenen “yala ama yutma” çok katmanlı bir oyundu. sonunu ele vermemek için bazı katmanlarını bu yazıda es geçeceğim.
her ne kadar broşürdeki metinde; rejiyi birlikte yapan biriken ekibi ile ayça damgacı "yala ama yutma"da, çağımız dünyasındaki siyasal ve sosyal gelişmelere dair hissett(irild)iğimiz "boşluk" ile pornonun her şeyi zevkle çözen "yalancı dünyası" arasında kurulan paralellik üzerinden günümüzde yaşadığımız yegane gerçeklik olan "içi boşaltılmışlık"ı öne çıkarttıklarını belirtmiş olsalar da; bence oyunda porno ile "sorunlu dünya" arasında kurulan paralellik "boşluk" veya "içi boşaltılmışlık" hissinden daha anlamlı bir seviyede örtüşüyorlardı birbirleriyle:
insanlık varolduğundan beridir her türlü kültürün ve günümüz dünyasının vazgeçilmez bir parçası olan porno kültürünün sevişme/s…şme pozisyonları ile, çağımız dünyasının gelişmiş ülkeleri ile gelişmemiş ülkeleri arasındaki politik-sosyal-ekonomik-toplumsal pozisyonlar arasındaki paralellik.
eşitsizlik (kadın-erkek, haklı-haksız), güçlünün güçsüzü ezmesi, “gelişmiş”in (gelişmiş ülkeler/vücut geliştirmiş serdar) zayıf olanı (3.dünya ülkeleri/leyla) kullanması/harcaması.
bu pozisyonlar analojisi bence oyunun en zeki, en yaratıcı, en usta tarafıydı. yoksa ne leyla/melek’in dünya hali hakkında söyledikleri bilmediğimiz şeylerdi, ne dile getiriş şekli, ne de pornonun yalancı dünyası.
ancak oyunun (ve dolayısıyla özen yula'nın) bunları, kadim bir kültürün (cinsellik kültürünün) ilişki pozisyonları bağlamında okuyor, ortaya koyuyor ve yorumluyor olması oldukça yeni, cesaretli ve yaratıcı bir yaklaşımdı kanımca. öncelikle yazar olarak özen yula’yı kutlamak lazım.
ardındansa; her ne kadar “oyuncu” olmak üzere eğitim almış olsalar da ve her ne kadar çıplaklık oyunda grafik bir anlatımla ele alınmış olsa da; serdar’da hakan ummak’ı ve özellikle de oyunu baştan sona sırtlayan leyla/melek’te ayça damgacı’yı cesaretleri ve oyunculuk kaliteleri için candan tebrik etmek lazım.
...
iksv'ye dokundurmazsam olmaz:
bu kentin/ülkenin uluslararası standartlarda çalışan kurumlarından biri olduğu iddiasındaki anlı şanlı istanbul kültür ve sanat vakfı'nın; duyarlılık veya incelik (hangisini seçerseniz) gösteremeyerek; tenezzül, cesaret veya akıl (hangisini seçerseniz) edemediği hamleyi mütevazi idans ekibi yaptı ve geçen sene düşünce özgürlüğünü açık açık ihlal eden dayatmacı ve faşist bir tavırla tepkiler alan ve -beyoğlu'nda onlarca mekanın acil çıkış kapısı yokken veya kilitliyken- kumbaracı50'nin aba altından sopa gösterme yöntemiyle kapatılmasına neden olan "yala ama yutma" adlı oyunu festival programına alarak özgür bir ortamda sahnelenmesini sağladı. buradan bir kere daha idansçılara teşekkürler.
[kendilerine son zamanlarda durmadan teşekkür edince zannedilmesin ki idans ekibi eş, dost, akrabam; evet, içlerinden bazılarıyla tanışıklığım var ama neyse ki herhangi bir çıkar ilişkim yok; o yüzden bu kadar rahatça teşekkür ediyorum.
uzun zamandır çoğu şeyin çıkar, yalakalık veya ahbab-çavuş ilişkisi seviyesinde/sayesinde yürü(tül)düğü ülkemizde bu tavrım belki birilerine garip geliyordur diye açıklama gereği duydum.]
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
çok doğru bir yere parmak basmışsınız, neden bu oyun salon'da sahnelenmez... herhalde iksv beyoğlu belediyesi ile bağlarını güçlü tutmak istiyor. bir şeyler yapmamız gerek bu konuda.
YanıtlaSil