2 Nisan 2009 Perşembe

çağdaş kentli bireyin "karanlık korkusu"

yıllar önceki bir tiyatro festivali kapsamında ilk kez gitmiştim nişantaşı'ndaki o apartman bodrumundan bozma oyun mekanına. yanımda hayat-boyu-dostum burcu da vardı. oyun "gergedanlaşma"ydı. müthiş etkilenmiştik.
"gergedanlaşma"dan sonra, şahika tekand oyunlarını hep başka mekanlarda sahneledi; enka'da, akm'de, tarlabaşı'ndaki istanbul sanat merkezi'nde [orada "gergedanlaşma"yı ilk seyredişimden beş sene sonra bir kere daha izledim] ve son yıllarda garajistanbul'da.
bu sezon (nisan'la birlikte) stüdyo oyuncuları oyunlarını tekrar o eski mekanlarında sahnelemeye başladılar, hem de ikisi yeni dört oyun birden!

ben önceliği mayıs 2008'de tiyaro festivali'nde prömiyer yapmış "karanlık korkusu"na verdim. hele de cherkaoui'nin "myth"ini seyretmek için antwerp'e gittiğimde, tarihi tiyatro binası bourla'nın fuayesinde "karanlık korkusu"nun el ilanlarına rastlayınca; "karanlık korkusu" 0090 türkiye sanat festivali kapsamında antwerp'te 5 şubat'ta sahnelendi.
[yabancılar yaşar kemal okumuş, yılmaz güney seyretmişlerdir, ve sen bir türkiyeli olarak yeterince vakıf değilsindir ya kendi değerlerine, onun gibi bir şey hissettim; kıskandım yani belçikalıları, şahika tekand'ın en yeni oyununu benden önce seyredecekler diye.
gerçi şahika tekand'ın değerini bilmez de değilim; 1996'dan beri sahnelediği bütün oyunları hayranlıkla seyretmiş bir izleyiciyim. zaten insan şahika tekand'a nasıl hayran olmaz; bu topraklardan hangi tiyatro yönetmeni çıkmış ta, kültür ve tarihleriyle had safhada övünen (ve tam da bu yüzden bizlere hala hafiften düşman olan) yunanlılara, başkalarına kolay kolay yar ettirmedikleri antik klasiklerini yenilikçi, taptaze bir yorumla sunmayı bilmiş! hem de; gözleri gibi baktıkları, çoğunlukla kendi tiyatro gruplarına açtıkları, kolay kolay misafir topluluk davet etmedikleri ünlü epidavrus antik tiyatrosu'nda!]

şahika tekand, burcu ile benim gibi bir çok seyirciyi "gergedanlaşma" ile büyülemişti, ama ileriki yıllarda sahnelediği "oidipus nerede?", "oidipus sürgünde" ve "evridike'nin çığlığı" üçlemesi ile değil türk tiyatrosu'nda, abartısız, dünya tiyatrosu'nda tartışılmaz bir yere sahip oldu; yorumlama tekniği, sahneleme yöntemi olarak kendine has bir "oyun oynama sanatı" geliştirdi.
"karanlık korkusu" da bu zincirin başka bir halkası; oyun oynama yollarına dair yeni bir çeşitleme. yine ışık ön planda, yine hız önemli, yine konuşma tekniği üst düzeyde, yine olasılıklara açık/spontan/o ana ait olma hali oyunun vazgeçilmez kuralı.
"karanlık korkusu" keyifli, diken üstünde ve had safhada antenleri açık tutmayı gerektiren dipdiri bir 50 dakika talep ediyor seyirciden!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder