15 Aralık 2008 Pazartesi

"sutra" : gökgürültüsü kadar keskin ve şiddetli, sessiz bir göl kadar sakin ve berrak!



20 ahşap kutu; boyu-eni-derinliği insan ölçülerinde.
1 çelik kutu; ahşaplarla aynı boyutta.
16 şaolin keşişi.
1 sidi larbi cherkaoui.

o kutular 7o dakika boyunca neler olmadı! tabut, sandık, mikrokozmoz, kayık, kapı, ada, meydan, dolap, orman, tapınak, dağ, yol, geçit, duvar, gökdelen, labirent, lotüs çiçeği...

kutular kah larbi’nin kah keşişlerin içinde sıkıştıkları dünyaları oldu.
larbi kah yabancı oldu keşişlere, kah onlardan biri. larbi keşişleri kah meraklı-ürkek bakışlarla uzaktan seyretti, kah onları oyununun piyonları olarak kullandı.. sonra kendisi de o oyuna dahil oldu.

keşişler kah kendileri oldular, yüzyıllardan damıttıkları dövüş sanatı kung-fu'yu icra ettiler, kah hayvan oldular; akrep, yılan, kartal, kaplan, maymun… kah iş adamları oldular, kutulardan kurdukları kentin sokaklarında hızla dolaştılar.

sidi larbi cherkaoui, akram khan ile başladığı doğu yolculuğunun bir sonraki, daha “ilerideki” bir durağındaydı sutra’da!
hem coğrafi, hem felsefi, hem de ruhani olarak.
doğu’nun kattığı gizem vardı sutra’da; bir var olan, bir yok olan, beklenmeyen yerden çıkan, girdiği kutuda kaybolan, zamanda ve mekanda yolculuk eden onaltı keşiş ve bir koreograf.

koreograf batılı, keşişler doğuluydu.
sutra, batılı koreografın çoçukluğundan beri hayranı olduğu uzakdoğunun dövüş kültürüyle karşılaşmasını anlatıyordu; batı ile doğunun ilişkisini, iletişimsizliğini, karşılıklı tereddütlerini, koreografın kişisel gayretini, çelişkilerini, hayranlığını…

larbi’nin koreografik kabiliyeti yine benzersizdi.
larbi bize yine bir hikaye anlattı, ama bu sefer sözcükleri “seslendirtmedi”, sadece hareketleri kullandı.
(sidi larbi cherkaoui, keşişlerin "danslarında" şaolin tapınağının kadim hareket alfabesini kullanmış. çin-budist dövüş sanatında var olan 1 dakikalık 74 farklı hareketi değişik kombinasyonlarla biraraya getirmiş.)
larbi’nin kendi soloları ise yine enfesti; kırılgan, yumuşak, içli ve sakindi. şaolin keşişlerinin sert komutlarla gerçekleştirdikleri keskin hareketlerin tam zıddıydı larbi’nin soloları.
ama birbirinin zıddı gibi gözüken bu iki yol aynı kapıya çıkıyordu: insanın kendisiyle ve doğayla ancak teklifsizce kuracağı ilişki sürecinde/sonucunda edinebileceği hayran olunası içsel güç ve enerjiye.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder