8 Şubat 2019 Cuma

istanbul baharından 5 konser önerisi

istanbul baharı dedim ama önereceğim konserler şubat'tan haziran'a kadar olan bir zaman sürecini kapsıyor. hatta ilk ikisi hemen yarın, yani bu cumartesi. onlardan başlıyım:

1.
benzersiz ute lemper!
istanbul'daki ilk konserini 1995 yılındaki tiyatro festivali kapsamında ses tiyatrosu'nda veren, beni ve bütün izleyenlerini kendisine hayran bırakan ute lemper, daha sonraları defalarca istanbul'a geldi, crr'de, lütfi kırdar'da, işsanat'ta farklı repertuvarlar sunduğu bir çok tiyatral konserde bizleri büyüledi ama açıkçası o ilk konserin tadı hala damağımda. 
lemper bu sefer zorlu'da, 9 şubat'ta. eğer daha önce seyretmediyseniz, hararetle tavsiye ederim.


2.
benzersiz magdalena kožená!
magdalena kožená, bana göre yaşayan en kırılgan mezzo-sopranolardan biri. 
kožená'nın da istanbul'daki ilk konseri değil, daha önce sanırım iki kere dinledik kendisini. bu sefer 9 şubat'ta işsanat'ta sahneye çıkacak; the age of enlightment orkestrası ile sadece mozart ve gluck'un eserlerinden oluşan bir repertuvar seslendirecek, ki sesine çok yakışacağını düşünüyorum.


3.
brahms'ın piyanı konçertoları ve senfonileri
ne şanslıyız ki, klasik müziği damardan "klasik" yorumlayan efsanevi avusturyalı piyanist-şef rudolf buchbinder şehrimize daha önce maraton konserlerle konuk oldu; bir seferinde beethoven'in piyano konçertolarını, diğerinde beethoven'in piyano sonatlarını seslendirdi. iki konser de benzersizdi. buchbinder şimdi de brahms piyano konçertoları için geliyor. 
en sevdiğim klasik müzik bestecisi brahms olduğu için söylemiyorum, iki piyano konçertosu da birbirinden etkileyicidir, benzersizdir. iki akşamın diğer eserleri de brahms'tan birer senfoni olacak. buchbinder'e 13-14 şubat'ta lütfi kırdar'da, borusan istanbul filarmoni orkestrası ve şef sascha goetzel eşlik edecekler.
buchbinder'le bizleri buluşturmaya devam ettikleri için borusan sanat'a candan teşekkürler.


4. alman requiem'i
borusan istanbul filarmoni orkestrası'nın 18-19 sezonunda geriye kalan diğer beş konseri de birbirinden heyecan verici, ancak aralarından biri var ki, istanbul'da kolay kolay dinleme imkanımızın olmadığı bir yapıt içeriyor: brahms'ın alman requiem'i. 
25 nisan'daki konseri kaçırmayın, bu muhteşem yapıtı istanbul'da en son ne zaman dinledik hatırlamıyorum.


5. human requiem
ama bu sezon bir kere daha dinleme imkanımız olacak, ancak o sefer bambaşka bir mekansal ve müzikal düzenlemeyle. kanımca bu yılki istanbul müzik festivali'nin en parlak gösterisi bu olacak: human requiem. 
yıllar önce başyapıtı "körper" (bedenler) ile istanbul tiyatro festivali'nde bizleri derinden etkilemiş olan sasha waltz'in dans topluluğu ile rundfunkchor berlin'in ortak projesi olan, waltz'in eşi jochen sandig'in yönettiği, waltz'in ise dramaturg koltuğunda oturduğu [genellikle rolleri tam tersidir :)] bu gösteri pek bizim seyirciye göre olmayabilir; bizim seyirci hem rahatına pek düşkündür, hem de bencillik seviyesinde "rahattır", hiç olmayacak şeyler yapabilir, sanatçıdan çok "sanatçı" olabilir! bakalım 28-29 haziran'da zorlu'nun büyük salonunda sahnede birebir "ayakta" deneyimleyeceğiz. 

2 yorum: