yakışıklı alman tenor, rolando villazon'un yokluğunda, romantik repertuarın aranan ismi oldu. hakkını yememek lazım, "carmen"de çok çok iyiydi, hatta herkesin üzerinde sözbirliği ettiği, memnun kaldığı tek isimdi.
alman bestecilerinin eserlerini yorumladığı, caspar friedrich david tablolarından ödünç alınma kapağıyla "sehnsucht" (hasret) adlı albümü ne kadar romantikse, italyan ve fransız repertuarından seçerek oluşturduğu -adı üstünde- "romantic arias" da o kadar etkileyici.
jonas kaufmann'ın tenor sesi biraz tok, hafif boğuk. bu benzersiz ses, oyun gücü ve yakışıklılıkla birleşince kaufmann'ı sahnede seyretmek büyük keyif oluyor.
aslen film yönetmeni olan [isabelle huppert'li bir avuç filmi var] belçikalı benoit jacquot "werther"i sakin, dingin bir yorumla sahneye koymuş. az dekor, az renk, karakterlere ve duygulara yoğunlaşan oyunculuk yönetimi.
romantik fransız operalarının en hüzünlülerinden olan jules massenet'nin "werther"inde birinci ve ikinci perdenin en baskın ögesi sahnenin üçe ikisini kaplayan açık mavi-gri renkte, her an bir fırtınaya dönüşecekmiş hissi uyandırmasına rağmen sakin gökyüzü; tam da caspar david friedrich'in tablolarından esinlenilmiş gibi ve tam da goethe'den uyarlanan bir operaya yakıştığı üzere..
üçüncü perde, bu sefer vilhelm hammershoi'nin tablolarından esinlenilmiş gri, loş bir iç mekanda geçiyor. werther'in charlotte ile çıkışı olmayan aşkının sonucunda intihar edeceği, charlotte'un da pişman ve acı içinde kalacağı düşünüldüğünde bu kasvetli iç mekan, karakterlerin iç dünyasını mükemmelen yansıtıyor.
ve son perde; sahnenin bütün derinliği içinde tek bir oda, tek bir pencereden gelen direkt ışık, yağan kar tanecikleri... werther kanlar içinde yerde... charlotte kırmızı şalıyla seyirciler arasından onun yanına geliyor ve yoğun hüzün içeren düetlerinde birbirlerine olan aşklarını dile getiriyorlar... werther ölüme yaklaştıkça, birbirlerinin olamayan aşkları yavaş yavaş sonsuzluğa göçtükçe, ışık da gittikçe azalıyor, geriye bir tek yatağın başucundaki mumun ışığı kalıyor.
sadece jonas kaufmann değil, charlotte'u söyleyen sophie koch da rolünü müthiş yorumluyor. "werther"in bütünü çok başarılı ancak özellikle son perde unutulacak gibi değil! bunda büyük orketra şefi michel plasson'un da büyük katkısı var.
benoit jacqout "werther"in televizyon naklen yayınını da yönetiyor ve daha önce rastlamadığım bir yaklaşımla, hemen dekorun arkasında oyuncuların antre bekleyişlerini, yan sahneden girişlerini, spotları, sahne arkası çalışanlarını, onların nasıl dekoru düzenlediklerini gizlemeden yayına eklemiş. jacquot yenilikçi bir fikirle; televizyon önündeki seyircilere, salondakilerin sahip olmadığı açıları/detayları gösteriyor.
arte'si olmayıp "werther"i veya arte'nin yayınladığı diğer konser-tiyatro-opera gibi etkinlikleri merak edenlere arte'nin internet sitesini öneririm; bu yayınlar site üzerinden her an ücretsiz seyredilebiliyor.