cuma ve cumartesi akşamları iki ayrı repertuarla paul taylor dans topluluğu modern dansa olan açlığımızı giderdi. bunun üzerine; 20-21 nisan'da akram kahn'lı "gnosis" ve 23 nisan'da akram khan & sylvie guillem'li "sacred monsters"la istanbul dans seyircisi uzun zamandır yaşamadığı ve kolay kolay da bir daha yaşayamayacağı istisnai bir hafta geçirmiş olacak.
paul taylor modern dansın yaşayan sayılı ustalarından biri. pina bausch'un hemen öğrenciliği sonrasında onun topluluğunda dans etmişliği var.
yaşından dolayı kendisi istanbul'a gelememiş olsa da, 16 kişilik ekibi 70'lerden 2000'lere ve hatta 2009 yılı tasarımı bir yapıta kadar uzanan geniş bir repertuar sundular iki akşamda. bir nevi retrospektif oldu.
hepsi amerikalı olan (gösteri broşüründe herbirinin teker teker özgeçmişi yazıyordu) topluluk üyeleri teknik olarak çok iyiydiler, belli belirsiz bir kaç hata dışında, işsanat'ın dansa elverişsiz sahnesi de gözönüne alındığında, çok başarılı bir performans sergilediler.
her iki akşamın programı tipik bir modern dans akşamı niteliğinde hazırlanmıştı: önce, seyirciyi ısıtmak için, hafiften bir başlangıç eseri, tercihen barok müzik eşlikli. ardından bir ağır eser; müziği ve koreografisiyle sofistike. bir de gerek müzikal olarak gerekse hareketler açısından popüler bir yapıt.
1. akşam bach'la başladı ("brandenburgs"), ikinci akşam haendel'le ("airs"), 1.akşam'da tango vardı ("piazzolla caldera"), 2. akşam'da ise the mamas and papas şarkıları eşliğinde -"hair"in park sahnelerinin twyla tharp imzalı koreografisini oldukça andıran- 70'lerin hippi dansları ("changes").
kişisel olarak benim favorilerim; 1. akşamdaki debussy'nin müziği ile hazırlanmış "brief encounters" ile 2. akşamda da bach'ın toccata ve füg'ünü de içeren devasa "promethean fire" idi.
paul taylor modern dansın yaşayan sayılı ustalarından biri. pina bausch'un hemen öğrenciliği sonrasında onun topluluğunda dans etmişliği var.
yaşından dolayı kendisi istanbul'a gelememiş olsa da, 16 kişilik ekibi 70'lerden 2000'lere ve hatta 2009 yılı tasarımı bir yapıta kadar uzanan geniş bir repertuar sundular iki akşamda. bir nevi retrospektif oldu.
hepsi amerikalı olan (gösteri broşüründe herbirinin teker teker özgeçmişi yazıyordu) topluluk üyeleri teknik olarak çok iyiydiler, belli belirsiz bir kaç hata dışında, işsanat'ın dansa elverişsiz sahnesi de gözönüne alındığında, çok başarılı bir performans sergilediler.
her iki akşamın programı tipik bir modern dans akşamı niteliğinde hazırlanmıştı: önce, seyirciyi ısıtmak için, hafiften bir başlangıç eseri, tercihen barok müzik eşlikli. ardından bir ağır eser; müziği ve koreografisiyle sofistike. bir de gerek müzikal olarak gerekse hareketler açısından popüler bir yapıt.
1. akşam bach'la başladı ("brandenburgs"), ikinci akşam haendel'le ("airs"), 1.akşam'da tango vardı ("piazzolla caldera"), 2. akşam'da ise the mamas and papas şarkıları eşliğinde -"hair"in park sahnelerinin twyla tharp imzalı koreografisini oldukça andıran- 70'lerin hippi dansları ("changes").
kişisel olarak benim favorilerim; 1. akşamdaki debussy'nin müziği ile hazırlanmış "brief encounters" ile 2. akşamda da bach'ın toccata ve füg'ünü de içeren devasa "promethean fire" idi.
"brief encounters"da sıcak sarı ışıkla yıkanmış, oldukça loş aydınlatılmış sahnede gün doğumundaki orman perilerine mi yoksa çöl cinlerine mi benzeteceğimi bilemediğim dansçılar günlük ayinlerini gerçekleştirdiler; büyüleyiciydi. alçakgönüllü ama etkileyici bir yapıttı. koreografi de sanki nijinski'nin "bir faun'un öğleden sonrası"ndan feyz alınmış gibiydi.
iki akşamlık turnenin kapanışını yapan "promethean fire" ise topluluğun tam kadro sahne aldığı, gösterişli, koreografisi alengirli ve oldukça komplike bir yapıttı; kostümünden ışığına bach'ın toccata ve fugue'nün görkemini yansıtıyor, sonuna doğru ise seyirciyi huşuya erdiriyordu.
işsanat son 2-3 sezondur getirdiği ikinci-üçüncü sınıf dans topluluklarından vazgeçip bu yıl tek bir topluluğu konuk etti sahnesinde; çok çok isabetli bir tercih! paul taylor gibi modern dansın sayılı ustalarından birini yıllar sonra tekrar istanbul'da seyretmek hem akademik, hem de keyifli bir deneyimdi.
işsanat 2010-2011 için cesaret etse de merce cunningham dance company'nin dünya üzerindeki son turnesi olan "the legacy tour"undan bir termin koparsa; müthiş olurdu!
iki akşamlık turnenin kapanışını yapan "promethean fire" ise topluluğun tam kadro sahne aldığı, gösterişli, koreografisi alengirli ve oldukça komplike bir yapıttı; kostümünden ışığına bach'ın toccata ve fugue'nün görkemini yansıtıyor, sonuna doğru ise seyirciyi huşuya erdiriyordu.
işsanat son 2-3 sezondur getirdiği ikinci-üçüncü sınıf dans topluluklarından vazgeçip bu yıl tek bir topluluğu konuk etti sahnesinde; çok çok isabetli bir tercih! paul taylor gibi modern dansın sayılı ustalarından birini yıllar sonra tekrar istanbul'da seyretmek hem akademik, hem de keyifli bir deneyimdi.
işsanat 2010-2011 için cesaret etse de merce cunningham dance company'nin dünya üzerindeki son turnesi olan "the legacy tour"undan bir termin koparsa; müthiş olurdu!
I'm crossing my fingers for you that all these artists can make it to Istanbul at all! Like many Europeans, I am stuck at home...
YanıtlaSilvize haftası çılgınlığı ile paul taylor'ın gelişinden haberim bile olmaması şu an beni çileden çıkarıyor. yine de akram khan biletleri geçen haftadan beri cebimde, bir bununla avunuyorum.
YanıtlaSildear véronique, i'm sorry for you! i know how much you wanted to see the show in istanbul, may be much more than most of us in istanbul.
YanıtlaSillatest news: "gnosis" postponed to 22th april for one performance.
thank you for crossing your fingers for us..
umalım ki brandon, cebimizdeki biletler gösterileri seyretmemizi sağlasın :)
YanıtlaSilistanbul'da son yılların en heyecanverici dans takvimi, izlanda'daki yanardağdan dolayı tehlikede; ne absürd di mi!
"Uzakta" olmanın her hali şu an daha anlamlı. Doğululuk taşlaması yapacak değilim ama hakiki bir doğulu gibi isyanlara bürünesim var. İşin kötüsü, plate tectonics ve vulcanism çalıştığım sırada olması bütün bunların. Eskiler buna "bahtsızlık" diyor. Ya da daha güzeli: "uçakları yoksa oryent ekspresle gelsinler." En kötü ihtimalle Sacred Monsters bir başka bahara gelene dek, Dvd'sini kırar koyarım, avunuruz.
YanıtlaSil