24 Haziran 2012 Pazar
fazıl say ziyafeti
evindeki savaşa çözüm üretemeyenin komşusuna karşı savaş çığlıkları attığı şu zamanlara, fazıl say’ın “mezopotamya senfonisi”nden daha iyi bir cevap olamazdı herhalde.
bu yapıtı dünya üzerinde ilk defa dinleyenler bizlerdik; dün akşam haliç kongre merkezi’ni dolduran 3000 kişi. yapıt bittiğinde bütün salon ayaktaydık; göğsümüz kabararak, haykırarak alkışladık.
fazıl say’ın “yazdığım en iyi eser olduğunu düşünüyorum” dediği 2. numaralı, “mezopotamya” isimli senfonisi, gerçekten de fazıl say’ın şimdiye kadar bestelediği en iyi, en olgun yapıt. say’ın en olgun yapıtı olmasının ötesinde “mezopotamya senfonisi”, 21. yüzyılda yazılmış bir klasik müzik yapıtı olarak da çok etkileyici bir çalışma.
senfoni her biri bir başlıkla isimlendirilmiş 10 bölümden oluşuyor, ama parça parça bir etki bırakmıyor; sanki 55 dakika tek bir ana sığmış, bir çırpıda akıp bitiyor. her bir başlık “ölüm”, “savaş”, “ay”, “güneş”, “melodram” gibi önemli kavramlara referans veriyor veya “ovada iki çocuk”, “kurşun”, “fırat”, “dicle” gibi hikayeler içeriyor, ama bence müziğin kendisi figüratif veya betimleyici değil; tam da olması gerektiği gibi, çağdaş ve soyut. müzik sizi bütüncül ve akıcı bir etkiyle sarıp sarmalıyor ve 55 dakika sonra serbest bırakıyor.
gürer aykal’ın şefliğinde 109 kişilik borusan istanbul filarmoni orkestrası ve solistler carolina eyck (theremin), bülent evcil (bas flüt), çağatay akyol (bas blokflüt) ve fazıl say (piyano) dün akşam sahnede adeta parladılar.
aynı kadroyla temmuzda bodrum’da, sonbaharda antalya’da çalınacak bu muhteşem yapıtın büyüsüne istanbul'da tekrar kapılmak için aralık ayını, borusan filarmoni’nin düzenlediği “fazıl say festivali”ni beklememiz gerekecek.
dün akşamki konser ise; istanbul müzik festivali’nin tarihine bir doruk noktası olarak yazıldı. sadece “mezopotamya senfonisi” değil, ilk yarıda çalınan beethoven’ın 3 numaralı piyano konçertosu icrası da olağanüstüydü; fazıl say konçertonun birinci bölümündeki kadans kısmında kendi bestelediği kadansı çaldı. say esinini beethoven’dan alarak piyanoda harikalar yarattı; kattı bizleri arkasına, uzak diyarlara götürdü, arada kendi dünyasında gezdirdi ve kadansın sonunda döndü geldi beethoven’a geri; zevkten tüyler ürpertecek kadar etkileyiciydi.
bu karanlık zamanlarda bizlere bu kadar aydınlık bir akşam yaşattığı için dünya sanatçısı fazıl say’a gönül dolusu teşekkürler…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder