9 Haziran 2010 Çarşamba

tiyatro festivali 17, izlenim 12: bellekte damıtılmış kırmızı



şimdi ve geçmiş; şimdi tek bir zaman, geçmiş ise katmanlı, parçalı.
bellekteki geçmiş ise, yaşananlardan geriye ne kadar tortu kaldıysa; bir o kadar deformasyon yüklü, halüsinasyon yüklü, sanrılı, sancılı!

sahnede iki pencere var.
biri küçük; şimdininki. bu pencerenin görünütüsünün tek bir açısı/perspektifi var; hemen pencerenin üstüne yerleştirilmiş kameradan alınan siyah-beyaz görüntüler.

diğeri ise büyük, sahnenin arka fonunu bütünüyle kaplıyor; geçmişe ait, belki de "geçmişlere", çünkü bellekteki anılar katmanlı, çoğalmış, zamanla deformasyona uğramış.
bu penceredeki görüntüler farklı perspektifler, farklı açılar içeriyor; sahnenin değişik noktalarına yerleştirilmiş kameralar sayesinde.
bunlar ayrıca; farklı renklere, deformasyonlara, üstüste bindirmelere sahip; canlı/naklen olarak yayınlanan görüntülerin anında efekt masasında kurgulanması sayesinde.

guy cassiers, jeroen brouwers'in otobiyografik ögeler taşıyan romanından uyarladığı "sunken red" (damıtılmış kırmızı) adlı tek kişilik oyunda; beş yaşında toplama kampında esir olmuş kahramanın, yıllar sonra annesinin ölüm haberiyle bulanan, allak bullak olan belleğindekileri ortaya döküşünü; bellekte kişisel tarihten geriye kalmış, zamanını ve mekanını kaybetmiş tortuları sahneye taşıyor.

aynı zamanda oyunun eş-yönetmeni olan dirk roofhooft'a eşlik eden, onu sahnede yalnız bırakmayan görsellik video ve ışık tasarımcısı peter missotten'e ait.
"damıtılmış kırmızı"nın müthiş etkileyici görsel tasarımı tam da 21. yüzyılda üretilen bir sanat/sahne yapıtından beklenecek çağdaşlıkta, yalın ve soyut.

...

şimdiye kadarki süresi en uzun ve programı en dolu tiyatro festivali'nde denk geldiğim;
.akıllara durgunluk verecek kadar zorlama ["şehr-ü evlad'üz-ziyan: kayıp çoçuklar şehri"],
."kolej" müsameresi kıvamında ["airswimming"],
.evin büyükçe salonunda aile meclisine sunulacak samimiyet ve naiflikte ["su yeşili hikayesi"],
.aşırı özenli ancak zayıf etkili ["fırtına", "yoroboshi/bahar ayini"],
.yakalanmış hoş paralellikleri, vaatkar anafikirleri hakkıyla kullanamayan ["nora/nure", "martı"]
nice gösteriden sonra, tam da festivalin kapanışında "sunken red" vaha gibi yetişti imdada. yoksa, zaten iki yıl zor beklediğim bu festivalin 2010 versiyonunu buruk ve heyecansız bir atmosferde sonlandıracaktım.

...

son bir temenni:
festival'in sanat yönetmeni dikmen gürün guy cassiers'i iki yıl önceki festivale getirmek istemiş, gerekli bağlantıları kurmuş ancak, bir an önce yenileme çalışmalarının başlaması için [!!!] akm'nin ivedi bir şekilde 31 mayıs 2008 tarihinde boşaltılması gerektiğinden, yani istanbul'da mekan yokluğundan bu randevu iptal edilmek zorunda kalmıştı.
cassiers'in hem de kendisine avrupa çapında ödüller getiren güç üçlemesine ait "atropa. avenging peace" ile (diğerleri: "mefisto for ever", "wolfskers") istanbul'a konuk olması planlanmıştı.

umarım eski senelerde thomas ostermeier, wim vandekeybus veya sacha waltz'e olduğunun aksine guy cassiers'in ayağı istanbul'dan kesilmez, festivalimize tekrar tekrar konuk olur...

1 yorum:

  1. Yaraladı, kanırttı, kanattı. Son yıllarda seyrettiğim en iyi gösteriydi...

    İkinci gece salon yarı yarıya doluydu, anlamadığım şekilde bir sürü çıkan oldu. Umarım Cassiers'i yeni projeleri ile tekrar izleyebiliriz İstanbul'da...

    YanıtlaSil