"...
“Orada kaldıkça, bir daha asla düzelmeyecek yaralar alacağım hissine kapıldım” dedim.
“Yaralar almak?” dedi Saeki Hanım gözlerini kısarak.
“Evet” dedim.
Bir süre bekledikten sonra, “Senin yaşında bir erkek çocuğunun ‘yaralar almak’ gibi bir ifade kullanması bana nedense çok garip geldi. İlgimi çektiğini de söylemeliyim gerçi… Peki, somut olarak nasıl şeylerdi? Şu, aldığın yaralar?”
Söylenecek doğru sözü aradım. Karga adlı delikanlıyı bulmaya çalıştım. Fakat hiçbir yerde değildi. Kendi başıma sözcükleri bulmaya çalıştım. Bu, zaman alıyordu. Fakat Saeki Hanım sabırla bekliyordu. Önce bir şimşek çaktı, ardından da gök gürültüsü duyuldu.
“Benim, olmam gerekenden farklı bir hale dönüşmem.”
Saeki Hanım merak dolu gözlerle bana bakıyordu. “Fakat zaman dediğimiz şey var olduğu sürece, herkes yaralar alır, herkes farklı halere dönüşür. Er ya da geç.”
“O yaralardan kaçınamayacağım bir gün gelse bile, geri dönebileceğim bir yer lazım.”
“Geri dönebileceğin bir yer?”
“Geri dönmeye değer bir yer.”
..."
- Haruki Murakami
çev: Hüseyin Can Erkin
Doğan Kitap
kaeru basho, kaeru basho, kaeru basho...
YanıtlaSilseni düşünenlerin olduğu yer geri dönebileceğin bir yerdir.
"kaeru basho" nedir diye merak ettim, thelma aoyama'nın bir şarkısıymış ve "geri dönülecek yer" anlamına geliyormuş..
YanıtlaSilteşekkürler :)
yorum ve paylaşım için teşekkür ederim. bağlantıdan alıntıları okuyacağım.
YanıtlaSilsevgiler.. kitaplı günler..