"aradığım ne bir görüntü, ne bir fikir. yeniden yaratmak istediğim bir duygu; isteme, verme ve yok etme duygusu."
louise bourgeois sergisine dair ilk yazımda bahsettiğim hücrelerden birinin bulunduğu odanın duvarlarına çepeçevre asılmış bir dizi vardı. sergi izlenimlerimin bu son yazısını işte o dizi ve benzeri yapıtlarına ayırdım: bourgeois'nın çeşitli kumaşları kesip biçip tekrar dikerek bir araya getirdiği ve bazılarında terzilik ile ilgili yardımcı malzemeleri kullandığı, yaklaşık a4 ile a3 arasında değişen boyutlara sahip kolajları.
isimsiz, 2006
isimsiz, 2006
isimsiz, 2006
isimsiz, 2006
isimsiz (2006) 'den detay
sergi küratörlerinin görüşüne göre; "bu kumaş kolajlar güçlü bir görsel biçimciliğe sahip olmalarına rağmen, ev malzemeleriyle yapılmış olmalarından ve dolayısıyla hafıza ve bedenle kurdukları ilişkiden dolayı derin duygusal çağrışımlar açığa çıkarırlar."
diğer seri ise bourgeois'nın etkilendiği bir roman kahramanından: eugénie grandet'den almış adını. eugénie grandet, honoré balzac'ın 1833 tarihli aynı adlı romanının baş kahramanı. bourgeois, babası tarafından ezilen genç kadın eugénie grandet ile kendini özdeşletirmiş, çünkü "beni eugénie grandet yapmaya çalışan babama karşı güçlü bir intikam duygularım var" diye bir açıklaması var.
şimdi de bourgeois'ın kumaş kolajlardan yaptığı iki seriden görseller paylaşacağım. serilerden ilki bourgeois'nın çocukluğunda ve genç kızlığında ailesiyle yaşadığı evin yakınından geçen derenin onda çağrıştırdıklarına dair bir çalışması:
bievre'e övgü (2007) 'den parçalar
küratörlerin bourgeois'nın iki ayrı çocukluk-gençlik eviyle ilgili yapıtlarını aynı odada birlikte sergilemeleri hoşuma gitti.
bourgeois bu 16 paneli ömrünün son döneminde, yani 2009 yılında, 70 yıl önce amerika birleşik devletleri'ne taşındığında fransa'dan getirdiği çeyizden mendiller ve kurulama bezleri kullanarak üretmiş. bourgeois'nın kendi şapka ve kıyafetlerinden ve yıllar içinde bir araya getirdiği dikiş kutusundan aldığı yapma çiçekler, inciler, düğmeler ve diğer unsurlarla zenginleşen bu yapıtlar, serginin küratörlerine göre "gerçekleşmemiş arzuları ve geçen zamanı" çağrıştırıyorlarmış.
ilk gördüğümde biraz mesafeli yaklaştığım, ancak "yaklaşıp" detaylarına vakıf olunca hayran kaldığım bir seri bu.
eugénie grandet (2009)'ten parçalar
sergiden paylaşacağım son görsel, unutmaya övgü (2004) adlı seriden bir parça:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder