cin'in ilk resmi transseksueli ve ayni zamanda en unlu modern danscisi eski albay jin xing ne kadar bulent ersoy'a benziyorduysa, mac oncesi ve sonrasi taskinliklariyla hollanda halki da bizleri cok andiriyordu; gerci yanimda kuzenim vardi ama genel anlamda soylersem: bu aksam amsterdam'da kendimi yanliz hissetmedim, tek -ve en buyuk- eksik silah sesleri idi! gosteriden ciktigimizda mac biteli yaklasik 1.5 saat olmustu ancak sokaklar hala bagiris, cigiris, korna gurultusunden gecilmiyordu, bir de tabii mutemadiyen havada sokaklari kontrol eden helikopterin sesinden.
bu aksamin gosterilerine kisaca deginirsem;
istanbul'a iki kere konuk olmus ivo dimchev'in christian bacalov icin tasarladigi paris kenti hakkinda solo, tipik dimchev tarzinda rahatsiz edici, igneleyiciydi; belli ki dimchev ve bacalov paris'ten nefret ediyorlar.
jing xing'in avusturyali chris haring ile birlikte hazirladiklari "the china project" ise; ele aldigi konu (gunumuz cin'inde kadinin durumu) ve sahneleme sekli (seyirciler lounge seklinde hazirlanmis sahneye alindi) ne kadar isabetli ve yaraticiysa, koreografi ve kurgu o kadar zayifti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder