12 Mayıs 2012 Cumartesi

hayat ile oyun, gerçek ile kurmaca ne kadar içiçe geçebilir



“oyuncu” filmi iki oyuncunun gerçek bir yazar ile gerçek bir oyuncu hakkındaki bir oyunun provaları sırasındaki görüntülerinden oluşuyor. sırasıyla; oyuncular: cüneyt türel ile tilbe saran, yazar: anton çehov, oyuncu: olga knipper, oyun: “elin elimde”.

ocak ayının ortalarında başlayıp cüneyt türel’i kaybettiğimiz 1 mayıs’a uzanan prova süreci tilbe saran için -filmin sonlarına doğru kendisinin de belirttiği gibi- “hayat” ile “oyun”un bütünüyle içiçe geçtiği, sınırlarının muğlaklaştığı bir zaman dilimi olmuş.
her ne kadar bu sürece bizzat tanık olmamış, sadece koltuklarımızda oturan seyirciler de olsak, filmi seyrederken çoğu kez bizler de filmde cüneyt türel’in veya tilbe saran’ın ağızlarından çıkan sözlerin hangisinin oyun replikleri hangisinin o andaki gerçek fikirlerini/durumlarını/duygularını yansıtan sözler olduğunu kestiremiyoruz. tilbe saran’ın dediği gibi hayat ile oyun hiç bu kadar içiçe olmamıştı.

dün akşam küçük sahne’de “elin elimde” oyununun başlangıç saatinde türkiye’nin çok özel tiyatrocularından birini, cüneyt türel’i andık.
“elin elimde”ye biletimi ilk gün almıştım; cüneyt türel ile tilbe saran karşılıklı oynarlardı da, kaçırılır mıydı; hele de başar sabuncu yönetmişse, bir de oyunun konusu çehov hakkındaysa.
dün akşam küçük sahne’de biletimin koltuğuna oturdum. “elin elimde” sahnelenmeyecekti. sahne ağzı perdeyle kapalıydı, ortasına büyük bir projeksiyon perdesi yerleştirilmişti. “oyuncu” adlı bir film gösterilecekti. filmin başlamasına 15 dakika vardı. cüneyt türel’i düşündüm; onu ilk sahnede seyrettiğim oyunları; “vahşi batı”, “aç sınıfın laneti”, “vişne bahçesi”... onu ve tilbe saran’ı birlikte seyrettiğim, seyretmeye doyamadığım, tekrar tekrar seyretttiğim, tam beş kez seyrettiğim, unutamadığım “vanya dayı” geçti zihnimden sahne sahne… ve tabii, başta “abelard ve heloise” olmak üzere akbank prodüksiyon tiyatrosu oyunları geldi aklıma... türel ile saran’ın birlikteliğinden doğan veya beslenen işler -en azından benim takip ettiğim dönemde- kesinlikle türkiye tiyatro tarihinin unutulmazları arasındalar.
ve sonra fark ettim ki, cüneyt türel benim için biraz da tilbe saran. hatta; cüneyt türel’i tilbe saran’sız düşünmek neredeyse imkansız benim için. “oyuncu” filmi bittiğinde bu kanım pekişti; benim için cüneyt türel ile tilbe saran özdeşleştiler…

tilbe saran’ın filmde dediği gibi, onun bütün itirazlarına rağmen iyi ki evren ercan “elin elimde”nin prova sürecini kayda geçirmiş. 70 dakikalık bu film; her ne kadar kendisini daha yeni kaybetmişken yakınları ve biz cüneyt türel severler için yoğun bir hüzün barındırsa da, tiyatro sanatı ve tiyatronun gücü adına benzersiz bir kayıt.
o zaman diliminin tarihe ve geleceğe miras kalması çok çok iyi oldu. evren ercan’a teşekkürler…

“oyuncu” bugün “elin elimde”nin sahnelenme saati 18:30’da tekrar küçük sahne’de gösterilecek.

2 yorum:

  1. Büyük oyuncuydu. Allah rahmet eylesin.

    Bu film çok ilginç bir deneyim olmalı. Sahne sanatlarına dair eserlerin oluşum süreçleri keşki daha sık kayıt altına alınsa.

    Bu filmi izlemeyei çok isterdim. Kısmet...

    YanıtlaSil
  2. umarım bir şekilde, belki belgesel film festivallerinde, bu film programa alınır ve gösterilir; çünkü "gerçekten" herhangi bir yaratım süreci (making of) belgeselinden çok daha derine iniyor.
    bu arada yazımda belirtmediğim bir kişiyi de bu bahaneyle yazmak isterim: filmin kurgusunu zeynep özbatur atakan yapmış.

    YanıtlaSil