17 Kasım 2019 Pazar

belgesel yönetmeni tomer heymann'ın istanbul yılı


tomer heymann israilli eşcinsel bir sinemacı, belgesel yönetmeni. eşcinsel olduğunu, geçtiğimiz şubat ayında aksanat'ta gerçekleşen "mr. gaga" gösterimi ardından yapılan soru-cevapta kendiyle ilgili bir şeyi anlatırken laf arasında bütün doğallıyla söylemişti.

filmin, naharin'in hayranı dansçı/koreograf dostum gizem bilgen'in kişisel çabalarıyla gerçekleşen istanbul'daki o ilk gösterimine heymann da katılmıştı. hatta heymann o sırada festivalleri dolaşmakta olan yeni filmine eşlik etmeyi sırf istanbul'da olmak, istanbul'daki bu gösterime verdiğini önemi göstermek için yarıda kesmişti.
heymann'ın eşlik etmeyi yarıda kestiği yeni filmi, israilli bir eşcinsel porno yıldızı hakkındaki  "jonathan agassi saved my life" (jonathan agassi hayatımı kurtardı) ise, yine bu yıl, eylül ayına çekilen !f bağımsız filmler festivali'nin programında istanbul'da gösterildi.
ve şu aralar pera müzesi sinemasında "seçilmiş aileler" başlığıyla, retrospektif olmasa da, tomer heymann'ın filmografisinden kapsamlı bir seçki gösteriliyor: "mr. gaga" dahil olmak üzere altı film.
"mr. gaga" yıllarca belgesel tekliflerini geri çeviren, dünyaca ünlü israilli koreograf ohad naharin ile ilgili; naharin'in hayatını tam da dansın kendisi gibi hareketli, zaman sıçramalarıyla anlatan, sadece içeriğiyle değil biçimiyle de dikkat çekici bir belgesel. "mr. gaga" dışındakiler ise, ya merkezine oturtarak ya da kıyısından yaklaşarak eşcinsellikle alakalılar.

perşembe akşamı heymann'ın, tarih olarak "mr. gaga" (2015) ile "jonathan agassi..." (2018) arasındaki "who's gonna love me now?" (şimdi kim sevecek beni?) belgeselini seyrettim.
"şimdi kim sevecek beni?" (2016) eşcinsel olduğu için israil'de ailesiyle birlikte yaşadığı kibbutz'dan (dini yerleşimden) kovulduktan sonra yaklaşık 17 yıldır londra'da yaşayan ve ilerleyen yıllarda hiv+ virüsü kaptığı için ailesiyle, özellikle de kardeşleriyle sorunlar yaşayan 40'ına yeni basmış saar moaz'ı konu ediyor. kamera bütün çıplaklığıyla; moaz'ın üyesi olduğu londra eşcinsel erkek korosu'ndaki hayatını, eski sevgilisi ile olan sohbetlerini, annesinin ve daha sonra -pek de iyi anlaşamadığı- babasının onu londra'da ziyaret etmelerini, onun yeğeninin bar mitzva töreni için israil'e gidişini ve orada çocuklarının ondan hiv kapmasından korkan kardeşleriyle yaşadığı tartışmaları takip ediyor. bütün bu zaman zarfında moaz'ın ruh haline odaklanan film oldukça içten ve içerden bir bakışla, dini bir ailenin fertlerinin (örneğin anne londra'da oğluyla dışarı çıktığında sadece yanında getirdiği koşer yemekleri yiyor) eşcinsellik ve aids ile yaşadığı imtihana tanıklık ediyor.
ortaya serdiği tartışmaların içeriğiyle ve takip ettiği kişilerin samimiyetiyle, şimdiye kadar seyrettiğim üç heymann belgeseli arasında "şimdi kim sevecek beni?" en güçlü olanı. belgeselin en önemli özelliği ise, saar moaz'ın babasıyla ve kardeşleriyle arasında yaşanan en sert tartışmaları ve stresli anları bile sanki orada bir kamera yokmuşcasına kaydedebilmiş olması.

22 kasım cuma günü tekrar gösterilecek olan "şimdi kim sevecek beni?"yi tavsiye eder; "seçilmiş aileler" seçkisindeki bütün gösterimlerin ücretsiz olduğunu ve tomer heymann'ın 24 kasım pazar günü bir söyleşi-konuşma için tekrar istanbul'da olacağını hatırlatırım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder