lars von trier, terence malick, pedro almodovar, david cronenberg, gus van sant, nanni moretti, walter salles, aki kaurismaki, dardenne kardeşler, steve mcqueen, andrea arnold.
sadece bunlar bile yeter ki, herhalde bir bu kadar daha yönetmen eklenecek listeye.
iki yıl öncesinin müthiş etkileyici "açlık"ının (hunger) yönetmeni steve mcquenn "shame" ile; "red road" ve "fish tank" ile meraklısını çarpmış andrea arnold, şaşırtıcı olacağına şimdiden emin olduğum, eğer olmazsa da hayal kırıklığına uğrayacağım bir "uğultulu tepeler" adaptasyonuyla; terence malick aslında geçen senenin cannes'ına tarihlenmiş sean penn'li "the tree of life" ile; lars von trier maalesef yine charlotte gainbourg'u başrolde oynattığı, kiefer sutherland ve "çocuk vampir" olarak oldukça ürktüğüm kadar sevdiğim kirsten dunst'lı, adı müthiş vaatkar "melancholia" ile; muhteşem viggo mortensen biri walter salles'ın jack kerouac uyarlaması "on the road", diğeri son yıllarda her çektiği film birbirinden etkileyici olan david cronenberg'in "a dangerous method"unda sigmund freud rolünde; gus van sant hasta bir genç kız, cenaze bağımlısı bir delikanlı ve 2. dünya savaşından kalma ölü bir kamikazenin ilişkisini anlattığı "restless" ile; pedro almodovar, yıllar sonra tekrar antonio banderas'ı başrolde oynattığı yeni bir girift intikam filmi "la piel que habito" ile; nanni moretti, kendisinin papa'nın terapistini oynadığı, ayrıca kieslowski'nin fetiş oyuncularından polonyalı jerzy stuhr ve michel piccoli'ninde rol aldıkları "habemus papam" ile; aki kiarusmaki "le havre" ile; belçikalı yeni gerçekçi dardenne'ler "set me free" ile...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder