26 Temmuz 2021 Pazartesi

iki film birden - III

henüz ziyaret etmek kısmet olmadı, ama lübnan’ı nedense çok severim; hikayelerini, müziklerini, çok dinli kültürünü kendime yakın hissederim. sanırım yemeklerini de çok sevebilirim. mubi’de biri çok eski diğeri oldukça yeni tarihli iki lübnan filmini bir akşamda eşleştirdim. iki filmin de başlığında nereye? sorusunun olması ilginç ama lübnan'ın tarihine biraz aşinasanız şaşırtıcı değil.  

ilki 1957’den, cannes film festivaline katılmış, georges nasser’in "ila ayn?" (nereye?)’si, diğeri nadine labaki’nin 2011 tarihli, cannes’dan ve başka pek çok yerden çoğunukla izleyici ödülleriyle dönmüş “et maintenant, on va ou?” (peki şimdi nereye?) adlı filmi. 

ikisi de lübnan’ın dağ köylerinde geçiyor. ilki lübnan’da kalmak ile yurtdışına göçmek arasında kalanları, ikincisi iç savaş eşiğindeki lübnan’da hıristiyanlık ile islam arasında kalanları anlatıyor. ikisi de ele aldıkları hayati konulara oldukça naif bir perspektiften bakıyorlar. 


ilki folklorik bir belgesel gibi ama en azından sınırlarının farkında, alçakgönüllü. gereksiz yere uzun tutulmuş düğün dans sahnesine rağmen bile film sadece 78 dakika, o sahne olmasa, filmin hikayesi ancak orta metraj bir film süresini doldururdu. nasser melodrama bu kadar yüklenmeseymiş tarafı, neo-realist sinemanın köşetaşlarından birine imza atmış olabilirmiş.



ikincisi film ise, insanlığın en yakıcı konularından biri olan din çatışması ateşini hiç bir inandırıcılığı olmayan durumlarla/olaylarla söndürülmeye çalışılmasını anlatıyor ki, hiç ciddiye alınası değil. 
labaki'nin bu iddialı hikayeyi daha ilk iki sahnede kendini gösteren müzikal komedi formatında anlatıyor olmasından şüphelenmeliydim, ama bu kadar da sade suya tirit bir film kotaracağı aklımın ucundan geçmedi. 
evet, film kadınlığı yüceltiyor, kadınların ne kadar sağduyulu olduklarını ve yüreklerine taş basarak savaşları durdurabilecek güçte birileri varsa onların ancak kadınlar olabileceğini söylüyor, ama inandıramıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder