31 Ağustos 2024 Cumartesi

31 AĞUSTOS

1932, cumhuriyet gazetesi

1934, cumhuriyet gazetesi

1848 johann strauss tarafından bestelenen ve aynı adı taşıyan mareşale ithaf edilen radetzky marşı'nın dünya prömiyeri viyana'daki wasserglacis'te yapılmış

1928 bertold brecht ile kurt weill'ın müzikli tiyatro yapıtı üç kuruşluk opera'nın dünya prömiyeri berlin'deki schiffbauerdamm tiyatrosu'nda gerçekleştirilmiş

1987 michael jackson'ın martin scorcese tarafından yönetilen bad müzik videosu televizyonda ilk kez gösterildi

1993 50. venedik film festivali'nde çok sevdiğim iki yönetmenin çok sevdiğim filmleri ortaklaşa altın aslan ödülüne layık görüldüler: robert altman'ın yönettiği short cuts ve krzysztof kieslowski'nin yönettiği trois couleurs: bleu

2018 ilk defa berlin'de tanz im august festivali'nde bir gösteri seyrettim; pina bausch'un ölümünün ardından tanztheater wuppertal topluluğu tarafından sahnelenen ve bir akşamın bütününü kaplayan ilk yapıt olan alan lucien oyen'in bon voyage bob adlı gösterisi

30 Ağustos 2024 Cuma

sanatçı evleri/atölyeleri 02: bertolt brecht - helene weigel




dün berlin'de chaussestrasse 125 adresine gittim. adreste 1840 yılında yapılmış, 1900 öncesinde arkaya doğru uzatılmış bir apartman var. 
bu uzun dar kira konutunun arka bölümünde, birinci katta iki oda ve bir oturma odası, alt katta yemek odası ve mutfağı olan bir daire, bertolt brecht ile helene weigel 1953'ten ölümlerine kadar burada yaşamışlar. pencereler dar uzun iç avluya ve onun üzerinden mezarlığa bakıyor. almanya ve dünya edebiyatı ve tiyatrosunun ustası brecht ve o dönem almanya tiyatrosunun en önemli ve güçlü insanı (çünkü berliner ensemble'ın yöneticisiydi) weigel bu sade, sıradan kira konutunda oturmayı seçmişler.. 





 1948'de sürgünden döndükten sonra önce birlikte yaşıyorlarmış, sonra tiyatrodaki kavgalarının artmasının ardından weigel evden ayrılmış, brecht dönmesi için yalvarmış. o sırada bir arkadaşı tiyatroya daha yakın olsun diye brecht'e burayı bulmuş. brecht hemen taşınmış, weigel da aynı binanın ön tarafında üst katta başka bir daire tutmuş. brecht'in ölümünün ardından weigel brecht'in birinci kattaki mekanlarını olduğu gibi korumuş, hemen brecht arşivini kurarak kendi dairesini arşive bağışlamış ve kendisi alt kata, mutfağın karşısındaki yemek odasını yatak odasına çevirip, bir de kendisine yaşama alanı yaratabilmek için bir kış bahçesi ekleyerek, taşınmış. weigel'in brecht'in ölümünden sonra 15 yıl yaşadığı bu alt kattaki dairenin kapısındaki tabela-zilde büyük harflerle H.W.B. yazıyor. 




 brecht sabah herkesten erken, 6'dan önce kalkarmış, o yüzden çalışma odasına bitişik (apartman çekirdeğinden girilen) dar küçük alanı (aslında giriş holü-vestiyer görevi gören) teeküche (çay ocağı) olarak kullanırmış. çin usulü rulo kağıda yapılmış konfiçyüs çizimi ve çince harflerle mao'nun bir şiiri masasının iki yanındaki duvarlara asılı. iç duvara ise kitaplarından bir bölümünü alan kütüphane yerleşmiş, yan duvarlardan birinde yukarda üç noh tiyatrosu maskı asılı.

 sonraki oda olan oturma odası bir pencere ile iç avluya, üç pencere ile mezarlığa bakıyor; özellikle öğleden sonra ışık içinde oluyormuş. brecht bu mekanı çok seviyormuş çünkü geniş olduğu için içinde yürüyebiliyormuş, ve düşünürken yürümeyi severmiş. odada yedi koltuk var, bazılarının önünde küçük çalışma masaları, ikisinin üzerine portatif daktilo. meğer her masada farklı bir işini çalışıyormuş. bu odada da konfüçyus, marx, lenin ve engel'in resimleri, fotoğrafları var. burası misafir kabul edilen odaymış da aynı zamanda. o dönemde tabii ki herkes sigara içermiş; bizi evde gezdiren hanım masaların üzerindeki geniş kaselerin meyva koymak için değil küllük niyetine kullanıldığını söyledi. 


salona açılan küçücük (bir tren kompartımanından az biraz büyüklükte) bir oda brecht'in yatak odası. bastonu ve kepi hala kapıda asılı. 



alt katta, weigel'in yatak odasında pencere tarafında bir beşik var, içi bitki dolu. weigel beşiği o amaçla kullanırmış. belli ki bitkileri seviyor çünkü gerek burası gerekse de kendine yaptırdığı kış bahçesi bitkilerle dolu, yemyeşil. dönüp de brecht'in mekanlarını tekrar aklıma getirdiğimde onunkilerde bir tek bitki bile olmadığını hatırladım. brecht'inkiler kupkuruydu, weigel'inkiler (hala) capcanlı.


mutfak da, dairenin diğer odaları gibi, olduğu gibi korunmuş; hatta weigel'in öldüğü 1971 yılının takvimi bile duvarda asılı. diğer bir rafta da iki düzine kadar yemek kitabı. hizmet eden, yemek yapan birisi varmış ama weigel kendi yemek yapmayı severmiş, havasındaysa. 

 berliner ensemble'da brecht sanat yönetmeni, weigel ise yöneticiymiş, dolayısıyla weigel'in maaşı brecht'tin fazlaymış. birbirlerine de hayranmışlar; weigel için dünyadaki en iyi yazar brecht, brecht için dünyadaki en iyi oyuncu weigel'mış. o kadar ki brecht 1948'de isviçre'de antigone sahnelenecek, weigel o sırada 48 yaşında olmasına rağmen brecht 15 yaşındaki antigone rolü için weigel'ı istemiş. weigel başta tereddüt etse de, sonra kabul etmiş, yapım çok da başarılı olmuş. 
antigone'yi oynayan oyuncunun yaşı konusunda benzer bir duruma ben de denk gelmiştim; ivo van hove'nin yönettiği antigone'de juliette binoche oynuyordu, amsterdam'daki gösteri sonrasındaki soru-cevap'ta bir kadın seyirci patavazsızca o zaman 50 yaşında olan binoche'a yaş olarak bu rolü nasıl oynayabildiğini sordu, binoche da hiç şaşırmadan tiyatro zaten bu değil mi, sizleri inandırabilmişsem yaşın önemi yok demektir gibisinden bir cevap vermişti. 








 brecht de, weigel da hayat boyu seyrettikleri mezarlığa gömülmüşler: dorotheenstaedtischer friedhof'a. ama bu mezarlıkta sadece onlar yok, almanya sanatının en önemli isimleri burada yatıyorlar. besteciler hanns eisler, paul dessau, yazar ve yönetmenler heiner müller, dimiter gotscheff, yazarlar christa wolf, anna seghers, heinrich mann, oyuncu gisela may... ayrıca, hegel'in mezarı da burada.

dün, 29 ağustos 2024 perşembe günü öğleye doğru brecht-weigel evi sakindi. her saat başı ve yarım saatlerde yaklaşık 25 dakikalık bir tur başlıyor. benden öncekinde bir çift vardı, rehber hanım onları ingilizce uğurladı. benim denk geldiğim turda evliliklerinde 50 yılı devirmiş bir alman çift vardı, o yüzden rehber hanım almanca anlattı. alman çift brecht ve weigel konusunda oldukça bilgiliydiler, dolayısıyla rehber hanımla sohbet ayrı bir derin ve keyifli oldu; daktilolardan birinin brecht 'in gerçekten o tarihte italya seyahatinde alıp almadığından, brecht'in aslında zannettiği gibi kalbiyle ilgili sorununun olmamasına, evhamlı olmasına, brecht-weigel çiftinin berlin'in kuzeydoğusundaki mark brandenburg bölgesinde, maerkische schweiz-bukow'daki göl kenarındaki yazlık evlerinden misafirin eksik olmamasına bir çok ek bahis de açıldı, bizim tur 35 dakika sürdü, zaten arkamızdan bekleyen de yoktu. 


ardından ziyaret ettiğim mezarlık da sakindi; bana dönüp dolaşıp bulamadığım heiner müller'in mezarını gösteren nazik kadın bahçıvan, arabada çocuklarını gezdiren bir çift ve gölgedeki banklardan birinde kitap okuyan kadın dışında kimsecikler yoktu...

[evin içinde fotoğraf çekimine izin vermedikleri için bilet satılan yerdeki ışıklandırılmış fotoğraflardan çektiklerimi kullandım.]

30 AĞUSTOS

fotoğraf: mehmet kerem özel, 6 nisan 2024


1992 philip glass'ın, david bowie'nin 1977 tarihli low albümünden esinlenerek bestelediği 1 no'lu senfonisi (low), dennis russell davies şefliğindeki junge deutsche kammerphilharmonie ile birlikte almanya'nın münih kentinde ilk kez seslendirildi

1993 eyfel kulesi'ne 150.000.000. ziyaretçi çıktı

1993 dünyanın en büyük ikinci camisi olan 2. hasan camisi kazablanka'da açıldı

2019 milo rau'nun yönettiği, başrolünde ursina lardi'nin oynadığı mitleid. die geschichte des maschinengewehrs adlı oyunu berlin'de schaubühne'de seyrettim

2019 aynı akşam geç saatte begüm erciyas'ın pillow talk adlı çevreleyen (immersive) gösterisini berlin'de radialsystem'de deneyimledim



29 Ağustos 2024 Perşembe

29 AĞUSTOS



1952 john cage'in 4′33″ adlı müzik parçasının dünya prömiyeri woodstock (new york) yakınlarındaki maverick konser salonu'nda gerçekleştirilmiş

1992 shirley maclaine'i efes antik tiyatrosu'nda seyrettim

1997 netflix, marc randolph ve reed hasting tarafından scotts valley, kaliforniya'da çevrimiçi dvd kiralama şirketi olarak kuruldu



28 Ağustos 2024 Çarşamba

28 AĞUSTOS


476 batı roma imparatorluğu'nun sonu: imparator romulus augustulus'un babası orestes, odoacer ve takipçileri tarafından yakalanıp idam edilmiş

1733 giovanni battista pergolesi'nin la serva padrona adlı opera buffasının dünya prömiyeri napoli'deki teatro san bartolomeo'da gerçekleştirilmiş 

1884 bir kasırganın ilk bilinen fotoğrafı çekilmiş; kasırga howard, güney dakota yakınlarındaymış

2021 bergama'da akropol'deki zeus sunağı'nda cevdet erek'in davul geri adım adlı işini gün batarken annem, babam, gizem ve ayşe ile deneyimledim

berlin havası



bu akşam berlin filarmoni'nin oda müziği salonundaki konsere biletim vardı. filarmoni'ye bir buçuk saat önce gittim. buraya ilk gelişim değildi tabii. yine de her seferinde ilk defaymış gibi heyecanlanıyorum. 

hava limonata gibiydi, ne soğuk ne sıcak, güneş batmaya hazırlanıyordu. önce büyük salonun binasıyla oda müziği binasının arasındaki arka alanda oturdum biraz. geçen sefer geldiğimde oradaki park düzenlemesine dikkat etmiştim; yerde ağaçların etrafına geniş asimetrik dairesel şekillerde çimenlikler yapılmıştı, yumuşak bir eğim de verilmişti; müziğin akıcılığına benzetmiştim. oradaki basit kentsel mobilyalarda oturmuş bekleyen insanlar çoktu. sonra, ön tarafa geçtim, orası daha kalabalıktı. 

bir saat kala kapılar açılınca çoğu insan içeri girdi. oda müziği binasının girişinin karşısına, hemen yolun dibine bir bank vardı, boşaldı oturdum. güneş iyice alçalmıştı, abendzauber ışığında binanın sarı metal kaplamalarının cazibesi arttı. bankta oturdum, güneş arkamı ısıtırken, hafif rüzgar yüzümü yalarken 20 dakika kadar meydanı seyrettim.
taksiyle gelenlerden portatif oksijen makinesi elinde olan mı istersiniz, taksi şoförünün bagajdan yürütecini çıkaranı mı... başka bir taksiden, bayağı büyük olanlarından, dört kişi indi, kulağıma istanbul, kapadokya lafları çalındı, müşteriler ispanyoldu şoför türk. kapının etrafında, biletleri tükenmiş konsere kağıda yazdıkları yazıyla bilet arayanlar vardı. girişin karşısına yolun diğer tarafına (yeni müze inşaatının önüne) yerleştirilmiş geçici yeşillikler arasında meze ve şarapla demlenenler de konsere mi girecekler diye düşündüm, tesadüf bu ya az sonra girişte görevliye hemen benim önümden biletlerini okuttular. kasklı, kırmızı kıyafetli bir hanım geldi bisikletle, kaskını çıkardı, 70'ine merdiven dayamış gibi gözüküyordu, imrendim. tabii, sadece konsere gelenler yoktu meydanda; akşam koşusunu yapan bir kaç kişi geçti önümden, bu akşam konser olmayan büyük salon tarafından ise kaykay yapan gençlerin sesleri geliyordu. 15 dakikada bir 200 numaralı otobüs binanın önündeki durakta durup konsere seyirci taşıdı. yine bir taksi durdu cepte; iki ayağı sorunlu, kol değnekli yaşlı bir hanım ile bir bey zar zor indiler. o sırada girişten dışarı tek ayağı alçıda kol değnekli genç bir hanım çıktı, yanında birisi vardı. 

en çok onlara; ayağı kırık veya rahatsız olanlara, yürüteçle gelenlere özendim; öyle bir şehirde yaşıyorlar ki, hayatlarının mobilite açısından en zor döneminde bile o şehir onların gündelik keyiflerini yapmalarını sağlayan altyapıyı sunuyor onlara. 


birazdan philippe herreweghe'nin yönetimindeki collegium vocale gent'ten "et in arcadia ego" temalı 16. yüzyıl mantua sarayında çalınan müziklerin ağırlıkta olduğu muhteşem bir konser dinleyecektim, bütün bu seyircilerle birlikte dinleyecektik; acaba onlar, konserde konu edilen özgürlük, bahar ve huzurun hüküm sürdüğü, acı ve kederin olmadığı arcadia'nın aslında tam da içinde yaşadıklarının farkındalar mıydı. evet, o idealize edilmiş yerde de ölüm var, konserin başlığını ödünç aldığı giovanni francesco barbieri, nam-ı diğer guercinos'un tablosu da bunu söylüyor zaten, ama ne gam, böylesine özgür ve huzurlu bir yerde ölmek de bir terk ediş değil, yeni bir başlangıç olmalı...