18 Mayıs 2010 Salı

tiyatro festivali 17, izlenim 4: giden sadece kafa olsa!


sezon içinde sadece pazartesileri oynanan 15 dakikalık "bomba"ya iki defa gitmeye çalışmış, ikisinde de iptallere denk gelmiştim. üçüncü hafta ise bu sefer ben müsait olamamıştım ve "bomba" programdan kalkmıştı. radikal'deki habere sevindim: önümüzdeki sezon düzenli sahnelenecekmiş.

bu akşam festivalde seyrettiğim yeni berkun oya oyunu "hoop gitti kafa" ise, yazarın "yangın duası" ve "bayrak" adlı oyunlarını oldukça beğenmiş bir seyirci olarak beni biraz hayalkırıklığına uğrattı.

oyundaki iki karakterden birini canlandıran onur ünsal'ın bütün gayretine rağmen, oyunun esas yükünü taşıyan ve "şeylerin şekli"nden beri ["acaba gerçekten rol mu yapıyor yoksa o aslında böyle biri mi" diye sorduracak kadar insana] aynı rolü oynayan bartu küçükçağlayan'ın inandırıcılıktan yoksun oyunculuğu belki de oyunun esas sorunu!

oya'nın bütün diğer oyunları gibi zeki bir fikirden yola çıkan ve özünde, bağımlılık ve kayıp temasının işlendiği "hoop gitti kafa", yarım saatlik kısa süresine rağmen -ve aslında sürenin kısalığı sayesinde içerik/duygu/atmosfer olarak yoğun olması beklenirken- gereksiz tekrarlar sonucunda biteviyelikten ve giderek sıkıcılıktan kurtulamıyor; keşke yarım saat değil de 15 dakika olsaymış!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder