Dansın özü sizce nedir?
Aslı Öztürk: Benim için dansın özü, hareket yoluyla beden/zihin ve enerji bütünlüğünün deneyimlenmesi ve bu deneyimin paylaşılması.
Büşra Firidin: Bedenin varolduğu zamanla, geçmişte, gelecekte ve şimdi kurduğu ilişkilerinin taşıdığı izlerin, enerjinin hareket yoluyla anlatımıdır benim için.
Mihran Tomasyan: Hem geçmişin hem de geleceğin izlerinin aranması ve keşfedilen bilgilerin beden aracılığıyla sunulmasıdır.
Sanatın dönüştürücü gücüne inanıyor musunuz? Nasıl?
AÖ: Evet, çünkü sanatın görünmez olanı görünür kılma ve/veya mevcut olana yeni bir bakış açısıyla tekrar bakmayı önerme gücüne sahip olduğunu düşünüyorum. Görünmez olanı duyumsamanın ya da mevcut olana farklı bir perspektifle yeniden bakabilmenin ise, önce bireysel sonra da kitlesel olarak oldukça dönüştürücü olabileceğine inanıyorum.
BF: Sanat’ın insanlar arasında evrensel bir iletişim kurma şansı sağladığını düşünüyorum.
MT: Hayır. Tek bir şeyin dönüştürücü gücüne inanmıyorum. Bir tohumun filizlenebilmesi için toprağa, suya ve binlerce başka bileşene ihtiyacı vardır. Sanat sadece insanla ilgili bi ifade aracıdır, elbette ki insanı dönüştürebilir ama evrene bir fayda sağlamaz.
Bir iş üretirken hangi kaynaklardan beslenir, nelerden ilham alırsınız? Rüyalarınızın işlerinize etkisi olur mu?
AÖ: Son yıllarda kendi üretimimde özellikle Doğu kökenli felsefe ve pratiklerden çokça ilham alıyorum. Hatta ilham almanın ötesinde Doğu’nun önerdiği pek çok beden odaklı farkındalık pratiğini hem verdiğim dans derslerinde, hem de üretim sürecinde somatik farkındalığı ve yaratıcılığı destekleyici araçlar olarak kullanıyorum. Rüyalara, özellikle lucid dreaming pratiğine çok büyük bir merakım olmakla beraber işlerimde rüyalarımdan faydalanmıyorum ama gelecekte özellikle lucid rüyalar üzerine çalışmayı çok isterim.
BF: Resim yapmak, boyalarla vakit geçirmek, bir resme bakmak bana hep ilham vermiştir. Hayal ettiğim, deneyimlediğim süreçleri görsel olarak tanımlayabilmek beni iyi hissettirir.
MT: Ne yazık ki rüyalarımı hatırlayamıyorum. İlham kaynakları çok değişken olabilir. İçinde büyüdüğüm kültür, toplayıcılık, mücadele, zor durumda kalmak, mizah, şiir, karşılaşmadığım ifade biçimleri; Geriye dönüp baktığımda oyunlarımda sıklıkla karşıma çıkan temalar. Bu temalar etrafında dolanan her şey ilham olabilir. Genelde ilgilendiğim ya da arkadaşlık yaptığım birilerini sanatın dışında bırakmamak önem verdiğim bir şey. Onlardan aldığım ilham da oyunlarımın tutunduğu metotlardan biri sanırım. Arkadaşlarımdan çok ilham alıyorum.
"Ustam" olarak tanımlayabileceğiniz veya size ilham verdiğini düşündüğünüz biri/leri var mı, varsa kimler?
AÖ: Aslına bakarsanız bana eğitim sürecim boyunca pozitif anlamda dokunmuş olan tüm eğitmenlerime ustam demekten çekinmem ama bu soruyu okur okumaz aklımda beliren en net isim William Forsythe oldu. Hem koreograf, hem eğitmen, hem de insan olarak benim için gerçekten çok değerli ve sanatçı olarak üzerimdeki etkisi çok büyük.
BF: Bu yolculukta bana pozitif anlamda dokunmuş eğitmenlerim ve beraber hareket ettiğim, paylaşımda bulunduğum insanlar bana her zaman ilham olmuştur.
MT: Ustam olarak tanımladığım biri yok. Sanatta ustalık-çıraklık ilişkisinin eski kuşaklara ait olduğunu düşünüyorum. Sanat üreticilerinin bir yaşı yoktur. Hatta sanat alanında yaş faşizmi var bence. Birisinin benden yaşça büyük olması ve çok büyük koreografilere imza atmış olması usta olduğu anlamına gelmez, gelmemelidir. Ustalık bu anlamda yaşla mı koreografik değerle mi, yetiştirdiği öğrenci sayısıyla mı ölçülmelidir? Bunun değeri nasıl ölçülebilir? Ama ilham verdiğini düşündüğüm pek çok insan var. Özellikle 90’lı yıllar ve 2000'lerde üretim yapan tüm Türkiyeli dansçılardan ayrı ayrı etkilenmiş olduğumu düşünüyorum. Kum,Pan,Ya topluluğunun hayatımda çok önemli bi yeri var ve ayrıca Fransa’da çalıştığım koreografım Charles Cré-Ange’ı mutlaka sayardım.
söyleşinin devamını okumak için tıklayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder