dün berlin'de chaussestrasse 125 adresine gittim. adreste 1840 yılında yapılmış, 1900 öncesinde arkaya doğru uzatılmış bir apartman var.
bu uzun dar kira konutunun arka bölümünde, birinci katta iki oda ve bir oturma odası, alt katta yemek odası ve mutfağı olan bir daire, bertolt brecht ile helene weigel 1953'ten ölümlerine kadar burada yaşamışlar. pencereler dar uzun iç avluya ve onun üzerinden mezarlığa bakıyor. almanya ve dünya edebiyatı ve tiyatrosunun ustası brecht ve o dönem almanya tiyatrosunun en önemli ve güçlü insanı (çünkü berliner ensemble'ın yöneticisiydi) weigel bu sade, sıradan kira konutunda oturmayı seçmişler..
1948'de sürgünden döndükten sonra önce birlikte yaşıyorlarmış, sonra tiyatrodaki kavgalarının artmasının ardından weigel evden ayrılmış, brecht dönmesi için yalvarmış. o sırada bir arkadaşı tiyatroya daha yakın olsun diye brecht'e burayı bulmuş. brecht hemen taşınmış, weigel da aynı binanın ön tarafında üst katta başka bir daire tutmuş. brecht'in ölümünün ardından weigel brecht'in birinci kattaki mekanlarını olduğu gibi korumuş, hemen brecht arşivini kurarak kendi dairesini arşive bağışlamış ve kendisi alt kata, mutfağın karşısındaki yemek odasını yatak odasına çevirip, bir de kendisine yaşama alanı yaratabilmek için bir kış bahçesi ekleyerek, taşınmış.
weigel'in brecht'in ölümünden sonra 15 yıl yaşadığı bu alt kattaki dairenin kapısındaki tabela-zilde büyük harflerle H.W.B. yazıyor.
brecht sabah herkesten erken, 6'dan önce kalkarmış, o yüzden çalışma odasına bitişik (apartman çekirdeğinden girilen) dar küçük alanı (aslında giriş holü-vestiyer görevi gören) teeküche (çay ocağı) olarak kullanırmış.
çin usulü rulo kağıda yapılmış konfiçyüs çizimi ve çince harflerle mao'nun bir şiiri masasının iki yanındaki duvarlara asılı. iç duvara ise kitaplarından bir bölümünü alan kütüphane yerleşmiş, yan duvarlardan birinde yukarda üç noh tiyatrosu maskı asılı.
sonraki oda olan oturma odası bir pencere ile iç avluya, üç pencere ile mezarlığa bakıyor; özellikle öğleden sonra ışık içinde oluyormuş. brecht bu mekanı çok seviyormuş çünkü geniş olduğu için içinde yürüyebiliyormuş, ve düşünürken yürümeyi severmiş. odada yedi koltuk var, bazılarının önünde küçük çalışma masaları, ikisinin üzerine portatif daktilo. meğer her masada farklı bir işini çalışıyormuş.
bu odada da konfüçyus, marx, lenin ve engel'in resimleri, fotoğrafları var.
burası misafir kabul edilen odaymış da aynı zamanda. o dönemde tabii ki herkes sigara içermiş; bizi evde gezdiren hanım masaların üzerindeki geniş kaselerin meyva koymak için değil küllük niyetine kullanıldığını söyledi.
salona açılan küçücük (bir tren kompartımanından az biraz büyüklükte) bir oda brecht'in yatak odası. bastonu ve kepi hala kapıda asılı.
alt katta, weigel'in yatak odasında pencere tarafında bir beşik var, içi bitki dolu. weigel beşiği o amaçla kullanırmış. belli ki bitkileri seviyor çünkü gerek burası gerekse de kendine yaptırdığı kış bahçesi bitkilerle dolu, yemyeşil. dönüp de brecht'in mekanlarını tekrar aklıma getirdiğimde onunkilerde bir tek bitki bile olmadığını hatırladım. brecht'inkiler kupkuruydu, weigel'inkiler (hala) capcanlı.
mutfak da, dairenin diğer odaları gibi, olduğu gibi korunmuş; hatta weigel'in öldüğü 1971 yılının takvimi bile duvarda asılı. diğer bir rafta da iki düzine kadar yemek kitabı. hizmet eden, yemek yapan birisi varmış ama weigel kendi yemek yapmayı severmiş, havasındaysa.
berliner ensemble'da brecht sanat yönetmeni, weigel ise yöneticiymiş, dolayısıyla weigel'in maaşı brecht'tin fazlaymış.
birbirlerine de hayranmışlar; weigel için dünyadaki en iyi yazar brecht, brecht için dünyadaki en iyi oyuncu weigel'mış. o kadar ki brecht 1948'de isviçre'de antigone sahnelenecek, weigel o sırada 48 yaşında olmasına rağmen brecht 15 yaşındaki antigone rolü için weigel'ı istemiş. weigel başta tereddüt etse de, sonra kabul etmiş, yapım çok da başarılı olmuş.
antigone'yi oynayan oyuncunun yaşı konusunda benzer bir duruma ben de denk gelmiştim; ivo van hove'nin yönettiği antigone'de juliette binoche oynuyordu, amsterdam'daki gösteri sonrasındaki soru-cevap'ta bir kadın seyirci patavazsızca o zaman 50 yaşında olan binoche'a yaş olarak bu rolü nasıl oynayabildiğini sordu, binoche da hiç şaşırmadan tiyatro zaten bu değil mi, sizleri inandırabilmişsem yaşın önemi yok demektir gibisinden bir cevap vermişti.
brecht de, weigel da hayat boyu seyrettikleri mezarlığa gömülmüşler: dorotheenstaedtischer friedhof'a.
ama bu mezarlıkta sadece onlar yok, almanya sanatının en önemli isimleri burada yatıyorlar.
besteciler hanns eisler, paul dessau, yazar ve yönetmenler heiner müller, dimiter gotscheff, yazarlar christa wolf, anna seghers, heinrich mann, oyuncu gisela may... ayrıca, hegel'in mezarı da burada.
dün, 29 ağustos 2024 perşembe günü öğleye doğru brecht-weigel evi sakindi. her saat başı ve yarım saatlerde yaklaşık 25 dakikalık
bir tur başlıyor. benden öncekinde bir
çift vardı, rehber hanım onları ingilizce uğurladı. benim denk geldiğim turda evliliklerinde 50 yılı devirmiş bir alman çift vardı, o yüzden rehber hanım almanca anlattı. alman çift brecht ve weigel konusunda oldukça bilgiliydiler, dolayısıyla rehber hanımla sohbet ayrı bir derin ve keyifli oldu; daktilolardan birinin brecht 'in gerçekten o tarihte italya seyahatinde alıp almadığından, brecht'in aslında zannettiği gibi kalbiyle ilgili sorununun olmamasına, evhamlı olmasına, brecht-weigel çiftinin berlin'in kuzeydoğusundaki mark brandenburg bölgesinde, maerkische schweiz-bukow'daki göl kenarındaki yazlık evlerinden misafirin eksik olmamasına bir çok ek bahis de açıldı, bizim tur 35 dakika sürdü, zaten arkamızdan bekleyen de yoktu.
ardından ziyaret ettiğim mezarlık da sakindi; bana dönüp dolaşıp bulamadığım heiner müller'in mezarını gösteren nazik kadın bahçıvan, arabada çocuklarını gezdiren bir çift ve gölgedeki banklardan birinde kitap okuyan kadın dışında kimsecikler yoktu...
[evin içinde fotoğraf çekimine izin vermedikleri için bilet satılan yerdeki ışıklandırılmış fotoğraflardan çektiklerimi kullandım.]