22 Aralık 2008 Pazartesi

bir çam ağacı altında "la boheme"

bomboş bir sahne, zemini arkaya doğru yükseliyor. seyirciler salonda koltuklarına yerleşirken bir yandan da perdesi açık olan sahnede kar yağıyor.

la boheme” berlin’de komik opera’da (komische oper) arasız 1 saat 45 dakika boyunca, bu kar yağan boş sahnede oynanıyor. eserin yarısına doğru, yüksekliğiyle sahneyi kaplayan bir çam ağacı getiriliyor ortaya, ağaç süsleniyor, yılbaşı gecesi kutlanıyor. son bölümde çam ağacı, kutlama için yerleştirilen masaların üzerine devriliyor; mimi’nin hayalleri gibi yıkılıyor, mimi’nin hayatı gibi sönüyor.

prömiyeri 2008’in mart’ında yapılmış bu la boheme yorumu tam “christmas / weihnachten / yılbaşı” sezonu için biçilmiş kaftan!
nasıl ki bütün batı metropollerinde yılbaşı döneminde mutlaka bir fındıkkıran balesi sahnelenir, komik opera da bundan sonra her yılbaşında rahatlıkla "la boheme"i programına koyabilir. zaten 2 ekim'den beri sahnelenen "la boheme"in 2008-2009 sezonundaki son gösterisi 27 ocak’ta yapılıp, ertesi sezona kadar rafa kalkacak.

alman opera rejisörleri günümüzde genellikle, 1970’lerde almanya’da eleştirmenler tarafından ortaya atılmış “regie theater” tanımına giren ürünler verirler. bu tanımın ortaya çıkmasındaki gerekçe rejisörün, eserin kendi dinamiklerinden ziyade kendi fikirlerini -o eser üzerinden- sahneye taşıyor olmasıdır. bu tarzın en bariz göstergesi yapıtın konusunu günümüze getirmek veya yapıtı zamansız bir anlayışla sahnelemektir. ikinci önemli özelliği ise yapıtın olur olmaz, uyar uymaz yerine cinsel öğeler yerleştirmek, yapıtı cinsellik üzerinden okumaktır.
geçen sene yine komik opera’da seyrettiğim peter konwitschny’nin yönettiği “don giovanni”, konusunda varolan yoğun cinsel içeriğe rağmen bu anlamda abartılmış ve zorlanmış bir yorumdu.


aynı zamanda komik opera’nın genel sanat yönetmeni olan andreas homoki’nin "la boheme" yorumunda abartılmış cinsel öğeler yoktu ancak -sahnelemenin bütün yalınlığına rağmen- zorlanmış mizansenler vardı. en basit örnek, yılbaşı gecesi sahnesinde koro üyeleri tarafından yırtılarak açılan ve yere atılan hediye paketlerinin kağıtlarının eserin geri kalanı boyunca şancıların ayaklarına takılmış, daha da kötüsü üzerlerinde yüründükçe hışırdamış olmalarıydı!
başrolün müzikte olduğu bir gösteride gerçekleştirilebilecek en rahatsızlık verici fikirdi bana göre. hele de şancı kadronuz bu kadar mükemmelken!
özellikle iki soprano, mimi’de caroline melzer ve musette’te christiane karg, seslerinin güzelliği ve yorumlarının etkileyiciliğinin yanısıra endamları ve oyunculuk yetenekleriyle de çok iyiydiler.
rodolphe’da peter lodahl vokal açıdan doyurucu olsa da oyunculuk açısından biraz tutuktu.

peter lodahl belki de andreas homoki’nin sıradışı yorumuna ısınamamıştı: rodolphe’un mimi’ye olan sevgisinin ve ilerleyen sahnelerde hastalığına olan ilgisinin sahte olduğuna, yani rodolphe’un “sanatçı bencilliğinin” veya daha da cinsiyetçi bir yorumla “erkek bencilliğinin” öne çıkarılmış olmasına dair yoruma.

"la boheme", ölmüş olan mimi’nin rodolphe’un değil musette’in kollarındaki görüntüsüyle biter, etraflarındaki herkes (rodolphe da dahil olmak üzere) sahneyi terk etmiştir.
kollarında mimi’nin ölü bedeniyle musette boş sahnede tek başına kalmıştır, kar yağmaya devam ediyordur…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder