17 Haziran 2012 Pazar

migros'tan bir kitap aldım hayatım değişti...


hayatımda ilk defa migros’tan kitap satın aldım.
üç günlük kaçamağında deniz-yemek-uyku aralarına eşlik etsin diye yanıma haruki murakami’nin “sahilde kafka”sını almıştım. uzun zamandır etrafımda murakami’yi tavsiye edeni bir hayliydi, başlangıç için de bu kitabı öneriyorlardı. 650 sayfayı iki günde bitirince, son günüm boşta kaldı. kasabada kitapçı yoktu ama 2m migros vardı. çaresizdim. güneşin alnında migros’a gittim, kitaplarda üç gün için yüzde kırk indirim yapmışlardı. uzun zamandır adını duyduğum ancak bir türlü bir kitabını alıp da okuyamadığım başka bir yazara uzandı elim: hakan günday’a. son romanı “az” vardı rafta, attım sepete.
deniz kıyısına döner dönmez başladım okumaya. ilk cümlelerinden yakaladı beni. bir günde yarıladım “az”ı. şehre dönünce okuma hızım azaldı, ancak aklım hep “az”daydı. hiç bitmemesini istediğim halde, geçen gün bitirdim. uzun zamandır bu kadar etkilendiğim bir kitap okumamıştım.
“az” sokağın, şimdinin, çağın nabzını tutan; bunları yaparken yüksek kalitede bir edebi zevk vermekten de geri durmayan çok iyi bir roman. hikaye ettiği olaylar açısından dayanması/okuması zor anlar içeriyor; oldukça sert bir içeriği var. ancak değiyor.
aşırı tesadüfler, hiç bir kötünün cezasız kalmaması ve insanı otobüste okurken bile ağlatacak kadar duygulandıran bölüm sonları (kitap iki bölüm, ben iki bölüm sonunu da -tesadüf bu ya- otobüsteyken bitirdim ve ikisinde de gözüm yaşlandı) gibi herhangi bir romanda (ya da filmde) burun kıvırabileceğim özellikler “az”da hiç gözüme batmadı. günday’ın dili o kadar iyi, kurgusu o kadar zekice ve yarattığı ortamlar o kadar “gerçek” ki, ne kolay kolay gerçekleşemeyecekmiş gibi duran tesadüflere takıldım, ne de hollywoodvari şekilde her kötünün eninde sonunda cezasını bulmasına…
“az”ı bitirir bitirmez günday’ın ilk romanını, “kinyas ve kayra”yı edindim. bu günlerde başlama niyetindeyim; heyecanlıyım…

5 yorum:

  1. bir kitapla hayatı değişenler kulübü :)

    YanıtlaSil
  2. Kinyas ve Kayra ve Malafa'yı okudum ben de Hakan Günday'dan. Beni hiç şaşırtmayan, okuduğuma pişman etmeyen ender yazarlardan biri kendisi.

    Ben de bu ara Haruki'nin İmkansızın Şarkısı'nı okuyorum ama bitmek bilmiyor mübarek.

    YanıtlaSil
  3. Derda’nın Tutunamayanlar ile buluşması kadar tesadüfî bir kavuşma olmuş Hakan Günday ile tanışmanızda:)İyi okumalar dilerim.

    Sevgiler,

    Gülda

    YanıtlaSil
  4. danzon, ender kitap yazılarından biri bu. keyifle okudum tabi ki ..amaaa:) aynı fikir de olmadığımı belirten bir yorum yazacağım sana :)
    h.günday sevenler ve -benim gibi - fazla beğenmeyenler diye ayırıyorum ne yazıkki. az'ı ben de çok fazla beğeniler karşısında dayanamayarak okumuştum ama umduğumu bulamamıştım. tamam kurgu gerçekten iyi, sizi sarıp sarmalayan ,okuyunca durup düşündüğünüz cümleler var ama sanki ben film gibi kitapları sevmiyorum. belki bu kitabın film versiyonlarını çok seyrettim o yüzden konu çok işlenen, dediğin gibi olmaz artık denen tesadüflerle dolu hızlı tempolu film gibi..

    YanıtlaSil
  5. elif hanım, "kinyas ve kayra'ya başladım, ilk 60 sayfası "az" kadar yakalamadı beni, bakalım devamı nasıl gelecek...

    gülda hanım, tesadüfe dair güzel tespitiniz ve iyi dilekleriniz için sağolun...

    buket hanım, tesadüflere inanmayı kieslowski filmlerinden öğrendim. belki de "az"ı, kurgusu tesadüfler üzerine kurulu olduğu için bu kadar beğendim. yazımda hiç bahsetmediğim, ama gülda hanım'ın yorumunda adı geçtiği üzere "az"da oğuz atay ve "tutunamayanlar"ın oynadığı rol de, kitabı beğenmemde etkili oldu...

    böcek yiyen peygamber, mevcut hayatlarımızı -iyi yönde- değiştirmek için daha fazla kitap okumaya ihtiyacımız var; kulüp işe yarar mı bilmem... :)

    YanıtlaSil