"
Swann öteki elini Odette'in yanağında gezdiriyordu; Odette ona sabit bakışlarla, Floransalı ustanın eserlerindeki, Swann'ın kendisini benzettiği kadınların baygın ve ciddi edasıyla baktı; yine o kadınların gözleri gibi parlak, iri ve narin olan gözleri gözkapaklarının kenarına yaklaşmış, iki gözyaşı misali damlamaya hazırlanıyordu adeta. Odette de, hem dini tablolardaki, hem de pagan sahnelerdeki bütün o kadınlar gibi, boynunu bükmüştü. Herhalde alışkanlık haline getirdiği, böyle durumlara uygun düştüğünü bilerek takınmayı ihmal etmediği bir tavır içinde, sanki görünmez bir güç onu Swann'a doğru çekiyormuşçasına, çehresini yerinde tutabilmek için bütün gücünü harcıyormuş gibiydi. Odette yüzünü, adeta kendine hakim olamayarak Swann'ın dudaklarına bırakmadan önce, Swann bu yüzü iki elinin arasında, biraz uzağında tuttu birkaç saniye. Zihnine, koşup yetişmesi, onca zamandır beslediği hayali tanıması ve çok sevdiği bir çocuğun başarısını izlemeye davet edilen bir akraba gibi, bu hayalin gerçekleşmesini izlemesi için gerekli zamanı vermek istemişti. Swann belki aynı zamanda, Odette'in, henüz sahip olmadığı, hatta öpmediği ve son kez gördüğü bu çehresine, temelli ayrılmak üzere olduğumuz bir manzaraya, adeta onu da alıp yanımızda götürmek istercesine bakışımız gibi bakmaktaydı."
marcel proust
(yapı kredi yayınları, çeviren: roza hakmen)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder