Birinin, bir komşunun bizi duymasını ve müdahale etmesini umuyordum. Ama kimse gelmedi. Elindeki atkıyla kollarımı bağlamayı kafaya koymuştu. Girişimleri başarıya ulaşamayınca, az önce sahte deri paltosunun iç cebine koyduğu tabancayı tekrar çıkardı, atkıyı yere fırlattı ya da boynuma doladı, şimdi hatırlamıyorum ve beni yatağa yapıştırdı, yüzüm şeftali kokan çarşafımın bej kumaşına gömüldü. Bana tecavüz ettiği süre boyunca ateş eder korkusuyla bağırmadım. Kıpırdamadan durdum. Nefesimi yatağa veriyordum, oksijende şeftali tadı vardı. Kasıkları tok bir sesle bedenime çarpıyordu. Şeftalinin tadına odaklanıyordum. Gerçek şeftalinin tadı böyle olmaz diye geçiriyordum içimden, bu koku o tadı vermez. Aynı sessizlik sürüyordu. Biraz debelenmem lazım diye düşündüm. Korktuğum şeyin başıma gelmemesi için onu idare etmek zorundaydım. Boyun eğmememi istiyordu, asıl istediği şey buydu. Üzerimdeydi ama etrafımdaki her şeyde vücuda bürünüyordu, konu bu olunca hep yazılan, söylenen bir şey, biliyorum ama her şey Reda'nın uzantısına dönüşüyordu, yastığım Reda'ydı, karanlık, bütün o karanlık Reda'ydı, çarşaflar Reda'ydı.
Onu rahatlatmak için debeleniyordum, çığlıklarım ağzımdan çıkar çıkmaz yatağın kalınlığında emiliyordu. Aşırı vahşileşmeden çırpınmayı sürdürmem, bu nazik dengeyi korumam, çok hızlı davranmadan ondan uzaklaşmayı başarmam gerekiyordu. Çığlıklara acı sebep oluyordu ama direnmek onu iyice kışkırtacağından her inlememi, her kasılmamı ince ince hesaplıyordum; acının sebep olduğu gerçek inlemeler ağzımdan kaçabilirdi, onları bastırmak için elimden geleni yapıyordum, sadece sahte inlemelerin dışarı çıkmasına izin veriyordum, gerçek inlemelerin verdiği gücü sahtelerini üretmek için kullanıyordum ve kimse böyle kokan bir şeftali görmemiştir, şeftali kokusu değil bu, şeftali kokusunun düşüncesi diye düşünüyordum. ..."
-Eduard Louis
(Çeviri: Ayberk Erkay)
Can Yayınları, Şubat 2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder