genç erkek ile olgun kadının aşkı: "cheri" (aşkım)
genç kız ile olgun adamın aşkı: "an education"
"cheri" yine filmekimi'nde seyredemediğim, vizyona girince de iki çarşamba üstüste alkazar'a gidip; ilkinde gazete ve internette ilan edildiği halde oynamadığı, diğerinde ise tam da o seansın başka bir etkinlik için kiralandığı gerekçeleri ile seyredemeyip köskös evime dönmek zorunda kaldığım bir film.
"cheri" bir kaç özelliği ile beni cezbetmişti:
. stephen frears: gelmiş geçmiş en mükemmel aşk-tutku-intikam filmlerinden biri olan "dangerous liasons" (tehlikeli ilişkiler)'in ve başka bir sürü iyi filmin yönetmeni,
. darius khondji: yıllar yıllar önce caro & jeunet'nin "delicatessen" (şarküteri)'si ile ilk defa adını bellediğim, sonrasında bir kaç david fincher filmine ("se7en" dahil) o benzersiz renkleri ve ışığı katan olağanüstü görüntü yönetmeni,
. christopher hampton: choderlos de laclos'un muhteşem "tehlikeli ilişkiler" romanını ilk önce tiyatroya [bu aşk kuartetini 1990'da londra'da seyretme şansına ermiştim], daha sonra da sinemaya uyarlayan, ilerleyen yıllarda kendisi de "carrington", "the secret agent" gibi eliyüzü düzgün filmler çeken yazar/yönetmen ve
. michelle pfeiffer: sadece şu üç filmdeki ("dangerous liaisons", "the fabolous baker boys" ve "the age of innocence") kırılgan kadın karakterleri canlandırışıyla bile sinema tarihine yazılmayı hakeden güzel ve yetenekli aktris.
işte, bu kadar beklenti bir araya gelince, sonuç beklendiği kadar parlak çıkmayabiliyor.
collette uyarlaması senaryo fena değil, görüntüler bir renoir veya monet tablosu kadar empresyonist, michelle pfeiffer kötü oynamıyor, stephen frears da elinden geleni yapmış gibi ancak "cheri" bu dört sanatçının kariyerlerinde önemli yer tutacak bir film değil. hepsinden daha iyilerini izledik; çıta o kadar yüksek ki, "cheri" çok altında kalmış!
"an education" ise daha sinemalarımıza gelmedi; büyük ihtimalle if'te veya istanbul film festivali'nde gösterilir. festivale veya vizyona gelmesi muhtemel filmleri ekrandan seyretmeyi tercih etmememe rağmen, kuzenim punduna getirdi, karşımda "an education"ı buldum.
lone scherfig "yeni başlayanlar için italyanca" ile ilk defa gönüllerimizi fethetmişti. sonraki hiç bir filmi de onun kadar iyi olmadı. "an education"ın ise ingiliz bafta ödüllerinde bayağı bir adaylığı var; bbc yapımı olması etkili olmuş herhalde.
senaristi nick hornby: azımsanmayacak bir isim. ancak film hornby'nin romanları ve romanlarından uyarladığı senaryolar kadar zeki değil. hatta; oldukça bildik sularda ilerleyen, risk almayan ve sonunda seyirciyi üzmeyen hikayesiyle etkileyicilikten çok uzak.
"an education" ingilizlerin çok iyi yaptığı üzere ("cheri" de öyle) mükemmel bir dönem filmi; kostümler, objeler, binalar, ışıklandırma muhteşem.
nasıl "cheri"de art-nouveau'nun bütün asimetrik kıvrımları filmin her bir karesine nüfuz etmişse, "an eduction"da da 60'ların saç, giysi, grafik ve mimari tasarımları hatasız, eksiksiz gözler önüne serilmiş. juliette greco şarkıları da cabası.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder