luz casal’ın hafiften arızalı, hüzün dolu ve derinden gelen sesini ilk duyduğumdan bu yana yaklaşık 20 yıl geçmiş. pedro almodovar’ın “yüksek topuklar” (tacones lejanos) filmini osmanbey’deki site sinemasının kocaman salonunda seyretmiştim; filmin enfes şarkılı sahnelerinde çalarken yüreğe işleyen “un ano de amor” ve “piensa en mi”yi meğer luz casal söylüyormuş; sonradan, 1997’de bir madrid yolculuğunda almodovar filmlerinin müziklerinden oluşan albümü satın aldığımda öğrenmiştim adını. demek 14 yıldır luz casal adı, sanı ve sesiyle hayatımda; mutlu, neşeli anlarıma, ama özellikle hüzünlü zamanlarıma eşlik etmiş sesiyle. ve bunca yıldır umutsuzca beklemiştim şehrime gelsin, konser versin. dün akşam muradıma erdim.
aya irini’de çok alakasız insanlar da vardı, alkışlarından ve şarkılara vücutlarıyla eşlik etmelerinden benim gibi luz casal hayranı oldukları belli olanlar da. imzaya kalan üç türkten biriydim, tek erkektim; diğerleri ispanya konsolosluğunun çalışanları ve hanımlar. luz casal üzerini değiştirip kulisten yanımıza geldiğinde göz alıcı güzellikteydi; koyu turkuaz-nil yeşili bir döpiyes giymiş, aynı kumaştan eşarp ve şapkayla başını örtmüştü. hayatımda aldığım en güzel, en zarif imzalardan birini attı “la pasion” albümünün fotoğraflarından birine.
yaklaşık yarım saat önce o fotoğraftaki siyah kıyafetiyle söylemişti “lo eres todo”yu bis olarak; ardından üç şarkı daha. eğer o söylemeseydi, hayatımda bir ilki gerçekleştirip en yüksek sesimle bağıracak, ben talep edecektim o insanın içine işleyen şarkıyı; neyse ki gerek kalmadı. sadece piyano eşliğinde söyledi “çok güzel bir aşk şarkısıdır” diyerek sunduğu “lo eres todo”yu; uzun alkışlar sonunda sahneye geri geldiğinde, konser boyunca giydiği beyaz, uzun etekli, derin dekolteli, sırtı ve kolları bütünüyle açık kıyafeti değiştirmiş; yakası dalga gibi gelen, etek boyu kısa siyah elbiseyi giymişti. salondan tık çıkmıyordu, herkes büyülenmiş gibiydi; bense kısık sesle eşlik ediyordum yarımyamalak ispanyolcamla ezbere bildiğim sözlere.
Fotoğrafına her baktığımda
Daha önce görmediğim
Yeni bir tarafını fark ediyorum
Y me hace sentir, lo que nunca crei.
Siempre te he mirado indiferente,
Eras tan solo un amigo,
Ve senin her şeyim olduğunu, benim için her şey olduğunu tekrar ederim
Başlagıcım ve bitişimsin.
Mi norte y fikrimsin, özrümsün,
Mi acieto y açlığımsın, mi equivocaiton,
Ölümüm ve yeniden doğuşumsun,
Eres mi aliento y mi agonia,
Gecem ve gündüzümsün.
Bana neşeni ver, tu buen humor,
Bana melankolini ver,
Tu pena y dolor,
Bana kokunu ver, bana tadını ver,
Dame tu mundo interior,
Dame tu sonrisa y tu calor,
Bana ölümünü ve yaşamını ver,
Tu frio y tu ardor,
Bana sakinliğini ver, bana öfkeni ver,
Dame tu oculto rencor.
Mi norte y fikrimsin, özrümsün,
Mi acieto y açlığımsın, mi equivocaiton,
Ölümüm ve yeniden doğuşumsun,
Eres mi aliento y mi agonia,
Gecem ve gündüzümsün.
Te lo pido por favor
Que me des tu compania,
Gecem ve gündüzümsün.
Sen her şeyimsin.
12 müzisyen vardı sahnede. “la pasion”un bakır üflemelilerle ve yaylı çalgılarla zenginleştirilmiş latin ritimli şarkılarında bütün orkestra sahnedeydi. “sencilla alegria”dan söylediği şarkılara ise sadece gitaristler, bas, piyano ve perküsyonculardan biri eşlik etti. “piensa en mi”yi gitar ve bas eşliğinde, “lo eres todo”yu sadece piyano eşliğinde yorumladı. “un ano de amor”u söylerken omuzlarına mavi bir pelüş aldı. konserin son iki şarkısı eski yıllarından hızlı pop şarkılarıydı; bütün salon çoştu; hiç bırakmak istemedim/k.
luz casal kırılgan, insancıl, alçakgönüllü ve içtendi; bizlerle olmaktan heyecan ve keyif duyduğu belli oluyordu. yerlere kadar eğilerek verdiği selamlarla, her an her şekilde bizlerle iletişim kurma çabasıyla gönlümü(zü) kazandı. bir sonraki sefere daha fazla türkçe öğreneceğim diye söz vererek ayrıldı sahneden. bir buçuk saatlik konserin tadı damağımda kaldı; şimdiden özledim ve gözüm şimdiden luz'un sözünü verdiği bir sonraki seferde; umarım arayı uzun tutmaz.
13 müzisyen. 4 yaylı+1 tuşlu+2 vurmalı+3 nefesli+2 gitar+1 kontrabas/bas gitar. 13+luz :)
YanıtlaSil