

ama ben ilk yarının purcell'lerini hiç bir haendel'e değişmem. hele de -pina bausch'un "café müller"de kullandığı- "the fairy quenn"den "o let me weep, for ever weep" ve "dido & aeneas"tan "when i am laid in earth" adlı benzersiz aryaların yorumu çok etkileyiciydi.
özellikle de "o let me weep"in tempo olarak bu kadar ağır icra edilmiş bir yorumunu daha önce dinlememiştim; tek kelime ile mükemmeldi. aya irini'de seyirci nefesini tutmuş, ağır ağır boşluğa bırakılan bu ağıtı yavaş yavaş sindiriyordu; kraliçenin hüzün dolu yakınması en küçük hücrelerimize kadar "içimize" işledi...
iksv, sponsor yokluğundan dolayı son anda "dido & aeneas" operasını programdan çıkarmak zorunda kalmış; malum bu yıl purcell'in 350. doğum yıldönümü kutlanıyor.
böyle mükemmel bir konseri vesile bilip, bu yıldönümünü kendi çapımda kutlamaya karar verdim; konser sonrasında evde arka arkaya, bu sefer dansın kraliçelerinin eserlerini, pina bausch'un "café müller"ini ve sacha waltz'in "dido & aeneas"ını seyrettim.
iyi ki doğdun purcell!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder